kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Soli Ozel @ SABAH
 

Kaderi belirlemek

Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ilişkilerin bugün vardığı noktayı çeşitli açılardan değerlendirmek mümkün. Zaten bu da yapılıyor. Bakış açılarına göre gelinen noktayı hayırlı bulanlar kadar, zararlı bulanlar da var.
Ömer Lütfü Mete'nin dün bu gazetedeki sütununda iktibas ettiği Stern dergisinde çıkmış Alman ırkçılığının halis örneği olan karikatüre öfkelenmeyen yok. Fransa'daki tartışmaların insanın içini burkan ilkelliği karşsında sert tepki gösterme dürtüsü hemen herkeste var. Ancak önemli olan hem AB ile ilişkileri, hem de Türkiye'nin bu süreç içindeki yerini ve çıkarlarını daha tarihi bir perspektife oturtmak.
Bu bakımdan bugünkü durumu nasıl değerlendirmek gerektiği biraz da insanın tarihe nasıl baktığıyla ilgili. Tarihin akışını İngiliz tarihçi Carlyle gibi büyük insanların biyografilerinin sonucu diye değerlendirebilirsiniz. O zaman, tanık olduğunuz tüm gelişmelerde sahnede görünen aktörlerin niyetlerinin izdüşümünü ararsınız. Hatta bu sizi tüm gelişmeleri ezelden ebede var olan düşmanlıklarla ve bunlara bağlanacak komplolarla açıklamaya itebilir.
Eğer tarihe Fransız tarihçi Braudel gibi, ya da Marxist bir anlayışla bakarsanız yapısal unsurların, tarihin derinliklerinde ağır ağır şekillenen dinamiklerin belirleyici olduğunu savunursunuz. Bu bakışta en önemlileri de dahil olmak üzere sahnenin üzerindeki şahsiyetlerin manevra alanı kısıtlıdır. Olayların akışındaki önemleri, en fazla eldeki senaryoyu ne kadar iyi yorumladıklarıyla ölçülebilir. Cuma günü Radikal gazetesinde Haluk Şahin de benzer bir yaklaşmla AB sürecine AKP'nin sahip çıkmasını açıklamaya çalışıyordu.
Yaşanılan günü tarih olarak değerlendirmek her zaman kolay olmayabilir. Veriler çok ve anlamlandırma süreci hayli karmaşk. Ancak bazı temel saptamaları yapmak mümkün. AB Türkiye'yi tümden reddetme lüksüne sahip değil. Helsinki'de verilen adaylık kararı biraz bu gerçeğin algılanması biraz da Kosova Savaş nedeniyle şekillenmişti.

Stratejik üçgenin köşeleri
O dönemde Türkiye karştlığından Türkiye'yi kollamaya doğru kayan Alman politikası 11 Eylül'den sonra Türkiye'ye neredeyse tümüyle angaje oldu. Hıristiyan Demokratlar'ın bu eğilimi değiştirmeye güçlerinin yetip yetmeyeceği bu bağlamda hayli ilginç bir tarih sorusu olur. Joschka Fischer açısından 11 Eylül Türkiye'nin mutlaka AB'ye entegre edilmesi gerektiğini dayatan olaydı. Nitekim 6 Mart 2004 tarihinde Frankfurter Allgemeine gazetesine verdiği mülakatta Alman Dışişleri Bakanı evrilen stratejik perspektifini açıklamıştı.
Fischer'e göre yenilenmiş bir transatlantik ittifakı bağlamında Ortadoğu'nun dünya siste- mine entegre edilmesi, stratejik bir üçgen de yapılacaklara bağlıydı. "Üçgenin ilk köşesi, Türkiye'nin Avrupa'ya sıkıca bağlanması, bu transformasyon perspektifi açısından belirleyici öneme sahip. İkinci köşe, stratejik açıdan merkezi öneme sahip bir diğer ülke olan İran. Üçüncü köşe ise Ortadoğu sorununa kalıcı bir çözüm bulunması"
Almanya'nın 11 Eylül sonrasında dünyaya yaklaşmında geliştirdiği stratejik bakış açısının kilit noktası bu. ABD'nin yaklaşmıyla ortak paydası, gerekçeler farklı da olsa, Türkiye'nin oynayacağı role verilen önem.
Bunu, pek çoklarının yaptığı gibi Türkiye başkalarının oyununun bir figüranı haline geldi diye değerlendirebilirsiniz. Ama doğru yorum, tarihin en önemli dönüşümlerinden birisini başarmış olan Türkiye'nin çoktandır ilk kez kendi kaderini belirleme ve oynadığı oyunun senaryosunu yazabilme fırsatını yakaladığıdır. Bu fırsatın doğru değerlendirilmesi tabii ki başlı başna zorlu bir iş olacaktır.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bu eşik geçildi   / 07-10-2004
 Bir umut   / 03-10-2004
 Kutsal olmayan şiddet   / 30-09-2004
 Asıl zorluklar   / 26-09-2004
 Fezalı Türkiye   / 23-09-2004
 Omlet   / 19-09-2004
 Benzerlerin çatışması   / 16-09-2004
 Eylülle gelen   / 12-09-2004
 Gereksiz sapmalar   / 09-09-2004
 Ahlak, ilkeler ve siyaset   / 05-09-2004
SOLİ ÖZEL
Kaderi belirlemek
Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki...
Vergi dahil 501
Vergi dahil 501
30 milyarlık primdeki kesintiyle şaşıran milliler, Kazaklar'ı net bir...
Danimarka farklı olur
Danimarka farklı olur
Yanal: "Kazaklar'a karşı hücuma yavaş çıktık, ama Kopenhag'da böyle...
Baykal'dan davete evet
Baykal'dan davete evet
CHP lideri, Başbakan’la 17 Aralık’taki AB Zirvesi’ne gitmekten onur...
'Çete işi' komediye döndü
34 arkadaşıyla birlikte önceki gün çıkartıldığı nöbetçi mahkemede...
Hiphop müzik dinleyip kan kardeşi olurduk
Tutuklama kararı çıkınca kayıplara karışan Sedat Peker dün sabaha...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.