Fırsat kaçtı

Futbolda, bilhassa Avrupa'da bu kadar kolay yemek, sonunu getirir. Bu hastalıktan bir türlü kurtulamadı Beşiktaş. Ayağına kadar gelmiş olan Standart Liege şansını, Beşiktaş elinin tersiyle itti. İlk 45 dakika içinde mücadele eden ve kazanmak için herşeyi yapan bir takım vardı. Öyle ki, İbrahim Akın net 2-3 pozisyon yakaladı. Birini veya ikisini gol yapsa, S.Liege ilk yarıda bitecekti. Ama dedim ya, gol yollarında zorlanan bir takım olmuş Beşiktaş...
Avrupa maçları için Beşiktaş'ın ilk 11'ine bakıyorum. Ne Juanfran var ne de Carew. Beşiktaş'ta hiçbir santrfor yok, Tümer-Sergen ikilisi oynuyor. Okan'ın golü akıl doluydu. Bu gol bile bize yetecekti. Ama defanstaki kademe hatası ve kaleci Ramazan'ın da zamanlama yanlışı Beşiktaş'ı Parma maçına mahkum etti. İşin doğrusu kendi sahasında kazanamayan bir takımın, İtalya'da kazanacağını da hayal etmek ne denli doğrudur?

Del Bosque geç kaldı
Del Bosque, Pancu ve Ahmed Hassan gibi çabuk oynayan iki adamı bence oyuna çok geç aldı. Ali Güneş gerçekten sağ kanatta biraz daha iyi olsa, kazandığı topu rakibe atmasa o kötü Standart Liege defansını büyük hataya zorlayacaktı.
Beşiktaş'ın son anlarda resmen bir penaltımızı yedi. UEFA'nın uşakları ve Türk'ün asla dostu olmayan Portekizliler'den bir darbe daha geldi. Portekizli hakem o penaltının içerde olduğunu nasıl göremez! İkinci yarıda hücum ettiğimiz kale tarafındaki yan hakeme ne demeli peki? Ofsaytlarda o kadar acımasız bayraklar kaldırdı ki, Beşiktaşlı futbolcuların sinirlerini germek için elinden geleni yaptı.

Dost-düşman belli olacak
Yazık, Beşiktaş zor bir dönemden geçerken kendisini güzel günlere taşıyacak bir galibiyeti elinin tersiyle itiverdi.
Skorlar bir yana, Beşiktaş 101 yıllık tarihinde sporu hep sevgi ve şefkatle yaşamış ve yaşatmıştır. Taraftarı ise her zaman takımının en büyük gücü olmuştur. Dün gördüm ki, Beşiktaş'ı sahiplenecek bir tek taraftarı kalmış. 90 dakika boyunca yine en büyük desteği takımlarına verdiler. Ama bu Beşiktaş zor günleri de geçecektir. Futbolcuların yüreği ve sorumluluk duyguları varsa, Parma'dan zaferle dönerler.
Aslında bu günlerde kimin dost, kimin düşman olduğu da açıkca ortaya çıkacaktır.