kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Atina 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Gulse Birsel @ SABAH
 

Spor, sanat için midir, halk için mi?!

Köşemi dikkatle takip eden okuyucularım, dün, 'Hırsız Var' filminin senaryosunda, son anda fark ettiğim bir havuz sahnesi olduğunu okumuşlardır. Ancak şunu bilmemektedirler: Bu havuz sahnesi, yine benim sonradan fark ettiğim bir detay içermektedir. Efendim, sahne gece saatlerinde geçmektedir! Film çeviriyor olmanın güzel tarafı: Şöhret, keyif, hava, civa... Film çeviriyor olmanın berbat tarafları: Şöyle başlayabilirim mesela, setin ya sabah altıda başlaması ya sabah altıda bitmesi! Bunun bir ortası yok mu? Yok! Şöyle devam edebilirim; sabaha karşı üçte, dışarıda keskin bir rüzgar eşliğinde son yılların en soğuk ağustos ayı yaşanırken, bölgenin en soğuk tepesinde, buz gibi bir havuzda, suyun içinde dalgalanan bir gece elbisesiyle kadraj yapılmasını beklemek! Hepinizin bildiği gibi, bir spor aşığı sayılmam! Çoğunuzun bildiği gibi, havuza tramplenden atlamak, ters takla atmak, dipten gitmek gibi hokkabazlıkları sevmem! Ayrıca temmuz ortası, öğle sıcağında, Antalya'da bile denizehavuza, alıştıra alıştıra girerim ki, üşümeyeyim!

GİR HAVUZA ÇEKİYORUZ!
Dün okuduğunuz gibi, 'Hırsız Var' filminde, havuza atlamam gerektiğini son günlerde öğrendim. Filmlerin bir başka özelliği: İlk görüşmelerin, ön hazırlıkların son derece profesyonel gitmesi. O hazırlık aşamasında, genel tavırdan aldığınız intiba, hayal ettiğiniz set ortamı şu: O sahnede havuz ısıtılacak, ortam 35 derece olacak, sizi kurutmak ve giydirmek için 5 kişilik bir ekip bekleyecek, odanızın banyosunda köpük dolu küvet ve masöz hazır tutulacak. Hatta havuza girerken, daha önce bilmediğiniz 'filmlerde havuza atlayanların üşümemesini sağlayan özel hap ve kremler'den verilecek size! Öyle olmuyor! Hatta, anladığım kadarıyla dünyada da öyle olmuyor. Neden bilmiyorum. 'Filmde oynadıysan, kocaman perdede kendini seyredeceksen, bedelini ödeyeceksin!' gibi bir mantık olabilir! Hayır, geçmişte çeşitli havuz başı parti ve düğünlerinde 'altı okka' olayını yaşamadık değil. Ancak genellikle 30 derecenin üzerinde, bunaltıcı geceler olurdu bunlar. Havuz sahnesinin çekileceği gece gibi 15 derece değil! Aslında soğuk da önemli değil. Beni hayati tehlike yordu!

ELBİSE KURU 20 ISLAK 40 KİLO
Üzerimdeki gece elbisesi, Dilek Hanif sağolsun, harika bir şey. Ve fakat, uzun kuyruklu, baştan aşağı boncuk işlemeli ve 20 kilo çekiyor! Bir de ıslat o elbiseyi, oldu mu 40 kilo! Kuyruk da suyun içinde dolansın bacaklara! Sonra sıkıysa kollarınla çırpına çırpına kafanı suyun dışında tut. Ha tabii, bu arada bi de rol yap! Ayaklarıma taş bağlayıp suya atın aynı şey! Sanat için falan tamam da, bu da can! Üç defa, kuruyup kuruyup havuza girdik. 15-20'şer dakikadan hesap et. Sanki her defasında su daha çok soğuyordu! Havuzun kenarındaki figürasyonun bakışlarından anlıyorum ki, görüntüm çok acıklı! Uzun lafın kısası, Gülse Gülse olalı, böyle eziyet görmedi! Koşucuların ayaklarında ağırlıkla antrenman yapması gibi üzerimde 40 kiloyla, soğukta dakikalarca yüzdüm, aynı anda rol yaptım! Ne var ki, her tecrübe, insan için bir ilham kaynağı. Önümüzdeki yıllarda önce Marmara Denizi'ni, sonra Manş'ı geçmek istiyorum. Hatta bu esnada bir tirad da attırabilirim. Sanat-spor köprüsünü böylece kurmuş oluyorum. Hiç benden bekler miydiniz?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Olimpiyat ruhum var, fiziğim yok!   / 28-08-2004
 Ev sahibesinin bilinmeyen dramı!   / 22-08-2004
 Eyvah misafir geliyor!   / 21-08-2004
 Hayat sigortası is-te-mi-yo-rum!   / 15-08-2004
 Taocu beslenme sanatı!   / 14-08-2004
 Tatilin dört hali!   / 08-08-2004
 Bu Nişantaşı beni bitirecek!   / 07-08-2004
 'Altın Eşek' almışım, haberim yok!   / 01-08-2004
 Ahmet Ertegün'ü pes ettirdik!   / 31-07-2004
 Sosyelitlerle sosyetikler Türkbükü'nde kaynaşmış!   / 25-07-2004
AYŞE ÖZYILMAZER
Eski sevgili çok mu lazım yani?
Ben terk ettim, sen terk...
GÜLSE BİRSEL
Spor, sanat için midir, halk için mi?!
Köşemi dikkatle...
AYŞE TÜTER
Lezzet Güneşi
Kırmızı mercimekli dip
Mercimek,...
Sezonun ilk daveti
Sezonun ilk daveti
Uzun süredir hayalet şehir kıvamındaki İstanbul, yavaş yavaş...
Sosyete Bunları Konuşuyor
Sosyete Bunları Konuşuyor
Hakko'nun Şakası!
Şimdilerde sosyetede herkes...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.