IMF anlaşmasının gecikmesine karşı Hazine'nin 10 milyar doları var
Geçen hafta sonuna doğru IMF anlaşmasının kısa bir zamanda yapılacağından ve ön şart olan yasa tasarılarının bu hafta Meclis'e sunulacağından umutlanan piyasalar kısmen toparlandı. Ancak bu hafta umulan çıkmayınca özellikle borsada satışlar geldi. Döviz ve faiz cephesinde başka etkenlerle toparlanma devam ediyor. Borsada ise Tüpraş gibi bir büyük halka arzın başlatılacak olmasının etkisiyle yukarı çıkışlar kâr satışları ile kesiliyor. Piyasaların umutlanmasına yol açan gelişme IMF ile anlaşmanın ön şartlarından en önemlisi olan Sosyal Güvenlik Reformu'nun Başbakanlığa sunulmasıydı. Gelir İdaresi Reformu zaten Bakanlar Kurulu'na gelmişti, ön şartın yerine gelebilmesi için, bu tasarının Meclis'ten yasalaşarak geçmesi gerekiyor. Bankacılık Yasa Tasarısı da Başbakanlık'ta bazı değişikliklere uğradı. Bu tasarıdaki aşama ise Bakanlar Kurulu'nun imzasından sonra Meclis'e sunulması. Bir de ön şart olmamasına karşılık Teşvik Yasa Tasarısı'na IMF karşı çıkıyor veya teşviğin bütçeye getireceği yükün yeni gelir paketiyle karşılanmasını şart koşuyor. Piyasaların acele etmesine karşılık hem IMF tarafı hem de hükümetin anlaşmayı yapması için herhangi bir acelesi gözükmüyor.
Tedbiri var Hazine, IMF ile anlaşmanın gecikebileceğini sanki önceden hesaplamış ve tedbirini almış. Ocak ve şubat aylarında itfasından daha fazla borç alarak ve yurtdışından borçlanarak yığınak yapmış. Merkez Bankası nezdinde döviz olarak takip olunan hesapta 11 milyar YTL'yi biraz aşan, kamu mevduatı hesabında 2 milyar YTL'lik bir parası var. Yani Hazine, 13 milyar YTL'ye yakın (yaklaşık 10 milyar dolar) kaynak biriktirmiş. Bu rakam da, Hazine'nin yaklaşık bir aylık borç ödemelerini karşılayacak büyüklükte. IMF'ye ise mart ayında 347 milyon dolarlık mayıs ayında 2 milyar 85 milyon dolarlık yüklü geri ödeme var. Mart atlatılsa bile mayıs ödemesinin Hazine'yi zorlayacağı söylenebilir.
Başka faktörler mi var? Hükümetin IMF ile anlaşma konusundaki isteksizliğine karşı IMF tarafının da pek acelesi yok. Zaten ortada, sanki Türkiye ile ABD arasında bazı siyasi pazarlıkların yapıldığı, ilişkilerin zayıfladığı, IMF anlaşmasının bu pazarlığın sonucuna göre bağlanacağı gibi bir görüntü var. Dolayısıyla bu nedenle IMF anlaşması uzuyor da olabilir. Bunu ancak ilerleyen aylarda anlayabileceğiz. Zor reform Siyasi pazarlıklar nedeniyle IMF ile anlaşma uzamasa dahi, ön şart olan Sosyal Güvenlik Reformu'nun Meclis'i sunulması biraz zaman alacak. Zira Başbakanlığa giden bu geniş kapsamlı düzenleme için yeniden ilgili kurumlara geri dönülecek, görüş sorulacak. Sonra tasarı üzerinde değişiklikler yapılacak ve bakanların imzasına açılıp Meclis'e gönderilecek. Bu reformu teknik yönü yanında geniş kitleleri ilgilendirdiği için, siyasi yönü olan zor bir reform.
Zaman alır Bir de verilecek teşvikler için kaynak bulunması zaman alabilir. İyi ihtimalle bu ay sonu veya nisan ortasındaki IMFDünya Bankası yarı yıl toplantısına kadar anlaşmaya varılabilir. Böylece ocak sonu beklenen anlaşma iki, iki buçuk ay gecikmeyle yürürlüğe girmiş olacak. Türkiye 20 milyar dolarlık borcuna karşılık, önümüzdeki üç yılda geri ödemelerine mahsup edilmek üzere IMF'den 10 milyar dolar yeni kaynak kullanacak. Hazine, IMF anlaşmasının gecikecek olmasına karşılık önceden önlemini almış, iyi de yapmış. Aynı bilgiyle donanımlı olmayan piyasaların ise tedbir alma veya bu durumu fiyatlama şansları olmadı. Artık tedbir yerine sukünetle beklemesi ve hareket etmesi gerekiyor.
Sonuç "Önceden görmek, hakim olmak demektir" Pascal
|