kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Celik @ SABAH
 

Demokratikleşme şiddetin barınağı değildir

Cezaevinden çıkan eski DEP milletvekillerinin yeni bir parti kurma hazırlığı içinde oldukları basına yansıyan haberlerden anlaşılıyor. Bu partinin nasıl bir programa ve tüzüğe sahip olacağına dair de birtakım tartışmalar yapılıyor.
"Demokratikleşmeden", "şiddetin dışlanmasından" ve "toplumsal talepleri esas kabul eden bir siyasi tutumun öne çıkarılmasından" yola çıkacak bir parti öngörüldüğü haberleri yayılıyor.
Bu noktada öncelikle belirtilmesi gereken, "demokratikleşme" ile "şiddetin dışlanması" arasındaki hayati bağdır.
Şiddeti açıktan ve doğrudan dışlamadan demokratikleşme savunusu yapmak, "demokrasiyi şiddetin yedeğine sokmaya çalışmak" demektir. Şiddet politikalarının gölgesinde bir demokrasi ise eşyanın tabiatına aykırıdır..
Peki bir toplumsal talebi savunduklarını iddia eden, demokratikleşmeden yana olduklarını ve şiddete karşı olduklarını söyleyen eski DEP milletvekilleri siyasetin bu en temel kuralına uymakta mıdırlar?
Buna "evet" demek mümkün değil, "hayır" demenin önünde de ciddi bir zorluk yok.
Çünkü, şiddete karşı olmaktan bahsedilirken, bundan kasıt, terör örgütü ile araya "mesafe" koymak olmuyor. Daha çok devletin uyguladığı söylenen şiddete gönderme yapılıyor. Üstelik, devletle terör örgütünü aynı zemin üzerinde ve eşit algılayan bir yaklaşım sergileniyor.
Oysa demokratikleşmeden yana ve şiddete karşı olma konusunda gerçekçi ve sahici bir tutum üretmek istiyorlarsa, buna PKK ve Kongra-Gel dahil her türlü terör organizasyonunu ve liderliklerini lanetleyerek başlamalılar.
Aksi halde demokratikleşme savunuları "demokrat" olmanın gereği değil, sadece terör örgütüne siyasi şemsiye sağlamaya dönük bir taktik olarak kabul edilir. Şiddete karşı olmaları da "barışçı" yaklaşımdan kaynaklanan bir tavır değil, terör faaliyetlerini güvenlik güçleri karşısında "dokunulmaz" kılmak için üretilmiş ucuz bir manevra olarak anlaşılır.

***

Demokrasilerde tek bir toplumsal talep olmamasından daha doğal bir şey yoktur. Demokratik sistem, farklı toplumsal taleplerin bileşkesidir. Toplumsal taleplerin siyasi temsile dönüştürülmesi, demokratik sistemin omurgasını oluşturur..
Bu nedenle demokratik siyaset çeşitli toplumsal katmanların varlığını kabul eder. Siyasal, kültürel, ekonomik ya da başka dinamiklerle oluşmuş toplumsal katmanların taleplerinin siyasete yansıması üzerinden çalışır.
Fakat bu işleyişte esas olan her türlü toplumsal talebin bir bütünün parçası olduğunun anlaşılmasıdır. "Bütün"e karşı bir konum alan talepler demokratik düzen içinde doğal kabul edilemez.
Toplumsal katmanların taleplerinin siyasete yansıması için çalışan "katman siyaseti" ile bir toplumsal grubu bütünden kopuk ele alarak, toplumun bütünlüğüne karşı duruş geliştirerek ortaya çıkan "klan siyaseti"nin birbiriyle ilgisi yoktur.
"Katman siyaseti" demokratik toplum düzeninin doğal ve organik bir parçası iken, "klan siyaseti" demokratik toplum düzenini istikrarsızlaştırıcı bir faktördür.
Eski DEP milletvekilleri terör örgütü PKK (Kongra-Gel) çizgisine açıktan karşı çıkmadan "demokratik siyaset" çizgisine ilerleyemez. Bu tabii onların sorunudur. Önem verdiklerini söyledikleri Kürt kökenli vatandaşlarımızı "klan siyaseti"ne mahkum etmeye çalışmalarının ahlaki yönü onların hanesine yazılacaktır..
Fakat birilerinin demokratikleşmeyi şiddete "barınak" üretmek için kullanmaya çalışmaları hepimizin sorunudur..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Türkiyesizliğin aynasında Avrupa   / 22-10-2004
 Küresel kardeşlik   / 20-10-2004
 Herkes olmadan hiç kimse yok   / 18-10-2004
 Toprağın acısı   / 17-10-2004
 "Bu coğrafya"   / 13-10-2004
 Siyasetin fikirden arındırılması ve iyi yaşam   / 10-10-2004
 Türkiye'nin siyasi katsayısı   / 06-10-2004
 Yöneten akıl, demokratik zihniyet ve insan hakları   / 04-10-2004
 İnsan haklarında yeni taktikler   / 03-10-2004
 Laikliğin evrenselleşmesi   / 01-10-2004
ÖMER ÇELİK
Demokratikleşme şiddetin barınağı değildir
Cezaevinden...
ASLI AYDINTAŞBAŞ
Satır araları
Bu hafta yayınlanan "Yargıtay Muhtırası"...
YAVUZ DONAT
Başkentte "Estergon Kalesi"
Otomobilin penceresinden...
Bu altı soru cevaplansın gerçek katiller bulunsun
Balkan kardeşler davasında şok gelişmeler birbirini izliyor. Fikret...
Ramazan bombası
Trabzon'da Mc'Donald's kapısına bırakılan bomba patladı. İlköğretim...
Kırcı, polisin Sedat Peker için kurduğu ağa takıldı
Kırcı, polisin Sedat Peker için kurduğu ağa takıldı
Emniyet güçleri, Peker'e karşı yürütülen 'Kelebek Operasyonu'...
Yeniden Kolcuoğlu
Yeniden Kolcuoğlu
Tokyo'dan sonra 18 bin 600 üyesi ile dünyanın en büyük barosu olan...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.