kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Abdurrahman Yildirim @ SABAH
 

Faizde kalıcı düşüşü engelleyen ne?

2001 krizi sonrasında reel faizler yüzde 30'lar düzeyinden yüzde 12-13 seviyesine geriledi. Ancak gerilediği düzey hala çok yüksek. Türkiye için ideal faiz oranının yüzde 7 olması gerektiğini belirten iki ayrı bakanın açıklamasına yer vermiştim. IMF de reel faizin daha düşmesi gerektiğini belirtiyor.
Merkez Bankası ise böyle bir konjonktürde artık kısa vadeli faizleri düşürerek reel faizlerde kalıcı bir düşüşün sağlanamayacağı görüşünde. Bunda ABD'de faiz oranlarının tırmanışa geçmesi, petrol fiyatlarının yüksekliği, Türkiye'nin yüksek cari açığı, Kerkük sorunu, AB eşiği, IMF ile anlaşma ve bunun devamında gündeme gelecek yapısal reformlar etkili olabilir. Elbette olumlu gerçekleşmeler faiz düşüşlerini beraberinde getirebilir.
Ancak kalıcı bir faiz düşüşü için bazı yapısal değişimlerin ve kavşak noktalarının geçilmesi gerekiyor.

Neler değişmeli?
Faiz bir sonuç olduğuna göre, bu sonucu yaratan nedenler ne? Neleri değiştirirsek, sonucu da değiştirebiliriz?
* Dün de ortaya koyduk ki, yerli para cinsinden Hazine borçlanmalarının üzerinde ekstra olarak bir kur riski bindiriliyor. Hazine'nin vadesi 20 kat daha uzun olan yurtdışı yani döviz üzerinden borçlanma aracının yıllık faizi yüzde 8 iken, yurtiçinde ortalama 1.5 yıllık vadeyle yerli para cinsinden kağıtlarının yıllık reel faizi düşe düşe yüzde 13'e inmiş. Bu iki kağıt arasındaki tek fark birinin döviz, diğerinin TL olmasında. O zaman kalıcı faiz düşüşü için kur riskinin azalması, bunun için cari işlem açığının kontrol altına alınması gerekiyor. Bugünkü kur seviyesi ise yine Merkez Bankası'nın belirttiğine göre bir sonuç. Ve bugünkü seviyeye 2001 sonrası serbest dalgalı kur rejiminde geldik. Kurun düşüşü ile enflasyonu düşürmede başarı elde ettik ama faizin de yüksek kalmasını engelleyemedik.
* Faizleri düşürmede kamu açıklarının azaltılmasının önemi büyük. Kamu açıkları düşürüldüğü noktada hala yüksek. Sadece sosyal güvenlik açığı, GSMH'nın yüzde 5'ini buluyor. Bütçe açığının milli gelirin yüzde 6.1'ine indirilmesi öngörülüyor ve 2004'te yüzde 8 çıkacağı tahmin ediliyor. Bu açıklar kamu kesimi borçlanma gereğini artırıyor.
* Türkiye'nin kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 69. Bu da yüksek.
* Enflasyon da tek haneye yaklaştırılmasına karşılık hala yüksek.
* Türkiye'nin kredi notu çok düşük ve spekülatif kategoride. Bu, kaliteli uluslararası fonların Türkiye'ye yatırım yapamamasına, yapanların da daha yüksek faiz talep etmelerine yol açıyor.
* Türkiye'nin ülke riski yüksek. Sadece Türkiye'nin değil, diğer gelişmekte olan ülkelerin de, dolayısıyla faiz de yüksek oluyor.
* Türkiye'de vadeler çok kısa. 30 yıldır yaşanan yüksek enflasyon ve istikrarsızlık döneminde vadelerin kısalması finansal sektörde operasyon riskini yükseltiyor.
* Türkiye'de finansal sektör küçük, öz sermayesi az. Uluslararası piyasalardan az kaynak sağlıyor. Yurtiçinden kısa vadeli kaynak topluyor. Kayıtdışılığın yaygın olması, aracılık maliyetlerinin yüksekliği, gelir düşüklüğü, tasarruf düşüklüğü gibi etkenler finansal sektörün gelişmesini sınırlıyor. Faizlerin kalıcı olarak düşebilmesi için öncelikle finansal sektörün büyümesi gerekiyor.
* Bankalar, şirketler ve tasarruf sahipleri 30 yıl süren yüksek enflasyon döneminden dolayı yüksek faize alışmış ve adeta faiz bağımlısı olmuş. Bankacılık sektörü 2003 yılında 5.6 katrilyonluk net karının tam iki katı faiz geliri elde etti. 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'nın 2003 yılı net karlarının yüzde 72'si üretim dışından, ağırlıklı olarak faiz gelirlerinden geldi. Bu oran geçmiş yıllarda çok daha yüksekti. Halk arasında da faiz geliriyle geçinenlerin sayısı bir hayli fazla. Yüksek faiz gelirlerinin ortadan kalkması hem bankacılık, hem şirketler hem de gerçek kişiler için ciddi sorunlara yol açabilecek. Yani yüksek faizden normal faize dönmek belirli bir süreci gerektiriyor.
* Türkiye'nin reel faizleri kalıcı biçimde yüzde 10'un altına çekebilmesi, ideal faiz oranı olan yüzde 7'lere inebilmesi için, yukarıda maddeler halinde sıralanan gelişmeleri sağlaması gerekiyor. Bunun ötesinde gelişmiş ülke faiz oranlarını yakalayabilmesi ise Türkiye'nin AB üyesi olmasına ve Euro'yu da para birimi olarak kabul etmesine bağlı bulunuyor. Bu da, bir kaç 10 yılı ifade eden çok uzun bir süreç.

Sonuç
"Gölge nereye düşerse düşsün bir bedenin varlığını gösterir"

Latin Özdeyişi

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bu faizde bir gariplik var   / 02-11-2004
 Yabancıya dolar bazında % 30 faiz   / 01-11-2004
 81 yıl önceki siyasi kurtuluşu ekonomiye tahvil edemedik, umut AB'de   / 29-10-2004
 Tarımda tepeden tırnağa yenilenme zamanı   / 28-10-2004
 Borsanın ve halka arzların kırılma noktasına geldik   / 27-10-2004
 Yeni paranın vitrine çıkartıldığı günde döviz tevdiat hesapları 50 milyar dolar   / 26-10-2004
 İç borcun faizini düşürüp vadesini uzat tarıma, eğitime, sağlığa kaynak yarat   / 25-10-2004
 Türkiye'nin asıl rekabet üstünlüğü turizmde mi?   / 22-10-2004
 Geleceğin şekilleneceği iki ay   / 21-10-2004
 İhale, yeni dönemin ilk teyidi   / 20-10-2004
YAVUZ SEMERCİ
Çaresizliğin ilanı
Son bir yıl içinde otomobillerden...
İLKER SARIER
Bunlar normal şeyler
Türkiye'de her şey artık canlı...
ŞELALE KADAK
Aile şirketi terapisti Mr Paul, Boyner'e de derman...
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Faizde kalıcı düşüşü engelleyen ne?
2001 krizi...
GÜNTAY ŞİMŞEK
Özelleştirme mantığı değişiyor
Türkiye'de hükümetlerin ...
Babamı öldür
Babaeski'de sahibi olduğu otelde ölü bulunan Saim Beşpınar'ın...
Fuhuşa 'Hayır' diyen Vera ölümü seçti
İstanbul'a çalışmak için gelen Belaruslu kadın fuhuşa zorlanınca...
Kozinoğlu'na Çakıcı şoku
Kozinoğlu'na Çakıcı şoku
Aralarında Kaşif Kozinoğlu, Sinan Engin ve Erol Evcil'in de bulunduğu...
Bebek sevinci yerine ölüm acısıyla yandı
Bebek sevinci yerine ölüm acısıyla yandı
9 aylık hamile Sevda Onur, kendisini doğumhaneye bırakıp madene giden...
IMKB
E: 22,949 D:% 0.40
DOLAR
S: 1,477,000 D:% 0.07
EURO
S: 1,876,000 D:% -0.27
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.