Mesajı aldınız mı?
Karışık... Konyaspor maçı öncesinde, Galatasaray'ı tanımlayacak tek kelime bu. Eh malumunuz, futbol dünyasında 'karışıklık' kaos ile eş anlamlıdır. Edilen bir basit laf, kelebeğin kanatları kadar etkilidir çünkü... Nasıl ki, onun kanat çırpışı dünyanın bir ucunda fırtınalar yaratabilirse bir teoriye göre, 'Üzgünüm' ile 'Özür dilerim' arasındaki fark, bir dönemi bitirmenin eşiğine getirebilir bir futbol takımını. Her ne kadar, böylesi bir tablo akıllara durgunluk verse de... Öte yandan, beklenen olmuyor. Yönetim-teknik direktör-taraftar çekişmesi, sahadan daha da büyüyen bir kaos olarak değil, galibiyet olarak yansıyor skora ve tabii ki camiaya... Tıpkı, bu sezonun başından beri, haklarındaki tüm 'olumsuz beklentiler'i boşa çıkardığı gibi Galatasaray'ın kadrosu, bir kez daha, Hatice'ye bakmaksızın 'Netice' diyor... Özlenen futbol mu? Değil tabii ki... Ama şurası bir gerçek ki, beklendiğinden iyi... Galatasaray'ın Konyaspor karşısında galip gelmesi bir kere daha, taşları (hala şiddetle sallansalar bile) yerlerine oturtuyor. Dahası, bu kez, bitmek bilmeyen tartışmaları genellikle başlatan bir kesim, yani 'futbolcular' bitiriyor. Çıkıyor, oynuyorlar. Oynuyor, kazanıyorlar. Şampiyonluk istiyoruz Galatasaray'ın galibiyeti ile ilgili çok şey söylenebilir. Eğer ilk dakikalarda etkili olan Konyaspor atakları golle sonuçlansaydı, Galatasaray'ın hali nice olurdu denilebilir mesela... Galip bir takım 70. dakikadan itibaren savunmaya çekilmeseydi daha iyi olmaz mıydı diye sorulabilir? Alınan galibiyetin öneminden bahsedilebilir. Necati Ateş'in süper golünden veya genç Uğur'un cesur asistinden konuşulabilir... Sonuçta hepimiz biliyoruz ki, futbol bu... Herkesin kendine ait bir yorumu var. Hele ki, Türkiye sınırları dahilinde, yorum, varsayımlara, hatta komplo teorilerine de dönüşebilir... Ama, bütün bunların yarattığı toz dumanı, elinin tersiyle silmesi gerekiyor 'ben Galatasaraylıyım' diyen herkesin ve bu galibiyetin arkasındaki mesajı algılaması... Futbolculardan, taraftara, teknik direktöre ve yönetime giden çok açık ve net bir mesaj var çünkü: 'Biz şampiyon olmak istiyoruz, size rağmen!' Evet, Fenerbahçe'nin Anelka'sı kadar parlak bir ismi ve fiziği yok Ribery'nin. Her ne kadar Fransız otoriterleri tamamen aksi görüşte olsalar da... Özhan Canaydın'ın başkanlığında istenen kadar iyi geçmedi zaten transfer dönemleri. Ama bir de gerçek var: Galatasaray, yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen, hala zirvenin ortağı... Ve şampiyon olmak için gerekli en önemli unsurlardan biri, futbolcuların inancı yerinde... Peki ya taraftarınki, yönetiminki, camianınki? Özetle mesajı alabildiniz mi? Evet mi? Yoksa hala hayır mı? O zaman futbolcuların muhtemelen bir mesajı daha olacak size 'Gölge etmeyin... O da yeter!'... Zaman zaman, bu sütunlarda beraber olacağız sizinle... Hepinize merhabalar.
EBRU KILIÇOĞLU
|