kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Savas Ay @ SABAH
Tel:
0212 354 40 22
Fax:
0212 274 83 81
 

Arafat'ı en son gören Türk gazeteci olmanın hüznü

Temmuz sıcağında İsrail ve Filistin dolaylarında olmak yakıcıydı yeterince. Bat Yam plajlarında serinleyen, sere serpe uzanan Yahudi gençlerin uzağından geçip, gayetle kuvvetli teleobjektiflerle görüntüledim, gündelik yaşamın bu mini kesitini. Diğer kısımlarına gelince hayatın kendisi hava durumundan da beter yakıcıydı. Hele de az ötelerde, Gazza'da, Batı Şeria'da ve Ramallah'ta.
Zamanım kısalmıştı. Hafta sonu program vardı ve canlı yayına yetişebilmek için o gün o gece bitirmeliydim işleri.

Haydi doğru Ramallah'a

Konsoloslukta yardımsever kardeşler vardı. O zaman bir mevki seç, gönderelim, gör dediler. Gazza çok hareketliydi, kavga kıyamet vardı ama Ramallah'ta Arafat'ı görmek daha uygun geldi bana. Gideyim Beyrut günlerinden kalma eski dostluğu tazeleyeyim istedim. İyi ki de öyle olmuş, orayı seçip gitmişim. Sonra... Sonrasında o günün peşi sıra yazdığım satırları bir kez daha tedavüle sokayım da anlayalım neler olmuş.

Ramallah'ta kanlı gece

Filistin halkı Arafat'ın kararı önünde "Özgürlük yolunda senin arkandayız" diye slogan atıyor...
"Kurtlar birbirini yerse çoban rahat eder." Filistinliler'in kendi aralarında çatışmaya başlamasına bir İsrailli'nin yorumu buydu. Türk olduğumu anlayınca bu yorumuna kızıp kızmadığımı sordu. Çoban lafının hoş olmadığını, Filistinliler'i de kurt ya da koyun gibi görmesinin de doğru olmadığını anlattım ama çok da oralı olmadı eminim.
Yine de epey düşündürücü geldi bu söz bana. Bir bakıma İsrail'in yüzünü güldüren olaylardı bunlar. Sanki her iş halloldu da kendi aralarında hem de kanlı hesaplaşmalara oturdu Filistinliler. Bütün bunları düşünerek geldim Kudüs'e. Başkonsolosluğumuzun da yardımıyla Ramallah'a geldiğimde vakit akşam üzeriydi. Diplomatlar yolu diye bir by-pass geçişi var. Oradan gittik ve kahredici beklemelerin yasandığı kontrol noktasına takılmadık şükür ki.

Arafat'ın karargâhı

Televizyonlardan defalarca gördüğüm bu binayı yine de hatalı hayallerle kurmuşum kafamda. Beklediğimden küçük ve harap bir halde. Yıkıntılara dokunmamışlar. Arafat'a ulaşmanın hele de bu günlerde mümkünü yok diyorlar. Başbakanın istifası, Filistin kentlerinde yapılan gösteriler, hapishanenin basılması, bazı binaların kundaklanması derken ne vakti kalmış Arafat'ın ne de sağlam sinirleri. Filistin halkı karargâhın önünde. Kimi "Arafat kırmızı hattır, o zarar görürse bütün topraklar kırmızı olacaktır" pankartı taşıyor. Kalabalıktan zaman zaman, "Tanklardan korkuyor musunuz... Hayır", "Şaron'dan korkuyor musunuz... Hayır" sesleri yükseldi. Batı Şeria sokakları dışında Beytüllahim, Cenin ve Gazze Şeridi'nde de binlerce kişi Arafat'a destek gösterisi düzenliyor.
Dün... Yaser Arafat'ın ya da kendi sevdiği adıyla Abu Ammar'ın bir süredir kafasını bile dışarı çıkaramadığı karargâhının adı Mukata. Ancak gördüm ki Mukata, mukavvaya dönmüş. Dün sabah Arafat'a destek olarak binlerce kişi kapıya gelecek ve gösteri yapacak dediler gittik. Ancak kalabaklıklar değil bazı din ve siyaset adamları geldi. Kapıda diğer gazetecilerle birlikte 3 saat bekletildik. Sonunda insafa gelip içeri aldılar bizi.
Uzun bir masanın başında oturan Arafat'ın çevresine 25-30 kişi toplanmıştı. Klasik giysileri içindeki general Arafat bütün zorluklara karşın yine de gülümsüyor, espriler yapıyordu. Çekim 3 dakika filan sürdü. Sonra aniden harekete geçen özel korumalar pek de nazik olmayan bir üslupla hepimizi dışarı çıkardı.

Bakanı vurdular

Otele geldikten bir süre sonra eski bakanlardan Nebil Amr'in vurulduğunu duyuyorum. Evinde televizyon seyrederken baskına uğramış ve 5 el ateş edilmiş Nebil'e. 3'ü boşa gitmiş ama 2'si bacağına saplanmış. Oranın en büyük sağlık merkezine kaldırmışlar. Hemen fırlayıp gidiyorum. Manzara çok tanıdık. Ünlü biri kaza filan yapınca bizdeki Amerikan Hastanesi'nin önü böyle olur aynen. Nebil 4-5 bin kişilik bir aşiretin lideri. Hem çok seviliyor, hem de büyük bir saygınlığı var. Civar kentler ve kasabalara yayılan tüm aşiret kamyonlar, traktörler, otobüslerle Ramallah'a akın etmek üzere. Bunlar Ramallah'a varıp toplandığında büyük olayların çıkma ihtimali var. Bölgede yıllardır çalışan Filistinli bir gazeteciye neler olur diye sordum. Yanıtı şaşırtıcıydı. Dedi ki: "Önce gelip kimin vurduğunu araştırır ve mutlaka bulurlar. Sonra o vuran kişiyi hemen vurup infaz ederler. Arkasından neler olabileceğini de Allah bilir."

Fazla vakit geçmedi ki

Ve henüz 4 ay bile olmamış orada onu göreli. Ne bilirdim ki bu milli kahraman, bu direngenliğin doruk ismi, bu Arafat efsanesi 4 ay sonra yitip gidecek ve benim bolca görüntüyle katık edip haberleştirdiğim Mukata ve Ramallah onun anıt mezarının dikileceği yer olacaktı ne bilirim ki o saat.
Ne diyelim ki... Bir tarih gözümüzün önünden geçip yitip giderken ne diyelim ki. Belki sadece içten, derinden, yürekten bir seda; Güle Güle Filistin Aslanı. Çokça esir düştün ama asla teslim olmadın az şey mi anlayana.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Hastalığa 'nanik' yapmak!..   / 11-11-2004
 Atatürk'e saldıranlara tarih tokadı   / 10-11-2004
 Atatürk'ün ölüm saati üzerine   / 09-11-2004
 Sayın Cumhurbaşkanım lütfen!..   / 08-11-2004
 Yaşamın acısı, yaşamın renkleri   / 07-11-2004
 Sinan Çetin ve küçük Emre   / 06-11-2004
 Şöhret üçüzlere mutluluk getirmedi   / 05-11-2004
 Ohayo filan oldum yani!..   / 04-11-2004
 Eşber Yağmurdereli tavla ustasıymış   / 03-11-2004
 'Yaşam kurgulayan adam!..'   / 02-11-2004
MEHMET BARLAS
Aydın olmak kolay, bilinçli olmak ise zor!
Canan Barlas...
SAVAŞ AY
Arafat'ı en son gören Türk gazeteci olmanın hüznü
Temmuz...
REFİK DURBAŞ
Alternatif sanat anlayışı...
Osmanlı döneminde var olan...
EMRE AKÖZ
Meğer biz uykudayken neler neler oluyormuş!
İlk ya da...
İstanbul bizden daha çirkef
İstanbul bizden daha çirkef
Seyircimiz, İstanbul seyircisinden çok farklı değil. Ama İstanbul'da...
Daum'un alternatifi Terim
Daum'un alternatifi Terim
F.Bahçe yönetimi Alman hocaya sahip çıkar gibi görünse de tedbiri...
Baykal, Sarıgül'ün ihracını istedi
"Sarıgül artık magazin değil polisiye oldu" diyen Baykal, kesin...
Meclis'te 'ilahi' tartışması
AK Parti yönetimi, TBMM üyeler lokantasında Bosnalı gençlerin 'ilahi'...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.