Değerlenmiş paranın sorunları
Bir ülkenin parası diğer ülke paralarına karşı değerlenirse ne olur? sorusu bu günlerde fazlaca sorulmakta. Konunun rekabetcilik düzeyinin kaybedilmesi ve dolayısıyla ödemeler dengesinin cari işlemler açığının artışı ötesinde de önem taşıyan yönleri var. Bir kez daha hatırlatalım. Dalgalı döviz kuru rejimlerinde iç paranın değerlenmesi ortak bir olgu olarak karşımıza çıkıyor. Merkez bankaları da bunun bilincinde. Ancak, dalgalı kur rejimini seçen ve örtülü ya da örtüsüz enflasyonu hedeflemesine dayanan para politikası uygulayan ülkelerde, merkez bankaları, kur düzeyindeki dengesizlikleri düzeltme gibi bir işlevleri olmadığı baştan açıkça ortaya koydular. Amaçları fiyat istikrarını sağlamak olduğunu belirttiler. Doğrudur da. Ancak bu uygulamalarını daha sonra gözden geçiren bazı merkez bankaları, değerlenen döviz kurunun ekonominin bazı sektörlerini ve işleyişlerini olumsuz olarak etkilemeye başladığını gözlediler . Bunun da kendilerine de zarar verdiğini fark ettiler. Olumsuzluklar neler? Bu olumsuzlukları 5 noktada özetlemek mümkün. 1- Değerlenen kur ve aşırı ölçüde artan cari işlemler açığının " günün birinde düzeleceği ve normal düzeylerine döneceği" inancı akademik çevrelerde ve olayları yaşayanlarda yaygın bir değer yargısıdır. Dolayısıyla, düzelmenin ve uyumun, derecesi değişik olsa bile, ekonomiyi sarsacağını düşünmek tedirginlik yaratmakta ve olumlu bekleyişlerin sürekliliğini engelleyen önemli bir faktör niteliğine bürünmektedir. Bu da hedeflenen enflasyon oranının tutturulamasında sorun olarak ortaya çıkmaktadır. 2- Döviz kurunun değerlenmesi ve cari işlem açığının artışı, finansal istikrarı da tehdit eden nitelikler taşıyabilmektedir . Özellikle, döviz açık pozisyonlarının yüksek, döviz kredilerinin ağırlığı fazla ve ahlaki rizikonun yoğun bulunduğu ortamlarda, fiyatlar aracılığı ile gerçekleşen kur uyumunda finansal sistem önemli yaralar alabilmektedir. Açık döviz pozisyonu taşıyan özel sektör de aynı risklerle karşı karşıya kalabilmektedir. 3- Bankacılık sektörünün mali yapısı zayıf ve ülkenin dış kredi değerliliği düşük olduğu durumlarda, bir sorun oluştuğunda, dış kaynak akışı da aniden kesilebilmektedir. "Ani durma " (sudden stop) diye adlandırılan bu oluşum, bir taraftan zaten derin fazla olmayan döviz likiditesini azaltıp döviz fiyatlarını yükseltirken, öte yandan da bekleyişlerde ani değişimlere kaynaklık edebilmektedir. Ekonomide bu gelişmenin tahribatı acı ve maliyeti yüksektir. 4- Kamu borcu fazla olan ülkelerde, düzelmenin gerçekleşme dönemlerinde yükselen iç faizler ve döviz kuru bütçeye ağır yükler getirmektedir. Bu ise mali disiplini bozmakta, para politikasının işlevini zayıflatmaktadır. 5- Döviz kurlarında oynamaların artması, piyasaların da düzgün çalışmasına mani olmaktadır. Özellikle, sıkıntılı dönemlerde risklerden kendilerini korumak isteyenler likit kalmayı tercih etmekte, ceplerinde fazla para tutmaktadırlar. Gerek döviz gerekse iç para bakımından "normalinden" daha fazla likit kalma eğilimleri reel ve finans sektörlerine zarar vermektedir. Özetle değerlenmiş döviz kuru, sadece ödemeler dengesini değil enflasyonist bekleyişleri, finansal istikrarı ve piyasaların fonksiyonlarını sağlıklı bir biçimde yapmalarını da etkilemektedir.
|