kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Atina 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Eksik olan şeffaflık değil, müeyyidesizlik
Deprem falcıları ölçüyü kaçırdı.
Şaka

Eksik olan şeffaflık değil, müeyyidesizlik

Kayseri'de gazetecilerle konuşan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Gül'e, MİT ve Yargıtay arasında geçen tartışmadaki son nokta ve muhalefetin bu konudaki eleştirileri hakkında ne düşündüğü sorulmuş.
Abdullah Gül şöyle cevap vermiş bu sorulara:
- Muhalefet yanlış yapıyor. Şeffaf, açık, demokrasinin işlediği ülkelerde gizli kapaklı hiç bir şey kalmaz. Konu yargıya yansıdı. Yargıtay tarihinde ilk defa bu şekilde bir soruşturma başladı. Gerekli çark işliyor, çalışıyor. Hiçbir şey kapalı kapıların ardında kalmaz. Eskiden kapıların ardında kalan konular, bundan sonra daima halkın bilgisine sunulacaktır. Varsa bir yanlış, muhakkak ki ortaya çıkacaktır ve ne gerekirse yapılacaktır.
Sanırız, Gül'ün bu sözlerinde biraz hafıza yanılması, biraz bilgi eksikliği ve aşırı bir iyimserlik var.
Birincisi, uzun bir süredir, Türkiye'de gizli kapaklı yapılan her şeyi, kamuoyu da duymaya başladı.
Ne dinlenmedik telefon kaldı, ne de bu dinlenilen telefonlardaki konuşma bantlarının medyaya verilmesinde (veya sızdırılmasında) herhangi bir aksama oldu.
Rakip medya sermayelerinin birbirlerini karalayarak teşhir etmeleri sayesinde, medyanın ipliği öncelikle pazara çıktı.
Siyasi ve bürokratik karşıt grupların çabaları ile de, en gizli devlet kurumlarının içindeki hizipleşmeleri bile öğrenmedik mi?
Çeşitli kod isimleri ile başlatılan operasyonlarla, iş aleminin en önemli isimleri de adliyelere, emniyete sevk edildiler. Bu isimleri de, yaptıklarını da öğrendik.
Bu arada sanat ve gösteri dünyasının yıldızlarının özel hayatlarını yansıtan video bantları bile, kitleler tarafından izlendi.
"Susurluk" ve "Neşter" gibi kavramlar, "Hortum" ve "Türkbank" gibi dosyalar, "Andıç" ve benzeri olgular, bunlara ilişkin isimler ve kurumlarla, toplumun belleğine yerleşti.
Yani Türkiye'de Abdullah Gül'ün sandığı gibi, şeffaflık yeni bir durum değildir.
Oldukça uzun süredir, kapalı kapılar arkasında yapılan şeylerin hepsini herkes bilmektedir.
"Bilmektedir de, sonra ne olmaktadır" meselesine gelince, durum burada karışmaktadır.
Çünkü nihai değerlendirmede, herkesin her şeyi bilmesine karşın, kapalı kapılar arkasında, eskisi kadar yoğun biçimde yine işler çevrilmektedir.
Çünkü açığa çıkan ve herkes tarafından bilinen konuların sorumluları, hiçbir şey olmamış gibi normal yaşamlarını sürdürmektedir. Hatta bunlardan bazıları, belirli çevrelerce kahraman gibi algılanmaktadır.
Yani eksik olan şey şeffaflık değil, müeyyidesizliktir.
Bunun nedeni, siyasi veya idari dengeler midir?
Yoksa idari dokunulmazlığın, sorumlulara siyasi dokunulmazlıktan daha da güçlü bir kalkan sağlaması mıdır?
Veya kapalı kapılar arkasında çalışanlar arasında öylesine derin bir dayanışma vardır ki, bunu kimse delememektedir.
Bu gerçeklerin ışığında, Abdullah Gül'ün iyimserliğini paylaşamıyoruz.
Bir gazeteci olarak biliyoruz ki, hiç bir gizli dosya veya belge, basına gökten inmez. Bunu birileri, rakiplerini zor duruma düşürmek için verir. Bunu elde eden gazeteci, atlatma haberini yaparken, neden kendinin seçildiğini ve bu haberin kimin işine yarayacağını da bilebildiği takdirde, medyatik şeffaflık anlam kazanır.
Bugün Yargıtay-MİT görüşmelerinin telefon bantlarını yayınlayan gazetelerin yöneticilerinin telefon konuşmalarının bantlarının da, bir dönemde başka gazetelere verildiği hatırlanırsa, durum daha iyi değerlendirilebilir sanıyoruz.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 "Keşke Pelit babamın olsaydı!.."   / 22-08-2004
 Besim Tibuk'la Merit Antik'te "son yemek"..   / 21-08-2004
 Sorunları çözmek mi, uyutmak mı daha doğrudur?   / 20-08-2004
 Dalan çıtayı yükseltti, Topbaş'tan rekor bekliyoruz   / 19-08-2004
 Hindistan'da Muson'u bekler gibiydik   / 18-08-2004
 Demek yabancılar Türkiye'nin yarınına güveniyor   / 17-08-2004
 Herkes eşittir, bazıları daha fazla eşittir...   / 16-08-2004
 Eylülde Türkiye beste yarışmasını konuşacak...   / 15-08-2004
 Eleştiriye karşı umursamazlık, siyasi bir hastalıktır   / 14-08-2004
 Tren olmasaydı siyasi tarih durgunlaşırdı   / 13-08-2004
AHMET HAKAN COŞKUN
Meraklısı için
Ne zaman "Sen gazetecisin bilirsin, söyle...
MEHMET BARLAS
Eksik olan şeffaflık değil, müeyyidesizlik
Kayseri'de...
ÖMER LÜTFİ METE
Bakü ile ortak türkü
Geride bıraktığımız Cuma günü ATİB...
YAVUZ DONAT
Aman dikkat sayın Bakan
Öğle yemeğinde gazetede bir...
İnsanoğlu her şeye alışıyor
Bodrum Maki Otel'deki taşan foseptik çukuru temizlenince, üç gün önce...
'15 dakika sürer' denen estetik ameliyatta öldü
Gaziantep’te burnunu düzelttirmek amacıyla ameliyat masasına yatan...
Pilotlarımız 'kelle koltukta mı' uçuyor?
Pilotlarımız 'kelle koltukta mı' uçuyor?
Sivil Havacılık Sendikası, "Türk pilotlar, Avrupalılar'ın yarısı...
Karaman'a soruşturma
Karaman'a soruşturma
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.