İddialı olun

2006 Dünya Şampiyonası elemelerine yeni bir teknik direktör ve yeni bir federasyonla birlikte yelken açıyoruz. B aşarılı olmamız Türk futbolu ve onun her türlü unsuru açısından şart. Bunun dışında da bir hedef ve söylem olamaz. Zaman zaman "Grubumuzda güçlü takımlar var" gibilerden açıklamalar duyuyor ve üzülüyorum. Böyle silik, güvensiz söylemlerle kamuoyu yönlendirilmez.
Grubumuz olabilecek en iyi grup. Bizim 2002'de yaptığımız gibi bir patlama yapan Yunanistan en iddialı takım görünümünde. Ancak biz oynadığımız futbolla alkış almışken, Yunanlılar oynatmamak üzerine kurulu ve yalnız sonuca giden futbollarıyla başarı sağladılar. Ukrayna da ne kadrosuyla, ne hedefleriyle bizim rakibimiz olacak bir takım değil. Ukrayna'nın en iyi bildiği şey berabere kalmak. Tekrar ediyorum iyi bir hazırlık dönemi ve taktik ile rakibimiz olamaz. Grubun bir başka ekibi Danimarka oyun stili olarak belki bize en ters gelecek takımdır.
Ama oradaki maçı da Avrupa'da yaşayan Türk vatandaşları sayesinde "evimizde" gibi oynayacağız. Zaten Danimarka seyircisi "roligan" yani yumuşak, rahat bir seyirci. Hepsi yurtdışında oynayan futbolcuları maçtan maça bir araya geliyorlar ve de kısa hazırlıklarla takım olamıyorlar. Gürcistan ve Arnavutluk'u ise geçiyorum.

Rakipleri iyi analiz şart
Bizim eski ve yeniyi bir potada eritip sahaya güçlü ve dengeli bir takım çıkartmamız lazım. Bunu yapacak Ersun Yanal'ı bu süreçte bekleyen bazı zorluklar var. Türk futboluna damgasını vurmuş iki büyük teknik direktör var; Mustafa Denizli ve Fatih Terim. Her ikisi de parlak sporculuk kariyerlerinin üzerine teknik direktörlüğe başladılar. Burada da kariyerlerinin en başında Derwall ve Piontek gibi iki dev isimden çok şeyler öğrendiler. Yanal'da ne herkesin saygı duyacağı bir oyunculuk kariyeri, ne de birlikte çalışma şansı yakaladığı bir büyük hoca yok. Bunun yanında Yanal'ın diğerlerinden daha iyi olduğu iki konu, ekip çalışmasına inanç ve bilimden yardım alma. Çalıştırdığı takımlara oynattığı "göze hoş gelen" futboldan hepimiz çok zevk alıyorduk. Şimdi hedef daha büyük ve yalnız göze hoş gelmek yok hedefte. Tek hedef başarılı olmak. Yunanistan'ın Avrupa Şampiyonası'nda başarısız olması halinde "çağdışı futbol oynatıyor" diye kenara itilecek Otto Rehhagel şimdi omuzlardan inmiyor. Bunun analizini çok iyi yapmalı Ersun Yanal.
Bu süreçte Yanal'ın en değerli desteği menajer Can Çobanoğlu. Yeri gelmişken federasyonun bu konudaki spekülasyonları keserek Çobanoğlu ile devam kararı almasını son derece doğru bulduğumu da belirteyim. Geçen dönemde menajerliğe özenen Haluk Ulusoy yüzünden tam olarak etkisini gösteremeyen Çobanoğlu mevcut federasyonun çağdaş yaklaşımıyla daha da başarılı olacaktır.