kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
'Zaten o' diye başlayan cümleler sendromu..
İnsan beşer beşer şaşar..
Şaka

'Zaten o' diye başlayan cümleler sendromu..

Sabah kalktığınızda yapmanız gereken öncelikli iş, o gün neye ve kime sinirleneceğinizi saptamak mı oluyor? Yoksa o güne "Acaba ben ne yaparsam kim bana sinirlenir" diye endişelenerek mi başlıyorsunuz?
Bir de üçüncü alternatif var.
"Kim ne düşünürse düşünsün, ben doğru bulduğumu ve yapmam gerekeni yaparım. Başkalarının söylediklerine ve yaptıklarına takılarak günümü ziyan edemem" diye de çıkabilirsiniz yola.
Ancak bu üçüncü yol zorluklarla doludur. Özellikle bireylerin kendilerine güvenmek yerine, bir sürünün içinde bulunmayı yeğ tuttukları toplumlarda, gerekirse "Tek Başına" kalmayı göze almak kolay değildir.
Fakat şunu da bilelim. Eğer Türkiye bir gün özlenen uygarlık ve gelişmişlik düzeyine ulaşacaksa, toplumdaki özgür, özerk ve bağımsız düşünce odaklarının sayısı arttıkça, bu hedefe ulaşabilmek için gereken süre kısalacaktır. Bazen devletten, bazen çoğunluktan, bazen geleneklerden korkan insanlar düşünce ve siyaset hayatına egemen oldukça, Türkiye'nin uygarlık ve gelişmişlik yarışındaki yeri de, o insanlar gibi "Orta Karar" düzeyinde kalacaktır.
Hep aynı "Laf"ların tekrar edildiği, sürekli aynı plağın çalındığı, statükonun hep değişimin karşısında galip geldiği toplumların yaşadıkları serüvenleri yakın tarihte de görmedik mi?
"Resmi İdeoloji"ler, "Ulusal Kimlik"ler veya "Kolektif Bilinç" devletlere de şirketlere de yetmez. Zenginlik, farklılıkların beraberliğidir. Beyinleri bağımlı insanların egemen olduğu bağımsız devletlerin sonu "Geri Kalmışlık"a mahkum olmaktır.
Kürt sorunu da, Laiklik sorunu da, Kıbrıs sorunu da, Ermeni sorunu da, hiç siyasi çözüm üretilmeden bu şekilde bir yüzyıldan diğerine aktarılmadı mı?
1920'lerde ve 1930'larda güncel siyasetin belirli konularını tabu ilan edenlerin kararları, hâlâ bugünün "Kutsalları" konumunda değil mi? Büyük insanlık dünyası tarihin çağlarını değiştirir ve bir dönemde meşru kabul edilen davranışlar şimdi "İnsanlık Suçu" haline dönüşürken, biz hâlâ bu süreci tribünden seyredebilir miyiz?
Bir insan farklı bir şeyi seslendirdiği zaman ona gösterilen tepkinin "Zaten o" diye başlamasından gına gelmedi mi artık?
-Zaten o Sabetaycı'dır!
-Zaten o Nobel almak istiyor!
-Zaten o Amerika'ya yakındır!
-Zaten o zengin çocuğudur!
Bu "Zaten o"lar her konuda ve her kişi için üretilebildiği ölçüde, zaten o toplum kronikleşmiş sorunlarından hiçbirine çözüm bulamaz ki.. Sizler de rahatsız değil misiniz bu takılmışlıktan ve çözümsüzlüklerden.
Örneğin başörtüsü (Veya türban) konusu gündeme geldiğinde, en üretici beyinlerin birlikte bulunması gereken YÖK'ün bile hep aynı tutumu, hiç çözüm arayışına girmeden belli tepki cümlesi içinde seslendirmesinden rahatsız olmuyor musunuz? Veya kendileri dışındaki her görüş ve meslek sahibini yozlaşmışlığın kanıtı gibi gösterenlerin "Cumhuriyet Muhafızı" rolüne soyunmaları ve bunun da belirli çevrelerde doğru kabul edilmesi, sizin Cumhuriyet'in düşünce sağlığı hakkında endişe duymanıza neden olmuyor mu?
Fatih Altaylı dün Hürriyet'teki sütununda "Ne zaman adam oluruz" sorusunu şöyle cevaplamıştı.
-Mesleklerinin utanç abideleri kendilerini övünç abidesi gibi göstermeye kalkışmadığı zaman. Siz de bu cevabı doğru bulmuyor musunuz?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Toplumsal beyinde istifham mı izdiham mı var acaba?   / 14-02-2005
 Temcit pilavına kaşık sallamanın sonu var mı?   / 13-02-2005
 Bir İngiliz kadınlarına, bir de Suudlu kadınlara bakın   / 12-02-2005
 Meğer Nur Çintay A. ne kadar şanslıymış!   / 11-02-2005
 Günde beş vakit fazla, iki vakit yeter mi?   / 10-02-2005
 Abdullah Gül, Condoleezza Rice ve Yılmaz Erdoğan..   / 09-02-2005
 Yamyamlar misyonerleri gerçekten yedi mi?   / 08-02-2005
 İktidardaki muhalefete kim muhalefet edebilir?   / 07-02-2005
 Tek beklenti "Hanut" mu?   / 06-02-2005
 Akıl kirlenmesi en büyük tehdidimizdir   / 05-02-2005
REHA MUHTAR
Gazetecilerin para isteme metotları...
Muhterem efendim...
ALTAN TANRIKULU
Affetmek
İlkokuldan lise sona kadar iyi bir öğrenciydim.
MEHMET BARLAS
'Zaten o' diye başlayan cümleler sendromu..
Sabah...
MAHMUT ÖVÜR
AK Parti Maltepe karışık
AK Parti yerel seçimlerde...
SAVAŞ AY
Anelka, Alex, tavla. Bol bol laf ziyanlığı; Levent,...
REFİK DURBAŞ
Cevap ve düzeltme metni
Sabah gazetesinin 27 Ocak 2005...
HINCAL ULUÇ
Adalet'in gözleri değil, elleri bağlı..
İki çocuğunu...
EMRE AKÖZ
Zaragoza stresi
Şimdi fantastik bir şey söyleyeceğim:...
İşte A takımı
İşte A takımı
Herkes uyum sorunu yaşayacağını düşünüyordu. Ama Anelka eleştirileri...
Ne işim var
Ne işim var
Galatasaraylı Hakan Şükür, kendisinden Milli Takım Teknik Direktörü...
Kapkaça karşı hızlı polis
Kapkaç ve hırsızlığa karşı polis açığını kapatmak için üniversite...
Ucu AKP Genel Merkezi'ne gidiyor gidecek misiniz?
CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu