Mesajınız var!

Takım olarak gol sevincini yaşamanın mesajı şudur:
"Bunu hep birlikte başardık!"
Ama; golü atanın sevinmesindeki ayrıcalık golcünün düşüncesini yansıtır. Seyirciye gitmek en güzel duygudur. Ya da attığı golün asistine koşmak daha da güzeldir.
Sevgili Can Bartu anlatmıştı : "Fiorentina'da oynarken kaleci dahil bütün defansı çalımlayıp geçtim pası verdim. Bizim santrafor Kurt Hamrin de boş kaleye golü attı çılgınca sevinmeye başladı. Ben de ellerimle alkışladım. Hocam da beni 'Arkadaşını küçük düşürüyorsun' diye oyundan aldı." Sevgili Bartu'nun yaşadığı bu dersin adı nedir sizce!...
Bu haftanın üç örneği var:
1- Fener'in gollerinde herkes birbirine sarılarak sevindi. Mesaj biz bir takımız mı?
2- Hakan Şükür penaltıyı attı. Penaltıyı yaptıran Orhan Ak'a değil, oynatılmayan, yedek kulübesindeki Hakan Ünsal'a gitti. Bu mesaj Hagi'ye mi!
3- Sergen Yalçın golünü attı. Sonra da kulübeye dönerek eliyle "Seni gidi, seni!" işaretini yaptı. Bu mesaj Bükreş maçında kendisini 18'e almayan Del Bosque'ye mi, yoksa Tümer'in golüne sevindigi için kendisine küfreden seyirciye mi?
4- Tümer Metin harika frikik golünün ardından parmağı ile bütün stadı işaret ettikten sonra yere çöküp sağ bileği ile ileri-geri o bilinen hareketi yaptı.
Tümer'in bu hareketinin mesajı kendisine küfreden Samsun seyircisine mi? Kendisini eleştiren medyayı mı? Yoksa kendisini oynatmayan hocasına mı? Elbette her davranışın bir mesajı vardır. Futbolcunun en güzel mesajı verme yeri de sahalardır!
Ama... Yorum noktası şu: Başta Del Bosque ve yedek oyuncular ayağa kalkmıştı. Bütün takım sevinç içinde Tümer Metin'e "Hadi gel hocaya gidelim" dediler. Ama Tümer Metin gelmedi. Sevincine kimseyi ortak etmedi! İşte tartışmamız gereken nokta bu.

Şunu da tartışalım :
Beşiktaş ilk 45 dakikada rezil oynadı. İkinci yarıda ise Tümer Metin ve Sergen Yalçın'ın yönetiminde harika oynadılar. Bu iki starın oyuna girmesi ile ilk yarıda 25 top kaybıyla oynayan Beşiktaş ikinci yarıda sadece 8 top kaybıyla oynadı. Demek ki iyi oyuncular yedek olmaz.

Bir itirazım daha var :
John Carew ve Juanfran 10 milyon dolara alındılar. Carew yoktu; gol sorunu da yok. Juanfran oyundan çıktı; savunma sorunu da yok. Bunun hesabını elbette Del Bosque verecektir.

Ama daha önemlisi de şu:
Del Bosque sistem üzerinde oynadı. 4-4-2'yi bozup 10 kişi oynarken bile 3-5-1'e döndü.
Bu ne demek Del Bosque!.
Sezon başından beri Beşiktaş'ın sistemine itiraz ediyorum. Lucescu 3-5-2 ile tarih yazdı. Şampiyon oldu. Del Bosque de 4-4-2'de ısrar ederek tarih yazıyor! Artık şunu kabul edelim ki Türkiye'de futbolda kalite yok oluyorsa bunun tek nedeni dörtlü alan savunması ve 4-4-2 sistemi! Haaa. 3-5-2'yi fiziği güçlü ve zeki oyuncular oynar derseniz size sadece haklısınız derim!

MESAJ : Hayır şaka yapmıyorum. Çok ciddiyim. Devre bitince Fenerbahçe şampiyon ilan edilsin. İkinci yarıda lig yeniden başlasın. Çünkü tribünden seyirciyi kaçırtan bir numaralı gerçek bu.