kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
TV programlarına sadece yaşlılar mı sinirlenir?
Şaka
Nasrettin Hoca'nın ruhu şad olsun

TV programlarına sadece yaşlılar mı sinirlenir?

Nüfus kağıdımın eskimesinden korkmuyorum. Zaten korksam ne değişir ki? Yaşlanmak, doğmak gibi veya ölmek gibi, hayatın önüne geçilmez bir bölümü.
Ama yaşlanmanın getirebileceği huy ve kişilik değişimleri beni ürkütüyor.
Ya bencilleşirsem, hasisleşirsem.
Ya değişimin her türüne karşı olursam... Alıştığımın dışındaki her türlü davranış için "Ahlaksızca", şimdiye kadar söylenenlerden farklı her söz için "Haince" demeye başlarsam.
Yeni teknolojilerden ürkersem.. "Nasıl olsa daha gelişmişi çıkar" diyerek, bilgisayarımı, televizyonumu yenilemeyi hep ertelersem. Sahip olduğum otomobilin, son model otomobillerden daha ileri teknolojiyle donatıldığına inanırsam..
Gazetede okuduğum, televizyonda izlediğim programlarda ahlaka veya düzene karşı olarak algıladığım söz ve görüntüleri, savcılıklara ihbar edersem. RTÜK'e jurnallersem.
Böyle yaşlanmak beni ürkütüyor. Şimdi aramızda olmayan bir meslek büyüğümüz vardı. Yaşı ile gelen hareketsizliğin sonucu olarak, fazlaca televizyon izlemeye başlamıştı. Televizyon da Türkiye'de yeniydi ve TRT'nin tek kanalı vardı.
O meslek büyüğü tüm programları izlediği için, sonunda televizyon eleştirmeni olmaya da başlamıştı. Ve televizyona kızıyordu. Çocuk programlarını "Çocukça" buluyordu mesela. İletişim çağının en etkili aracı olan televizyonun, topluma neler getirebileceğini düşünmek yerine, tek kanallı Türk televizyonunun programlarına takılıp kalmıştı.
Şimdi ben de o rahmetli meslek büyüğümüz gibi, eskisinden fazla oranda izliyorum televizyonu. Bizim yerli kanallardaki bazı programlara ben de takılmaya başladım.
Örneğin Show TV'nin çok izlenen "Gelinim Olur" musun programına ara sıra bakıyorum. O rahmetli meslek büyüğümüz gibi ben de sinirlenmeye başladım bazı durumlara.
Önceki akşam, programın sunucusu Ebru Akel, karşısına gelin adayı olan genç kızları oturtmuştu. Aralarındaki Sinem adındaki genç kız hakkında, bir erkekten gelen bir nevi ihbar mektubunu okuyup, genç kızı sorgulamaya başladı.
Çok ayıplı bir durum vardı ekranda. Kendisi de genç olan Ebru Akel, nasıl böyle bir şey yapabiliyordu? Acaba onun eski bir erkek arkadaşı bu tür bir mektubu onun çevresindekilere gönderse, neler hissederdi? Bu tür bir haksız yargılamanın sanığı konumuna düşürülseydi, çok rahatsız olmaz mıydı?
Sunuculukta çok başarılı bulduğum Ebru Akel, birden gözümden düştü ve başka kanala geçtim.
Sonra da "İşte yaşlanmanın getirdiği huy değişikliği bende de başladı" diye düşündüm kendi kendime.
Dün baktım, benden çok genç ve televizyon haberciliğinde çok deneyimli arkadaşım Bekir Hazar da, Yeni Şafak'taki köşesinde, aralarında "Gelinim Olur musun"un da bulunduğu bazı programlara sinirlenmiş.
Mesela ATV'nin "Ünlüler Çiftliği" için şunları yazmış:
- Sabaha karşı mı ne.... Muazzez Ersoy ile yaptığı evlilikle ünlenen ama son zamanlarda ünsüz harf bile olamayan İsmet Özhan derin bir uykuda... Birisi dürtüyor, tınmıyor... "Kalk kalk baban öldü" diyorlar... İsmet kalkıyor, yüzünü ovuşturup dona kalıyor. Henüz rüyadan ayılamamışken "Baba-Azrail" muhabbetini balyoz gibi kafaya vurma anı... Bunun çekiminin yapılması ve reyting için yayınlanması... Yayıncılığın en vicdansız boyutu bu olsa gerek.
Bekir Hazar'ı okuyunca, bendeki tepkinin yaşlanmaya bağlı olmadığını anlayıp sevindim.
Bu arada, her gün her dakika televizyonları izleyip, bizler için eleştiri yazan Burhan Ayeri'ye, Cengiz Semercioğlu'na, Yüksel Aytuğ'a, Sina Koloğlu'na ve tüm televizyon eleştirmenlerine sabırlar diliyorum.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 ABD'nin kendini toparlamasını bekliyoruz   / 02-11-2004
 Dalkavuk istemeyenler, medyaya dava açmaz...   / 01-11-2004
 Yıldızlı semalardaki haşmet ne güzel şey...   / 31-10-2004
 Dünya klasiklerini yeniden okumalıyız!   / 30-10-2004
 İsmet Sezgin'in hissettiklerini o kadar iyi anlıyorum ki..   / 29-10-2004
 Türkler öğünmeli mi, yoksa övünmeli mi?   / 28-10-2004
 Yenilgiler, zaferlerden daha ilgi çekicidir..   / 27-10-2004
 Prens Charles'la Pera House'da birlikteydik   / 26-10-2004
 Halkla ilişkiler, ne savunma, ne de yalanlamadır   / 25-10-2004
 Eşcinsellik konusu da ilgi alanımızda artık!   / 24-10-2004
MANSUR FORUTAN
Biraz abardı galiba
Birkaç yıl önceydi. Almanya'da bir...
MEHMET BARLAS
TV programlarına sadece yaşlılar mı sinirlenir?
Nüfus...
HINCAL ULUÇ
Adalete gölge düşerse..
Adalete gölge düşerse kamu...
EMRE AKÖZ
İşyerinde inanç
New York Times gazetesinin pazar...
REFİK DURBAŞ
Duygu'nun müzik aşkı
Akademik eğitimini mühendislik...
SAİT GÜRSOY
LGS'de doğru karar
Liselere Giriş Sınavı'nın (LGS)...
SAVAŞ AY
Eşber Yağmurdereli tavla ustasıymış
Gazeteci-Yazar Emin...
Gemiyi terk etmedi
Gemiyi terk etmedi
Bu gece Lyon ile karşılaşacak F.Bahçe'de kaptan Ümit Özat yaşanan...
Gurur duyacaksınız
Gurur duyacaksınız
Başkan Yıldırım'a güzel bir yaşgünü hediyesi vereceklerini belirten...
Yüce Divan kuruldu
Eski enerji bakanları Ersümer ve Çakan'ın Yüce Divan'da yargılanması...
Genelkurmay'ın tercihi silah değil, diplomasi
Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Başbuğ, Kerkük'e müdahale...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.