Usame, Bush'u istiyor!
Usame Bin Ladin, siyasal ayak oyunlarını batı demokrasisinin liderleri ölçüsünde bilmeyebilir. Ancak başvurduğu taktikler, Afganistan-Pakistan sınırındaki kayalıklarda yaşam süren bir "terör ikonu" için bile düşünülmesi zor satranç hamleleri olarak görülemez. Amerikan başkanlık seçimlerine birkaç gün kala terörün satranç tahtasında yaptığı son hamle, çok da zekice olmayan, amacı "besbelli" bir girişimdir aslında: Usame Bin Ladin, bugünkü başkanlık seçimlerini George W. Bush'un kazanmasını istemektedir.
*** El Kaide'nin çatı örgütü olan; "Fetvacı" İslami Cephe'nin uzun süren sessizliği kaygı verecek boyutlardaydı. Fırtına öncesi gibi! Cephe'nin tepe isimlerinden Usame Bin Ladin'den uzun süredir "seda" çıkmaması ise; dünyanın en çok aranan adamının öldüğü söylentilerine bile yol açmıştı. Ölmediği anlaşıldı. Ancak yayınladığı son kasette ne dediği tam anlaşılamadı. Usame Bin Ladin, bu "son kaset"inde ABD'yi doğrudan -ve yeni- bir tehditle korkutmak yerine başka bir yola başvurdu: İlk kez... Evet, ilk kez 11 Eylül'e açık göndermelerde bulundu. 11 Eylül'e esin kaynağı olan, kendi kişisel etkilenmelerinden söz etti. İsrail'in Lübnan'ı işgali sırasında, Müslümanlar'a ait Batı Beyrut'ta "yüksek binalar"ın nasıl bombalandığını, insanların bu binalarda nasıl öldüğünü unutamadığını söyledi. Bu işgalin arkasında olduğunu düşündüğü ABD'deki yüksek binaların da aynı "misil"de bir eylemi hak ettiğini, daha o zaman düşündüğünü anlattı. 11 Eylül intihar timinin şefi Muhammed Atta ile, eylem öncesi bizzat görüşerek tavsiyelerde bulunduğunu ilk kez "itiraf" etti. Tavsiyesi şuydu: İkiz Kuleler'deki ikiz eylem 20 dakika bitirilmeliydi. Amerikan seçimlerine etkisini olacağını düşündüğü asıl sözleri ise bundan sonraydı: Usame Bin Ladin'e göre, George Bush 11 Eylül sabahı "başkan gibi" davranmamıştı. Anında tepki vermek yerine "çocuklarla sohbet"i seçmişti. Bu da 11 Eylül eylemcilerine zaman kazandırmıştı. Başkanın kararsızlığı yüzünden ummadıkları kadar geniş bir zaman bulmuş ve eylemi tamamlamışlardı. "Çocuklarla sohbet" suçlamasının; Michael Moore'un "Fahrenheit 9/11"inde de dile getirilen "Amerika içi" bir muhalefet söylemi olduğunu bilmeyen var mıdır? Devam ediyordu Usame Bin Ladin: İslam dünyası güvende olmadığı sürece Amerikan halkı da güvende olamazdı. Ancak bu sarmaldan kurtulmanın bir yolu vardı: Amerikan halkının seçimlerde takınacağı tavır. Konuşmanın "gidişat"ı Usame Bin Ladin'in sanki "Oylarınızı Demokrat adaya verin!" şeklinde bir "final" yapacağını düşündürüyor. Ama o kadar da akılsız olmadığı ortada. "Kör kör parmağım gözüne" deyiminin Arapçası da vardır mutlaka. "Ne Bush, ne Kerry... Kaderiniz sizin ellerinizde!" diye bitiriyor esrarengiz kasetteki konuşmasını... Ne yapmak mı istiyor? Çok açık değil mi? Her ne söylerse söylesin; seçime birkaç gün kala, içinde 11 Eylül hikayeleri anlatılan bir kasetin yayınlanmasının Bush'un ekmeğine yağ süreceğini hesaplamamış olabilir mi? İçinde söylenenler ne olursa olsun, kasetin Amerikan seçim gündeminin bağrına sokulması, başka bir etki yaratabilir mi? Şurası çok açık: Usame Bin Ladin; tereddütlü seçmeni Bush'un yanına göndererek önemli bir seçim hamlesi yapmıştır. Neden mi? Amerikan yönetiminde politikalar kolay kolay değişmez, evet.. Ama bir yönetim değişikliğinde, İslam dünyası, Ortadoğu ve Filistin'e yönelik "üslup" değişikliğinden en çok kim zarar görür dersiniz? Evet, kim?
|