Allavi ve kallavi

Dünkü Yeni Şafak'ta bayramın ikinci günü için ilginç bir manşet vardı:
-Vizyona girdiği 1997'de hayli ilgi gören ve geçtiğimiz perşembe gecesi TRT- 1 ekranlarında da gösterilen 'Mercury Rising/Şifre Merkür' adlı filmde, 'Dünyanın pek çok ülkesinde ABD hesabına çalışan isimler' listesinde, bugünün Irak Başbakanı İyad Allavi'nin de işaret edildiği belirtildi.
Manşetin özü itibariyle söylemek istediği şu: Şimdiki ABD maşası, daha Saddam'ın saltanatı sırasında bile CIA'nın emrindeymiş..
Elbette bu manşette herkes aynı şeyi görecek değildir.
ABD'nin bayram-seyran demeden Müslüman katliamı yaparcasına Felluce'yi kana boğduğu böyle bir günde Saddam'ın koynuna sokulmuş köstebeğin şimdi Irak başbakanı olduğuna ilişkin sanal veya yarı sanal bağlantı yakalayıp değerlendirmek, kimine göre yatıştırıcı, kimine göre de azdırıcı bir manşettir.
Durduğunuz yer, hangi görüşe varacağınızı büyük ölçüde belirler.
Eğer 'Kaide'nin İslam anlayışına yakınsanız; Beyazperde veya beyazcamdaki 'sanal komplo teorileri' ile hakikilerine çağrışım yaptırmayı küçümser, hatta öküz altında buzağı bile ararsınız:
-Ne demek istiyor bunlar? ABD daha Saddam zamanında bile Irak'ı avucunun içine almıştı; böyle amansız bir güce karşı direnmenin anlamı olmadığını mı söylemeye çalışıyorlar..
Yok eğer mülayim bir Müslüman olarak kendi ülkenizin de ABD tarafından 'geleceğin düşman gücü' sayıldığı kanaatini taşıyorsanız, eskiden burun kıvırdığınız komplo teorilerini bile tedavüle sokarsınız:
-Saddam gibi acımasız bir liderin zamanında bile düşmanının koynuna köstebek sokan ABD acaba 'müttefik' sıfatı altında bağırsaklarına kadar girdiği Türkiye'nin nerelerine, hangi İyad Allavi'leri yerleştirmiştir?
Pes! Şunun şurasında 'sanal' malzemeden üretilerek yarı sanal göndermelerde bulunan bir manşetten neler çıkarıyorsunuz?
Türkiye ile Irak'taki sanal yahut yarı sanal köstebeğin ilgisi ne?
Öküz altında buzağı aramayın! Peki öyleyse öküz altında manda arayalım! Malum; iki manda kelimesi vardır ki birbirleriyle ses benzerliğinden başka bir bağlantıları yoktur. Birinci manda, derisinden, etinden, sütünden, hatta tırnağından bile yararlandığımız mübarek bir hayvancağızdır. İkinci manda ise, 'yarı gönüllü sömürge' anlamıyla, en çarpıcı örneklerinden birini büyük kahramanlarımızdan İsmet Paşa'nın işgal altındaki İstanbul'da kurduğu hayallerde görürüz:
-Biz artık Amerikan mandasını kabul etmeliyiz.. Ben bir çiftliğe çekilip İsmet ağa olarak yaşamak istiyorum. (İnönü, Moskova-Washington paylaşımı sayesinde Amerikan muradına 1945'lerde erer ama ağa değil 'Milli Şef' olarak..)
Kazım Karabekir Paşa'nın tanıklığı ile tanıdığımız bu örnek tabii ki tek değil..
Ayrıca arzulanan 'manda' yalnızca ABD'ninkinden ibaret de değil.. İngiliz mandasının daha zevkli olacağına inananlar da vardır.
İşte Yeni Şafak'ın manşeti üzerine öküz altında buzağı arayanların yapması gereken makul iş, bu ikinci anlamdaki mandayı görmeye çalışmaktır.
Yani ki şöyle demek gerekir: Çelebi, bizde bu işler öyle olmaz! ABD'nin, Demokratik (!?) bir ülke olan Türkiye'de köstebek kullanmasına ihtiyaç yoktur. Bir kere bizim halkımız liderlerini ABD ile birlikte seçer. Eğer siyasetçi Amerikan desturunu almış ise onu başbakan yapar.. Bürokrasi ve aydın camiamız da bir siyasetçinin kalitesini ölçmek için ABD ile bağlantılarının gücüne ve ayrıca Musevi lobileri ile uyumlu temaslar yapıp yapamamasına bakar. Şayet bir lider Amerika'dan aferin almışsa, halkımız da ona yol verir. Hele Amerikan aferinleri yanında bir de AB aferinleri alıyorsa o zaman durum abdest üstüne abdest gibi 'nurun ala nur'dur! Böyle bir memlekette başkasından maaş alacak köstebeğin lüzumu yoktur. Türkiye Atatürk'ten sonra zaten 'Küçük Amerika' olmak üzere yeniden yapılandırıldığı için, Washington'a hizmet edecek Türk pasaportlu bürokrat ve aydınların CIA veya başka ABD kurumlarından maaş alması gerekli ve hatta mümkün değildir. Zira derin anlaşmalar sayesinde bu gibi hizmetsever manda ehlinin maaşlarını bizatihi Ankara gönüllü olarak vermektedir. Onun için Türkiye sisteminde ABD köstebeği yoktur, belki olsa olsa bir miktar 'Türk köstebeği' kalmıştır.
Hasılı Irak'ı kıskanmamıza gerek yoktur; onların köstebek Allavi'si var ise bizde de mandacının kallavisi vardır..