kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
"Bizans çocuğu" olmak kolay mı sanki?
Şaka
Kendi evinizde yabancı olmak

"Bizans çocuğu" olmak kolay mı sanki?

Bazı şeyleri bilseniz ne olur, bilmeseniz ne olur sanki. Hani Vahşi Batı'da bir kovboy diğerine "İki kere iki kaç eder " diye sormuş. "Dört eder" cevabını alınca da " Sen çok şey biliyorsun, ölmelisin " deyip, karşısındakini vurmuş ya..
Bazı şeyleri bilmek de bunun gibi bir şey olabilir.
Örneğin geçen hafta sonu, İstanbul Fener Patriği, Vatikan'da Papa tarafından törenlerle karşılandı ve kendisine 4'üncü yüzyılda yaşamış iki Hıristiyan azizi olan Grigorios Theolog ile Yannis Hrisostomos'un kemikleri ve eşyaları verildi. Patrik Bartholomeos da, bunları İstanbul'a dönüşünde törenle Fener'e yerleştirdi.
Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'ın " Hepimiz Bizans'ın çocuğuyuz " sözü bu kadar tartışma yarattığına göre, Vatikan ile Fener arasında yer alan ve dünyada "Tarihi Barışma" şeklinde algılanan bu olayın, Türk kamuoyunun ilgisini çekmesi gerekmez miydi? Çünkü bu kemiklerin, 1200'lü yılların başında, Haçlılar tarafından İstanbul yağmalanırken alınıp İtalya'ya götürüldüğü bilgisi de vardı haberlerin içeriğinde.
Bu noktada durup, "Şimdi bizim olan İstanbul'un tarihinde neler olmuş" diye merak edip, mesela 13'üncü yüzyılda olup bitenleri bilsek ne değişir, bilmesek ne değişir ki? Mesela şimdi Venedik'in San Marco Kilisesi'nin önünde replikaları, içinde de orijinalleri duran altın alaşımlı, ikişer tonluk dört tane bronz Bizans atı (Quadriga Atları) da, Haçlı yağması sırasında İtalya'ya götürülmüştür. Bunlar Hipodrom'da (Şimdiki Sultanahmet meydanı) dört tane mermer sütunun üzerinde dururmuş.
Yani mesela Patrik Vatikan'dan iki azizin kemiklerini geri alırken, Venedik'ten de Bizans atlarını alıp İstanbul'a getirebilseydi fena mı olurdu? Buna karşı biz de, İstanbul'un yağmalandığı 4'üncü Haçlı Seferi'nin itici gücü Venedikli dük Enrico Dandolo'nun kemiklerini de, Venedik'e verirdik. Çünkü bu adamın mezarı Ayasofya'nın girişinde, yerdeki bir taşın altında.
Yani " Bizans'ın çocuğu" olunca, çok yoğun bir olaylar ve isimler dizisini bilmek de gerekiyor.
Örneğin Fatih İstanbul'u fethetmeden yıllarca önce, babası Sultan Murat Avrupa'da ilerlerken, Avrupa'nın Katolikleri yeni bir Haçlı Seferi düzenlemek ve Bizans'ı kurtarmak için girişimlerde bulunmuşlardır. Örneğin Floransa'nın Medici (Avrupa'nın o zamanki en büyük bankerleri) ailesi bu konuda adeta önderlik etmişlerdir. Çünkü özellikle Cosimo Medici (il Vecchio) antik Yunan ve Bizans hayranıdır. İstanbul'dan getirdiği kitaplarla Avrupa'nın en büyük kitaplığını ve Eflatun Enstitüsü'nü kurmuştur. Onun babası Giovanni di Bicci de Medici'nin de, Osmanlı'ya saldıran Timur'a finansman sağladığı ve hatta Karadeniz'de gemiler donattığı söylenir.
Bu Cosimo Medici, İstanbul'daki Ortodoks Patriği'ni İtalya'ya getirip, Papa 4'üncü Eugene ile buluşturmuş ve FerraraFloransa Konseyi'nde (1439), Ortodokslar ve Katolikler barışmış ve birleşmişlerdir. Ama bu anlaşmayı İstanbul Ortodoksları reddedince, Fener'le Vatikan'ın yolları kesin olarak ayrılmıştır. Şimdi Patrik Vatikan'dan iki azizin kemiklerini alınca, yüzlerce yıllık küslük resmen sona ermiştir.
Ama o zaman yollar ayrıldığı için, Fatih İstanbul'u kuşatınca, Avrupa'dan Bizans'a büyük yardım gelmedi. Zaten İstanbul'un Ortodoksları da, galiba " Ayasofya'da Katolik kardinallerin külahı yerine, Türklerin sarığını görmek tercih edilir " dediler. Ve bugüne kadar İstanbul'da var oldular.
Çünkü 1204'te Ortodoks kilisesi İstanbul'dan Bizans'la birlikte kovulmuş ve burada bir Latin Katolik (1264'e kadar) Krallığı kurulmuştu.
Bütün bunları ve mesela Ortodoksluğu bırakıp İstanbul Katolik Piskoposu olan Bessarion'un (1395?1472) serüvenini bilseniz ne olur, bilmeseniz ne olur? Çünkü bugünün kültürüne "Heybeliada Ruhban Okulu'nu açsak " tartışmasına katılmak yetiyor.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bunların hepsi şaka gibi değil mi?   / 30-11-2004
 Merkezsağ birleşmeli ve güçlenmelidir   / 29-11-2004
 Bilinenleri bilmeden bilinmeyenleri bilelim mi?   / 28-11-2004
 Ayağa kalksan bir türlü, otursan başka türlü..   / 27-11-2004
 Ya çok şanslıyız, ya da seçmen çok akıllı   / 26-11-2004
 "Öyle şey olmaz" demek bu çağda imkansız   / 25-11-2004
 G.O.R.A.'yı görmeden eleştirmek istiyorum..   / 24-11-2004
 Baykal, Erdoğan'a İngilizce mi öğretsin?   / 23-11-2004
 Tavuklara karşı biraz anlayışlı olalım..   / 22-11-2004
 Roma'da Romalı gibi davranmak gerekir...   / 21-11-2004
MANSUR FORUTAN
Memleketim TV
Türkiye, ABD'den sonra en çok televizyonun...
MEHMET BARLAS
"Bizans çocuğu" olmak kolay mı sanki?
Bazı şeyleri...
MAHMUT ÖVÜR
Taksilerde kiralama devri sona eriyor
Son günlerde...
SAVAŞ AY
Korkunç fetvacı Şıh Ömer ayakkabı...
SAİT GÜRSOY
Ülkeme hizmet etmek istiyorum
Tiflis Devlet Üniversitesi...
REFİK DURBAŞ
Blues, 'Efes Pilsen' esiyor
Bu yıl 35. kuruluşunu...
HINCAL ULUÇ
Avrupa'ya önce medyamız girmeli, medyamız!..
Aslında...
EMRE AKÖZ
Vücudumuz kime ait?
Zaman gazetesi yazarı Ahmed...
Yen kurtul
Yen kurtul
Beşiktaş, UEFA Kupası'nda bugün Standard Liege'i yenerse hem yönetim...
Ve başkan ailece kapalıda
Ve başkan ailece kapalıda
Beşiktaş Başkanı Demirören Rize maçındaki cinayet sonrası verdiği...
MGK'da devrim oldu
Milli Güvenlik Kurulu, ilk sivil Genel Sekreter Alpogan'la basına ve...
Büyükelçi Edelman'a 'ekümenik' tepkisi
Başbakanlık, ABD Ankara Büyükelçisi Eric Edelman'ın davetiyesinde...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.