kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Gol ofsayt ise!

"Haber", genellikle "yeni olan" diye tanımlanır. Her zaman "yeni" olmayabilir, ama "geri" olması şart değil ki!
Önceki gün, Hürriyet, "Viyana'daki hücresinde görüştüğünü" söyleyen "Paris muhabiri" Muammer Elveren'in kaleminden ve manşetten, "Alaattin Çakıcı söyleşisi" yayınlamaya başladı:
"Karın seni bir kadınla aldatıyor."
Söylediği iddia edilen kişi, bir dönemin ünlü "baba"Dündar Kılıç'tı.
Damadı Çakıcı'ya, kızı Uğur için söylemişti, "hücredeki Çakıcı"nın dediğine göre.
Uğur Kılıç bir süre sonra öldürülmüştü. Çakıcı'ya göre, "bir polis ve bir kadınla ilişki"den oluşan "bu ahlaksızlıklara kızan bir arkadaşı" tarafından.

***

Çeşitli insanlar, olayları kendi bildikleri, istedikleri gibi anlatabilirler.
Gazetecinin görevi nedir peki? Kim ne anlatırsa anlatsın, hiç sorgulamadan tutup manşete oturtmak mı?
Sorgulama bir yana, hiç hatırlatma yapmadan.
Hürriyet'te birileri kendi arşivlerini açsa idi, 1994 Aralık ayında ve "Ana'ya infaz" manşetiyle Uğur Kılıç cinayetini duyurdukları 21 Ocak 1995'te, "o polis" ile " o kadın"ın kimliklerini bile açıkladıklarını, bu iddiayı zaten "haber" yaptıklarını görürlerdi.
Hatta "cinayet"in faillerini nasıl duyurduklarını da!
9 yıl sonraki "özel haber başlığı" onun bile gerisinde yani!
O isimleri telaffuz etmeyeceğim; meselem o değil.
Gazetecilik açısından asıl mesele, "karışık bir dünya" ve "karanlık işler"e dair bu denli kolay tek taraflı manşet atılabilmesi; Çakıcı'nın savunmasına, görüşüne yer verirken, en küçük hatırlatma dahi yapılmaması.
Tam Türkiye'ye getirilmeden önce, neredeyse özel bir savunma metnine, adeta sorular monte edilerek söyleşi yapılmış gibi bir manzara çıkması.
Tabii ki, Çakıcı da, gazetecilik açısından söyledikleri "haber değeri" olan, ayrıca herkes gibi söyleyeceklerini söyleme hakkı olan birisidir.
Onunla gerçek bir görüşme, her açıdan her türlü soruyla söyleşi de "gazetecilik becerisi"dir.
Öyledir.
Ancak "büyük bir gazete", günler, sayfalar boyu böyle bir yayına soyunurken, bin kere durup düşünür.
Nasıl vereceğini, konuşanın söyledikleri dışındaki bilgileri, bulguları, görüşleri nasıl değerlendireceğini de.
O düşünmezse, biraz düşünen okurları düşünür, "Bu ne iş" diye!

***

Gazetecilikteki en büyük sorunlardan biri, gazetecilerin "haber kaynakları"na tabi kalması, hatta "aidiyet" ve "vesayet" altına girmesi. "Bir haber aracı olayım" derken, "alet" olması.
Futbol, emniyet, siyaset, bürokrasi, magazin, iş dünyalarında da birçok haber bu gölge altında yapılıyor, birçok yazı bu tabiiyetlerle yazılıyor.
"Haber kaynakları"nı rahatsız etmekten yahut "haber kaynakları" tarafından rahatsız edilmekten ürkülüyor. Hatta bizzat kayrılıyor.
Gazeteci propaganda, reklam, halkla ilişkiler neferi oluyor.
Elbette gazeteci "herkes"le konuşabilmeli. Haber, olay, dava konusu oldukları sürece, Çakıcı da, Peker de, başkaları da kendi görüşlerini, savunmalarını açıklayabilmeli.
Ama bir gazetenin yönetimi, yazı işleri, kapısını çalan her haber ve görüşe "başımın üstünde yerin var" diyemez.
Andıç geldi koy, hücreden söyleşi geldi koy; olmaz.
Pas geldi diye, her topa gelişine vurulmaz.
"Ofsayt" diye bir şey var!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Görülmüştür!   / 14-10-2004
 Sağlıklı yaşam   / 13-10-2004
 İstiklal Harbi   / 12-10-2004
 Delil yoktur!   / 11-10-2004
 "Biz"den bir takım   / 10-10-2004
 "Sol"la muhabbet!   / 08-10-2004
 Sözlü, yazılı devrim   / 07-10-2004
 Kısa tarih   / 06-10-2004
 Sosyetik demokrasi   / 05-10-2004
 Aşırı güç   / 04-10-2004
ERDAL ŞAFAK
Denize bir şişe
İslam dünyası bugün 14 yüzyıllık...
UMUR TALU
Gol ofsayt ise!
"Haber", genellikle "yeni olan"...
ERGUN BABAHAN
AB'nin asıl sınavı
Türkiye yakın geçmişinde yaşadığı...
ÖMER LÜTFİ METE
Kimlik mızıkacılığı
Türkiye'nin Kopenhag'ta Danimarka'yı...
Kasımda görüşürüz
Adaylar, 2 Kasım'da yapılacak ABD başkanlık seçimlerinden önceki son...
Türkiye üye veya güçlü ortak olsun
Fransa Meclisi Genel Kurulu'nda dün Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin...
Çok yazık oldu
Çok yazık oldu
Danimarka deplasmanında alınan tek puanla rakibe avantaj verilmedi,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.