|
 |
 |
 |
İtalya'da ünlü değilim
Geçtiğimiz cuma vizyona giren 'Anlat İstanbul'un beş hikayesinden birinde rol alan oyuncu Mehmet Günsür, kariyerine devam ettiği İtalya'da Tükiye'deki gibi ünlü olmadığını söylüyor.
Son günlerin en çok konuşulan filmlerinden biri olan beş yönetmenli ve beş senaryolu film 'Anlat İstanbul'da rol alan oyuncu Mehmet Günsür, senaryosunu Ümit Ünal'ın yazdığı filmde rol almış olmaktan çok memnun. Yakışıklı oyuncu, "Eğer 'Anlat Mehmet Günsür' adlı bir film yapacak olsam, o filmde aşk, müzik, keyif ve ağır çekimler olurdu. Çünkü keyfi çok seviyorum. Hayatın keyfini çıkarıyorum. Gün geliyor tık diye ölüyorsun çünkü" diyor. Gerek oyunculuğu, gerekse yakışıklılığı ile çok konuşulan Günsür, yılın büyük bölümünü İtalya'da geçirdiği için Türk hayranları tarafından 'hasret'le bekleniyor. İstanbul'u çok özlediğini ve İstanbul'un tartışmasız dünyanın en güzel kentlerinden biri olduğunu söyleyen Günsür, Harpher's Bazaar dergisine verdiği röportajda; hayata, aşka, kadınlara, oyunculuğa bakışını tüm samimiyetiyle dile getirdi...
***
* Doğma büyüme İstanbullu olan biri için zaten her yer bambaşka. Ama sonuçta şansım varmış ki Roma keyifli bir yer. Bir şekilde her şeyin keyfini çıkarıyorum. Optimist bir adamım bunun da bilincindeyim.
* Her yerin keyfini çıkarmaya çalışırım ben. Roma'nın en büyük avantajlarından biri, o toprakların sinemayla, tiyatroyla olan bağlantısının çok güçlü olması. Kültürlerindeki sinema-opera bağını hissedebiliyorsun. Dolayısıyla beni çok fazla besleyen bir yer. Teknik anlamda yani mesleğimle ilgili olarak... Benim mesleğim hayatla, insanlarla ilgili. Bu yüzden istanbul da önemli bir yer. Buradaki insanlar, hikayeler çok besleyici. Ama demek istediğim şey şu; Amerikalılar geliyor, orada setler kurup müthiş filmler çekiyor. İşte o Amerikalılar'la benim de üyesi olduğum bir oluşum kurduk. Adı 'Actor Center'. Onların Actor's studio'larına benziyor.  Yurt dışından bu iş için gelen insanlarla berabersin, göbeğindesin. İnanılmaz bir sinema endüstrisi var, çok oturmuş, hakların korunuyor. Bunlar önemli şeyler.
'ANLAT MEHMET GÜNSÜR!'
* 'Anlat istanbul' çok güzel bir senaryoya sahip. Ümit Ünal yazdı. Özelliği beş ayrı hikayeden oluşuyor olması. Ama hepsi aynı zamanda geçiyor. Her hikayesinin 5 ayrı kahramanı var ve belirli olaylar sonucunda hayatları kesişiyor. Her hikayeyi farklı bir yönetmen çekti.
* 'Anlat Mehmet Günsür' diye bir film olsa, o filmde aşk, müzik, keyif ve ağır çekimler olur. Rahatım, kendim gibiyim. Dışarıya dönük yaşamak zorunda olsam bile bir iç dünyam var. Bu yüzden benim filmim pozitif bir film olurdu. Keyfi çok seviyorum. Düşünsenize, başka hiçbir dilde bu kelimenin bir karşılığı yok. Hayatın içinde neşe, melankoli, rahatlık var. Hayatın keyfini çıkartıyorum. Tık diye ölüyorsun çünkü. Öyle bir şiir bile var ya. "En sevdiğin ayakkabıları şimdi giy" diye.
'İSTANBUL'U ÖZLÜYORUM'
* Hiçbir şehri İstanbul ile mukayese edemem. Çünkü burada doğdum. Ama dışarıdan bakınca da büyülü. Bu yıl 5 tane arkadaşım geldi; hepsi de İstanbul'da farklı bir hikaye yaşadı, farklı bir şey söyledi. Burası yeryüzündeki en güzel şehirlerden biri. Bu yüzden hissiyat konusunda karşılaştırma yapamam. Ama bir yerden sonra orayı da özlüyorum. Orası da keyifli bir yer. Oradayken burayı özlüyorum, buradayken de orayı.. Garip bir şey.
* Hep Roma'da yaşamıyorum. Mesela Fas'ta yaşıyorum. Dört ay Yugoslavya'da, dört ay Almanya'da, iki ay Sicilya'da yaşıyorum. Bayağı bir seyahat var yani. Her bulunduğum yerden, her  beraber olduğum insandan bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Hiç bitmiyor öğrenmek. Her gün yeni bir şey öğreniyorsun. Çok aşık olurum ben, hayatta sadece bir kez aşık olunmayacağını öğrendim. Tek aşk diye bir şey yok. Çok çabuk aşık oluyorum ama öyle herkese değil. Aşık olduğumda en kısası 2 yıl sürüyor. Sevmediğim biriyle beraber olamıyorum. Aşk bir ilişkide çok önemli.
* İlişkilerde ilk etapta görsellik önemli. Ama görsellik Barbie bebek anlayışı değil. Keyif, konsantrasyon, rahatlık, zeka da önemli. Güzel bakıyorsa, güzel gülüyorsa, boyu posu varsa.. Bunlar elbette önemli ama her şey değil. Bakışlar, sonrasında da konuşmak... Aslında bazen öyle bir şey oluyor ki, bakışıyorsun, konuşuyorsun ve o anda kelimeler önemini yitiriyor. Konuşmak tabii ki çok güzel ama iletişim varsa kelimelere gerek kalmıyor. Çok duygusal yaşıyorum bu yüzden kalıplarım yok.
'HAMAM, ÇOK SANATSALDI'
* İtalya'da ünlü değilim. Zaten ünlü olsam da insanların beklentileri o kadar değişik ki... Belki de ünlü görmeye alışık oldukları için... Yaşadığım yerde çok ünlü var... Benim burada tanınmıma sağlayan şey 'O Şimdi Asker' oldu. 'Hamam' çok önemli bir filmdi kabul ediyorum. Ama o dönem için fazla sanatsaldı. Büyük olay çıkardı. Hamamcılar Birliği ayaklandı falan...
* 'O Şimdi Asker'den önce Türkiye'de beş sene film çekmedim. O yüzden insanlar unutmuştu beni. Kimmiş bu çocuk dendi, ödüller falan kazandım.
* Her zaman insanları gözlemleme huyum vardı. Canı sıkılan insanın lafı değiştirme durumunu mesela... İnsanın stresi vücudunun neresinde tuttuğunu gözlemliyorum. Bu tip psikolojik şeyler çok hoşuma  gidiyor. Zaten bunlarla ilgilenmeye başladığın zaman da pencereler açılmaya başlıyor.
'ÇOK FAZLA HASSASIM'
* Herkes ayrı bir dosya. İnsanları o anlamda çözemedim. Anlayamadığım çok fazla şey var. Ama çok da fazla 'neden' diye sormuyorum. Senaryo çalışırken dibine kadar gidiyorum. Çünkü insanın karakterini belirleyen çok şey var. Mesela kırmızıyı sevmenden taktığın küpeye kadar tüm tercihlerini etkileyen bir sürü hikayen var. Her insanda bu böyle.
* Bazen gereksiz şeylere de taktığım oluyor. Kendi yaptığım bazı hatalara takabiliyorum. Hassasım. Çok fazla çok fazla hassaslık da iyi değil. Genelde rahatımı çok bozmam. Özgüven de olabilir bu, hayata karşı güven de. Nasıl olsa olacak kasmaya gerek yok diye düşünüyorum.
* Politik bir duruşum var ama asla politikaya soyunmam. Hiç hoşlanmıyorum. Marangoz olabilirim. Sevdiğim ve sevebileceğim çok şey var, bunu biliyorum. Özgün bir ruhum var. Hep böyle oldu. Aile yönünden de çok şanslıyım, onlar da bana rahat davrandı. Bambaşka bir yere de gidebilirim. Dünya kocaman görmek lazım. Milyonlarca insan var, milyonlarca olay var, milyonlarca koku var, milyonlarca aşk var. Yaşamak lazım...
* Benim için rahatlık çok önemli. İlişkimde kendi halime bıorakılmak güzel olur. Şu an zaten harika bir iliyki içindeyim. Benimle yarışanlar oldu, kıskananlar oldu. Ama bu ilişkimde böyle şeyler yok. Çok rahat bırakıyor beni her şey yerli yerinde yani...
* Baba olmayı çok istiyorum şu an değil ama daha sonra neden olmasın? Bunun için evlenmek gerekmez ama bir hayat arkadaşı lazım. Ne olduğu belirsiz bir ilişkide çocuk yapmak istemem.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
