Nasreddin hoca gibi
Nasreddin Hoca'nın türbesi var ya... Hani kapısında kocaman bir kilit. Ama pencereleri sonuna kadar açık. Luce de öyle yapmış. Beşiktaş'ta gençleri yedek kulübesine oturtmuş, sahaya takımın aslarını çıkarmış. Kaleye ise Ramazan Kurşunlu'yu koymuş. Yani Oscar Cordoba yedek. İşte burada Lucescu'yu eleştiriyorum. Yenileceksen, gençlerle yenil. As dediğin starlar kimi yenmiş ki? Adanaspor'a bile yenilmiş. Menajer Sinan Engin de yok. Hani soran olursa, 'Vallahi ben o maçta yoktum' diyecek. Bir şey daha yazalım, noktalayalım. İkinci yarının başı Okan Koç, yardımcı hakem Ali Saygın Ögel'e bir şeyler söylüyor. Sonra da kırmızı kart. Yani formasına ihanet ediyor. İşte o Okan Koç tribünlere çağrılıyor. O da bu sevgiye alkışlarla cevap vererek soyunma odasına gidiyor. Anladınız değil mi o Beşiktaş, bu Beşiktaş. Tekrar futbola dönelim. Lucescu kendisiyle de dalga geçiyor. Düşünebiliyor musunuz, oyunun en önemli rolünü Antoni Zago'ya vermiş. Savunmayı o organiz edecek, orta sahayı o organize edecek, sonra da hücuma çıkıp gol yapacak. Zago yapacağını yaptı, Oktay Derelioğlu'nu düşürerek penaltıya neden oldu. Sonra da yine Oktay'ın attığı golde kademe ve pozisyon hatası yaptı. Beşiktaş'ın kadrosu ve oyun sistemi konusunda yorum yapmaya bile gerek yok. Çünkü bu futbolun adı utanç futbolu. Beşiktaşlı futbolcuların kendilerine saygısı yoktu, şimdi artık onlara da ne saygı kaldı, ne de sevgi. Sebat belki de tarihinin en önemli galibiyetlerinden birini aldı. Yani Beşiktaş'ı yendi. İyi değil saygı duyulacak bir futbol oynadılar. Hepsi bu... Bu maçta büyük oyuncular dediğimiz Sergen Yalçın ve Tümer Metin sıradan futbolculardı. Maçı almak için hiçbir şey yapmadılar. Ama bir gün Beşiktaş'tan giderlerse, futbolun gerçeğini yaşarlar. İşte örnek Oktay Derelioğlu. Tek başına maç kurtaran bir santrfor ama kimin umurunda. Beşiktaş seyircisinin dün tek doğru sözü şuydu: "Beşiktaş forması kutsaldır, nasip olmaz herkese." Anlayan anlasın...
|