kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Abdullah Gül, Condoleezza Rice ve Yılmaz Erdoğan..
Göründüğün gibi de olmaya çalış..
Şaka

Abdullah Gül, Condoleezza Rice ve Yılmaz Erdoğan..

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın birbirlerinden istekleri neticede aynı noktada birleşmiş.
Gül Rice'a "Türkiye karşıtı dizi ve filmler"den yakınmış. Rice da Türk kamuoyunda giderek artan Amerikan karşıtlığından dert yanmış.
Yani iki ülkenin de endişesi, imajlarının karşı kamuoylarında bozulmasından kaynaklanıyor.
İşin kötüsü, iki dışişleri bakanının da bu problemi çözmek için yapabilecekleri çok şey yok. Ne Abdullah Gül Türk medyasındaki anti-Amerikan yayınları durdurabilir, ne de Rice Hollywood'a "Türkleri terörist gösteren filmleri artık çekmeyin" diye talimat verebilir.
Aslında bu durum sadece uluslararası ilişkilere yansıyan bir problem değil. Baksanıza sanatçı Yılmaz Erdoğan'ın, ''Hababam Sınıfı Askerde'' ve ''Hırsız Var'' filmlerini beğenmeyen ve bu filmlere seyircinin gitmemesini Hürriyet'teki köşesinde öneren Ahmet Hakan'a gösterdiği tepkiye.
Daha önce de Mehmet Ali Erbil, "Ben bu insanların Türk olduğundan bile şüphe ediyorum. Onları vatan haini olarak görüyorum. Amerikan filmlerinden komisyon alıyorlar galiba. Türk malını, Türklüğümüzü savunacaklarına böyle konuşmaları düşündürücü" dememiş miydi.
Yılmaz Erdoğan ise NTV'deki Gani Müjde'nin programında, ''Alt tarafı verdiğin 5 milyon para, yani bunun için bu kadar laf etmeye değmez. Beğenmedinse gelir söylersin, biz de 5 milyonunu veririz'' demiş.
Yani Ahmet Hakan'a, "Sinema bileti için ödediğin parayı geri alır ve susarsın" demek istemiş.
Ne kadar karışık bir durum değil mi?
Örneğin film yapımcıları izleyicilerin tümüne bu tür bir "Ürün Garantisi" verseler ve "Beğenmediyseniz, filmi görmek için bilete ödediğiniz parayı geri veririz" deseler, sonuç nasıl olurdu?
Veya Gül ile Rice, birbirlerinin kamuoyuna yön veren düşünce ve medya yönlendiricileri hakkında, neden Erbil ve Erdoğan gibi çıkış yapmıyorlar acaba? Koca Türkiye iki tane Amerikalı film yapımcısının ağzının payını verip, neden susturamıyor da, o ülkenin Dışişleri Bakanı'na dert yanıyor? Süper devlet Amerika'nın Dışişleri Bakanı da, Türk medyasına güç yetiremeyip, Gül'den yardım istiyor.
Acaba bu gibi durumlarda çözüm, Yılmaz Erdoğanlar'ın Ahmet Hakan'a bilet parasını iade etmeyi düşünmek yerine, Ahmet Hakan'ı da susturacak güzellikte bir film yapmaları olabilir mi?
İşin özü, herkesin birbirinin eleştirisine ve hatta çelmesine tahammül etmesidir. Özellikle "Popüler Kültür"ün kahramanlarının keskinliği, sonuçta kendi küplerine zarar veriyor.
Türkiye'nin "İmaj Sorunu"nun çözümü de, daha şeffaf, daha hukuka bağlı, daha özgür ve her çeşit bağnazlığı reddeden bir görüntüye sahip olması değil midir? Türkiye böyle olursa, isteyen yapımcı bazı filmlerde Türkleri terörist gösterse ne çıkar?
Amerika'nın imaj sorununa gelince, bu daha karmaşık ve çözümü zor bir problem.
İdeolojilerin yok olduğu bu dönemde, ayakta kalabilen tek ideoloji galiba "Anti-Amerikanizm"dir. Dünyada Bush'un imajının, Saddam'ın imajının dibe vurduğu noktadan daha da aşağıda olması başka neye bağlanabilir? Ve aynı Bush'un bu imajla Amerika'da seçimi kazanması "Zaten bu Amerikalılar böyle" diyerek yorumlanabilir mi?
Özetle bu imaj sorunlarını çözmek kolay değil. Yaşanan dönem neticede "Cilalı İmaj Devri" değil mi?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yamyamlar misyonerleri gerçekten yedi mi?   / 08-02-2005
 İktidardaki muhalefete kim muhalefet edebilir?   / 07-02-2005
 Tek beklenti "Hanut" mu?   / 06-02-2005
 Akıl kirlenmesi en büyük tehdidimizdir   / 05-02-2005
 Sosyal demokrasi, Anti-Amerikanizm midir?   / 04-02-2005
 Türkiye'nin Karamehmetler'e ihtiyacı hep vardır   / 03-02-2005
 Küçük Örsan büyümüş, CHP'de listeye girmiş..   / 02-02-2005
 Irak'ta seçimi yapmak başlı başına bir başarıdır   / 01-02-2005
 Baykal Semranım, Sarıgül de Sinem gibiydiler   / 31-01-2005
 Masal masal matitas veya komplo teorileri   / 30-01-2005
MANSUR FORUTAN
Bir doz şöhret için mi?
Şöhretin tadını alan biri, devam...
MEHMET BARLAS
Abdullah Gül, Condoleezza Rice ve Yılmaz...
MAHMUT ÖVÜR
Şimdi sıra parklara mı geldi?
Dikilitaş yoğun...
SAVAŞ AY
Örümcek kadının öpücüğü ve katil sanığı İranlı...
REFİK DURBAŞ
Kimliğini arayan Kapalıçarşı
Bir şiirimde kimliğini...
SAİT GÜRSOY
Mükemmel bir MEB projesi
Milli Eğitim Bakanlığı'nın...
HINCAL ULUÇ
Çırağan Kempinski'yi boykot!..
Bu ülke vatandaşı olan,...
EMRE AKÖZ
Daldan dala
Bugün değişik bir şey yapalım; daldan dala...
İşte sihirli cin
İşte sihirli cin
G.Saray'ın yeni transferi Ribery: "Tekniğim yüzünden bana 'Sihirli...
Golcülerden gol düellosu
Golcülerden gol düellosu
Çift kalede, Hakan Şükür 5, Necati 4 gol attı. Gülen taraf 11-9 ile...
Ve Erdoğan yalanladı
Başbakan, Alman "Welt am Sonntag" gazetesinde yayımlanan türban...
Başbakan'ın kızı inançlı da 35 milyon kadın inançsız mı
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Alman gazetesinde yayımlanan,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu