kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Asimetrik bilinç

Bir süre önce, Irak'ta kazanmalarının mümkün olmadığını ağzından kaçıran Bush ABD yönetim katmanlarına hakim yılgınlığı zeka ve kişilik sorunları yüzünden safiyane ve gafilane biçimde dışa vurmuştu.. Çevresinin ve akıl hocalarının tevil etmeye çalıştığı bu gafın gerçeği yansıttığı artık kesinleşti. Bir kere doğrudan Dışişleri Bakanları bunu itiraf ediyor:
- Yanlış hesap yaptık..
Bir başka kanıt da ABD'nin eski tanınmış diplomatlarından Hoolbrooke tarafından yapılan açıklamalar. Onun söylediklerinin başlığı bile kafi:
- Irak Vietnam'dan beter..
Durum bu kadar kötü olduğu için de ABD askeri güçleri Irak'ta resmen soykırım uyguluyorlar.. Şimdilik 'asimetrik savaş' yaftası bu katliamı bir ölçüde maskelese de Batı kamuoyunun çok uzun süre kandırılması zor. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Uygar Batı (!) ilk defa nizami ordu ile resmen soykırım yapıyor. Resmen soykırım, çünkü sivil kayıplar için en küçük bir endişe taşımadan vahşice uçak, helikopter, füzelerle saldırılar düzenleniyor.
Peki, bütün bunlar ABD'nin panik içinde yaptığı işler mi? Yoksa soğukkanlılıkla Irak halkı üzerinde acımasız bir vahşet uygulayarak direnişe verilen desteği kırabileceklerini umdukları için mi böyle yapıyorlar? Ne var ki bu sorulara sağlıklı cevap verebilmek için ABD'nin devlet olarak ne halde olduğunu doğru değerlendirebilmek gerekiyor.
Açıkçası bu ülkenin de epey bir zamandır bizimki gibi artık devlet olmaktan çıkmış bulunduğunu düşünüyorum. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra hızla güçlenmeye başlayan Amerikan derin devleti Vietnam'dan sonra çözülüp bölünmeye ve bizdeki gibi 'derin çete' oluşumlarına dönüşmeye başladı. Ayrıca her zaman hükümetler üstü güç olan ve Beyaz Saray'a istediklerini yaptıran sermaye dinamikleri arasındaki farklı çıkar cephelerinin çatışması Başkanları hiçbir devirde görülmedik derecede kukla haline getirdi. Böylece ABD'nin görünürde iç dengeler üzerine kurulu yönetimi dengesizlikler ve çekişmeler esas alınarak şekillenir oldu. Gizli cemiyetler, türlü hayal kulüpleri ve siyasi yahut ekonomik lobiler Amerikan devletini parsel parsel kapatmaya çalışırken ülke adına nihai kararları oluşturacak beyin takımları çılgınlar partisinin iştirakçilerine dönüştüler.
Gücünün zirvesine ulaştıktan sonra sefahat aşamasına gelen Osmanlı'daki gibi ABD'nin de 'Sapkınlar Devri' başladı.
Şimdi bu ülkenin beyin takımlarındaki sivri kişiler 'asimetrik savaş'ı da vahşi ve çılgın bir oyun gibi görüyorlar. Pek çoğu bu oyunda hem kumar zevkini yaşıyor, hem de garantili çıkarların şehvetiyle coşuyor. Kimi Irak'ta açılan ihalelerle zengin oluyor, kimi işgal ordusunun ihtiyaçlarını karşılarken kaymaklı karlar elde ediyor. Komisyon ve rüşvet ABD derin devlet parçacıklarını oluşturan çetelerin mensuplarının neredeyse tamamını çürüttüğü gibi her birini diğerinin hasmı da yapıyor. Yükselme veya çalma yarışı, devletin üst yönetim birim ve kurumlarını birbirleriyle amansız biçimde çekişen insanların iç savaş alanları haline getirdi. Tüm bu pislik içinde ebleh başkan belki de en temiz adam olarak kaldı. Onun haçlı fikriyatı ile körkütük uyuşmuş beyni, yukarıdaki çetelerin her biri için en elverişli bir karanlık oluşturuyor..
ABD sonun başlarında henüz.. Bu haliyle de dünyaya epey hasar verdirecek.. Bizim sorunumuz ABD'nin kaçınılmaz sonunu öngörerek yeniden devlet olmak için henüz harekete geçemeyişimiz.. Tıpkı Sovyetler Birliği'nin kaçınılmaz sonunu öngörerek en küçük bir hazırlık yapamadığımız gibi..
Biz de ABD gibi derin devleti olmayan bir siyasi yapılanmanın adına Türkiye Cumhuriyeti diyoruz.. Bizde sadece derin devlet diye geçinen birtakım derin çetelerin varlığından söz edebiliriz.. Ancak ABD ile bu benzerliğimize karşılık siyah-beyaz keskinliğinde bir zıtlığımız da var:
O gücünün zirvesinde derin çetelerin rehinesi.. Biz ise dibe vurduğumuz için böyleyiz.. Bizim yolumuz yukarı, onlarınki aşağı..
Dünyanın seyri bu.. Biri inerken öbürü çıkıyor.. Keşke öteki-beriki kutuplaşması yerine hiçbir ırkın diğerini aşağılamadığı ve sömürmediği beyefendi ülkeler rekabetinin olacağı bir dünyada yaşayabilsek.. Ne hayal ama.. Hem ham hayal, hem tam hayal..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Sen kaldın yasta Kerkük   / 13-09-2004
 Terör ve karşı terör stratejileri   / 10-09-2004
 Direnişin muhasebesine dair   / 09-09-2004
 AB ile ABD arası döner   / 07-09-2004
 Zeyd AB ile nikâhlıysa zina caizdür   / 06-09-2004
 Çeçen karmaşası   / 03-09-2004
 Putin ile rutin mi, çetin mi?   / 02-09-2004
 Aydın ile Zann Baba Hazretleri   / 31-08-2004
 Çanakkale ve profesyonel öcüler   / 30-08-2004
 Ümitsiz vakalar   / 27-08-2004
ÖMER LÜTFİ METE
Asimetrik bilinç
Bir süre önce, Irak'ta kazanmalarının...
UMUR TALU
Koalisyondan çıkın!
Niye yakınıyoruz ki, Telafer'de...
Türkiye için evet diyemeyecekler
Giscard d'Estaing, hazırladığı AB anayasasına yazdığı "nüfusa...
Powell: Saddam'ın ilgisi yok
Amerika Dışişleri Bakanı Colin Powell, "Saddam ve onun korkunç...
Daum'dan beş emir
Daum'dan beş emir
F.Bahçe Teknik Direktörü, futbolcularına Sparta Prag maçı için...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.