Zina krizinden çıkarılan tespitler

Hükümet kurulalı neredeyse iki yıl oldu ama piyasalar halâ Ak Parti'yi tanımaya, anlamaya çalışıyor. İç ve dış sorun haline gelen zina tartışmaları bu nedenle yararlı oldu. Doğru veya yanlış yanları olabilir ancak kim ne derse desin hükümet bir yıl çalıştı ve reform niteliğinde bir ceza yasası taslağı hazırladı. Ancak nereden çıktığı belli olmayan zina konusu tüm paketin önüne geçti. Sonunda uzlaşma sağlandı ve AB yolunda baş ağrıtabilecek düzenleme rafa kaldırıldı. Bu arada piyasalar ve yatırımcılar bu gelişmelerden bazı dersler çıkardılar, bazı tespitlerde bulundular.
İlk tespit: Ak Parti AB konusunda kararlı. AKP İstanbul teşkilatının cumartesi günkü "Finish'e 5 Kala" şovundan tutun da çekirdekteki muhafazakarları kırmak pahasına zinada geri adım atması bunun birer göstergesi.
İkinci tespit: AKP düşündüğümüzden daha da parçalı bir yapıya sahip. Böylesine bir yapıya sahip olmanın kötü bir şey olduğunu söylemiyorum. Hatta belki de partinin dinamizmini koruması ve kendisini yenileyebilmesi açısından olumlu bile olabilir. Ama bu durum aynı zamanda "Partide gelecekte ciddi çatışmalar hatta ayrılıklar yaşanabilir mi?" sorusunu akla getiriyor.
Üçüncü tespit: Gelişmeler gösterdi ki Ak Parti ülke gündeminde olmayan ancak kendi gündeminde olan konuları bir anda ortaya atarak buna en üst düzeyde sahip çıkabiliyor. Aynı şey YÖK yasa tasarısında da yaşanmıştı. Bu özellik, önümüzdeki dönemde de Ak Parti'den piyasalarda dalgalanma yaratabilecek sürpriz çıkışlar gelebileceğini; bu nedenle yatırımcıların karar alırken bu olasılığı dikkate almaları gerektiğini gösteriyor.
Dördüncü tespit: AKP parçalı yapısına rağmen bir konu kriz halini almaya başladı mı geri adım atabiliyor. Bu esnekliği gösterebilmesi bazıları tarafından ilkesizlik olarak adlandırılabilir ancak bence hükümet olmak için gereken bir özellik. Eğer DSP-MHP-ANAP koalisyonu da aynı esnekliği gösterebilseydi bu partiler bugün mecliste temsil ediliyor olurlardı.
Beşinci tespit: Son 10 günde gördük ki AKP'yi analiz etmek kolay değil. Partiyi yakından tanıyan, hatta yakınlık duyan bazı yazarların "Zina konusunda geri adım yok. Başbakan bu konuyu sahiplendi" dediklerine tanık olduk. Eğer yatırımcılar bu yorumlara bakarak pozisyon alsalardı Çarşamba günü itibariyle ciddi zarar yazmış olacaklardı.
Oysa geçmiş iktidarlar döneminde iktidar partilerine yakın gazeteci ya da analistlerin yorumları daha doğru çıkar, bu nedenle yatırımcılar onların ağızlarından çıkanları yakından izlerdi. Aslında AKP yorumcularının yaşadıkları sorunun biraz da partinin parçalı yapısından kaynaklandığının farkındayız.
Altıncı tespit: Abdullah Gül'ün Ak Parti içinde çok özel bir yeri var. Piyasaların AKP içinde en çok güvendikleri isim olan Gül, son krizin aşılmasında da önemli rol oynadı. Erdoğan'ın yurtdışında bulunduğu bir günde Gül'ün liderliğinde yapılan temaslar sonucu CHP ile uzlaşılması piyasaların Gül sevgisini biraz daha artırdı.