kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Atina 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Asli Aydintasbas @ SABAH
 

Derin Aktörler

İyi ki SABAH gazetesi beni Washington'dan Ankara'ya çağırmış. Bu aralar Ankara, haber açısından zevkli. Nedeni de günlerdir gazetelerde okuduğunuz "devlet içi kavga."
Buraya geldikten kısa süre sonra bir dost beni bir kenara çekip "Zamanla sen de burada bir çok şeyi biliyor olacaksın. Ama unutma, kural bildiklerinin yalnızca yüzde yirmisini yazmak. Ankara'da 'bilmek' yazmaktan daha önemli" demişti.
Gerçekten de Ankara'nın siyaset erbabı, fısıltı halinde sonbaharda beklenen kabine değişikliklerini, hangi siyasetçinin hangi işadamına yakın olduğunu veya MİT-Yargıtay- Çakıcı kavgasının iç yüzünü konuşuyor. Tabi yazılmamak kaydıyla...
Son krizde de herkesin bildiği ama gazete okurları için pek dillerdirmediği "açık sır"lar var. Yazılan şey, Yargıtay, Emniyet ve MİT'te "temiz"ler yanında "kirliliğe bulaşanlar" da olduğu. Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya, Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Yalçınkaya veya kurmay MİT'çi Kaşif Kozinoğlu'yla ilgili iddialar ortada.
Bilindiği halde satır aralarına sıkışan ise, devlet içindeki kavgada tarafların kim olduğu.
MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun ve fırtınanın göbeğindeki Yargıtay Başkanı Özkaya arasındaki söz düellosunun çelişkili ifadelerine bakıp 'derin kriz'in MİT'le Yargıtay arasında olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Ankara'da yabancı diplomatların bile gözünden kaçmayan asıl mesele, mevcut MİT yönetimi ve İstanbul çıkışlı emniyet teşkilatı arasında. Bu Susurluk'dan beri devam eden bir "mücadele."
Hatırlarsanız krizin çıkış noktası, Alaattin Çakıcı'nın telefonlarını dinleyen emniyet birimlerinin Kozinoğlu ve dolaylı olarak Çakıcı bağlantılı ekiple iletişim içinde olan Özkaya'ya rastlaması.
Bu noktada emniyet makamları, "Hay Allah, işin içinde MİT varmış" diyerek suspus olabilirdi. Bunun yerine, Türkiye'de az görünen bir şey yapıp olayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına'na bildirerek üzerine gitti. Böylece ister istemez güvenlik ve haberalma teşkilatları, karşı karşıya gelmiş oldu.
Bugün gazete manşetlerini işgal eden haberlerin temelinde de, bu iki kuvvet arasındaki iktidar mücadelesi var. Geçen yıl boyunca ABD iç ve dış politikasına da damgasını vuran, Pentagon ve CIA çekişmesiydi. Burada "Aman kurumlar yıpranıyor" diye telaşa gerek yok. Devlet içinde makul ölçülerde rekabet, herhangi bir birimin devleti kontrol etmesini önleyen bir fren mekanizması yarattığı gibi, istihbarat ya da emniyetin mutlak gücünü denetlediği için doğrudan vatandaşa yarıyor.
Ankara'daki mücadelenin ilginç yanı ise, tarafların bu çekişmeyi alenen telaffuz ediyor oluşu. Demeçler ve basına sızdırılan haberler, adeta rakip şirketlerin "basın toplantıları" gibi. Öyle ki üst düzey bir yetkili, geçenlerde kapısında bekleşen muhabirlere "Hay Allah bütün kasetleri bu sabah erken gelen arkadaşlara dağıttık. Size bir şey kalmamış" esprisini yapmış.
Her ne kadar MİT, krizin ilk haftalarında "kamuoyu yaratma" açısından geride kalmış olsa da, Müsteşar Atasagun'un geçen hafta verdiği demeçlerle biraz öne geçti. Yine de teşkilat, basına sızan kasetlerle Çakıcı ilişkisi ayyuka çıkan Kozinoğlu'nu savunmakta zorluk çekiyor. Belki de zaten savunmamalı.
Ankara'da tüm bunlardan yola çıkarak 'derin kriz'i "iyi adamların mafya ve kötü adamlarla savaşı" gibi görme eğilimi var. Bu da yanlış. Türkiye'de ne Emniyet ne de MİT tamamen temiz ya da tamamen kirli. Örgüt içinde rahatsızlık duyanlar olmasa, MİT mensubu Kozinoğlu'nun Çakıcı'yla ilişkisi konusundaki iddialar bu kadar "pazara" çıkmazdı. Kuşkusuz MİT'te de iddialardan rahatsızlık duyanlar var.
Aynı şekilde geçmişte Çakıcı gibi insanlar Emniyet'in farklı birimlerine nüfuz etmekte zorlanmadı. Her ne kadar şu aralar Ankara'da bir çok kişi, Emniyet Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele daire başkanı Hanefi Avcı'yı Çakıcı'yla mücadelenin "gizli kahramanı" olarak görüyor olsa da, "bireyler kurum, kurumlar devletin kendisi" demek değil.
Henüz temiz devlet noktasından daha çok uzağız.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Ankara'nın istihbarat kulisi   / 17-08-2004
 Derin kriz arapsaçı   / 16-08-2004
 Tek demokratik devrim   / 12-08-2004
 ...Ve Ankara   / 09-08-2004
 Ege'de tango   / 19-07-2004
 Edwards'ın anlamı   / 12-07-2004
 Bush geldi geçti   / 05-07-2004
 Zana'dan sonra   / 14-06-2004
 Reagan'ın önemi   / 07-06-2004
 G-8 gündemi   / 31-05-2004
SAVAŞ AY
Savaş tayyareleri ve flamingolar!
Askerlik eninde...
NEBİL ÖZGENTÜRK
Üç mektup... Üç satır yazı
Açık mektup ya da mektuplar...
HINCAL ULUÇ
Hoş geldin Cüneyt Ağabey!..
İstanbul'dan zılgıtlar...
UMUR TALU
Tatil kokusu
Ağız tadımın, damak hassasiyetimin,...
EMRE AKÖZ
Borges ve Çin Ansiklopedisi
Efendim olayın asıl şöyle...
ERGUN BABAHAN
Irak'ın Damat Ferit Paşası
Batı Basını Irak'taki...
ASLI AYDINTAŞBAŞ
Derin Aktörler
İyi ki SABAH gazetesi beni...
Casus Sinekler
Değişen terör tehdidine karşı bilim de "tedbirini" alıyor. Yeni çağın...
Bush, aslında üç yıl Başkanlık yapmış!
DÖRT yıldır görevde olan Amerika Başkanı George W. Bush'un,...
Gerçek büyücü: 3-0
Gerçek büyücü: 3-0
Tuncay'a ilk golü attıran Brezilyalı'nın başlattığı atakta Van...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.