Bir gazeteci
Bir köşe yazısıyla başlayan kamuoyu tepkisi, ilk olumlu meyvesini verdi. Mardin Kızıltepe'de 12 yaşında bir çocuğun 13 kurşunla öldürülmesinden sorumlu tutulan Mardin Emniyet Müdür Yardımcısı ile 3 polis memuru açığa alındı. Oysa, olay gazetelere ve köşe yazılarına yansımadan önce İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu bile tüyler ürperten bu infazı küçümser bir tavır içindeydi. Hepimizin vicdanı kilitlenmiş, gözleri körelmişti sanki. Bir kişi hariç. Gururla söyleyebilirim ki, o kişi gazetemizin yazarı Umur Talu idi. Talu, toplumun vicdanı oldu. Yazılarıyla nasıl bir taş kalpli tavır içinde olduğumuzu gösterdi, körelen gözlerimizi açtı. İstanbul'da stadyumda öldürülen bir çocuğu manşet yapıp, Mardin'de polis kurşunlarıyla ölen 12 yaşındaki bir çocuğu görmezden gelmemizin nasıl bir ikiyüzlülük olduğunu kibarca hatırlattı bize. Vicdanımızın sesi oldu. Talu sayesinde belki de üzeri küllenecek, bir kenara atılacak hunhar bir olay toplumun gündemine taşındı. Ölçülü ama yerinde tepki ortaya kondu, sonuçta da eylemin sorumluları hakkında yasal işlem başladı. Umur Talu'yu 17 senedir tanırım. İstanbul'daki ilk patronum o oldu. Söz gazetesinin yayın yönetmeniyken beni İzmir'den İstanbul'a o getirdi. Evini, yüreğini açtı. Sonra uzun yıllar farklı gazetelerde çalıştık. Kader bizi yeniden SABAH gazetesinde bir araya getirdi. Talu'nun ısrarla bu gazeteye gelmesini isterken onun vicdanının hiçbir zaman kararmayacağını biliyordum. Bize, günlük rekabetin, hayhuyun, tiraj kavgasının arasında unuttuğumuz değerleri ustaca hatırlatacağını, asıl işimizin küçük insanların büyük davaları olduğunu kafamıza çakacağını çok iyi biliyordum. Her zaman olduğu gibi, bizi yanıltmadı. Mardin Kızıltepe'de bir insanlık suçu işlendiği, onun ısrarlı takibiyle gündeme oturdu. Konuya uzak duran gazeteler Mardin'e muhabir yolladı, bütün köşe yazarları korkunç olaya bir kez olsun değinme ihtiyacı hissetti. Bu olay Türkiye'de asıl görevini doğru yapan medyanın ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi. Hemen her ortamda gazeteler aleyhine atıp tutanların, acımasızca eleştirdikleri medyanın bu işlevini de kabul etmesi gerekir. Elbette, medyanın bir kesiminin iktidarlarla, iş takibiyle, iş alemiyle aşırı iç içe olduğu, yüreğinin taş kestiği tartışılmaz bir gerçek. Ancak bu medyada birçok riski göze alarak, tehditlere aldırış etmeden doğru bildiğini yazan, bizlere asli görevimizi hatırlatan insanlar da mevcut. Bizler de onların uyarılarını keyifle dinliyoruz. Çünkü onlar bize asıl işimizin gerçek üzerine kurulu olduğunu hatırlatıyor. Her fırsatta medyayı eleştirenlere bir köşenin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Okura, gazetenin onların gerçeğinden kopmadığını, onların neler yaşadığını bilip gördüğünü kanıtlıyor. SABAH, Umur Talu sayesinde önemli bir eksik ve yanlışını görme fırsatı elde etti. Ama bundan daha önemlisi, Mardin'in Kızıltepe'sinde öldürülen bir çocuğun "kim vurduya" gitmesine izin verilmeyeceğini tüm Türkiye'ye, bürokratı siyasetçisi dahil olmak üzere gösterdi. Umur Talular'ın gösterdiği yol, Avrupa Birliği'nin asıl serüveninin gerçekleşeceği yoldur. Talular sayesinde Türk basını AB'ye daha kolay uyum sağlayacaktır.
|