kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
İlker Sarier @ SABAH
Fax:
0212 354 34 69
 

Tıp Bayramı (!)

Tıp Bayramı münasebetiyle, kendilerini "öksüz" bir hayata mahkum etmiş ya da "edilmiş" hekimlerimizi şöyle bir anmak istedim, bugün...
Bayram iki gün önceydi. Hekimlerimiz "kutlama etkinliklerinden" fırsat bulup okuyamazlar diye geciktirdim olayı, benim yazılar çok kıymetlidir, bilirsiniz.
Tıp Bayramı sebebiyle ne yazacağımı düşünürken, önüme altın gibi bir fırsat çıktı.
CHP Ankara Milletvekili İsmail Değerli'nin, Meclis'te bayram sebebiyle düzenlenen basın açıklamasında sarf ettiği cümle muhteşemdi. Diyordu ki İsmail Değerli, "Eskiden hekimlik saygın bir meslekti. Ama artık doktorlara kız bile vermiyorlar!"
İşte ben taşı gediğine oturtmak diye buna derim.
Sahiden artık doktorlara kız vermiyorlar mıydı, neden vermiyorlardı?
Bunu anlamak için empati yapmaya çalıştım.
Ben kız babası olsaydım, bir doktora kız verir miydim?
Çok düşündüm. Doluya koydum, boşa koydum ve kararımı verdim.
Herhalde bir doktora kız vermekte çok tereddüt ederdim.
Yanlış anlamayın, doktordan adam çıkmaz, diye düşündüğümden değil.
Başka sebeplerle tereddüt ederdim.
Türkiye şartlarında, bir doktorun yetişmesi, işini gücünü belirli bir seviyeye getirmesi, artık evini geçindirebilecek hale gelmesi, mesleğinde belirli bir etkinliğe ulaşması, meslektaşları tarafından da kabul edilmiş olması için, aşağı yukarı 40 yaşına gelmiş olması gerekir.
İhtisas dediğin "zulüm", 30 yaşında ya biter ya bitmez. Bunun üzerine bir 10 yıl da, "alçak sürünme" eğitimini ekleyin! Etti mi 40 yaş! Diyelim, ülkenin objektif şartları aşıldı. Bu kez mesleğin sübjektif şartları gelip gırtlağına çökecektir hekimin. Bir 10 yıl da bunun için koyun. Demek ki, harbi bir doktor ancak 5 "on"luk olduktan sonra sahneye çıkabilmektedir, uvertürlükten kurtulmuş olarak..
Farz edelim kızınız sırf "Nirvana'ya ermek için" tuttu bir doktorla evlendi.
Ortalama bir doktor karısı, (hele kendisi de ehliyetsizse ve çalışmıyorsa) evliliğinin ilk 25 yılında kocasıyla birlikte "piyade eğitimini" sürdürür. Doktor düzlüğe çıktıktan sonra ise, bu defa evde kocasını beklemeye başlar.
Hastaları bitsin, vizitler bitsin, muayeneler bitsin, ameliyatlar bitsin, teknik toplantılar bitsin de kocası eve gelsin diye... Halbuki ömür biter hasta bitmez! Doktor beyimiz, paçasını kurtarıp kendini eve attığında ise üzerinden kamyon geçmişten beter durumdadır. Dinç kalmak amacıyla spora bulaşan küçük bir azınlık içinse, "adrenalin manyağı" olma tehlikesi baş gösterir.
Klasik bir doktor karısı, kocasından yana "öksüz" kalmayı baştan seçmiş kadındır. Evin telefonu ne zaman çalacak da, hastane kocamı benden alacak korkusuyla geçer doktor karısının hayatı! Aslında bir "ortak öksüzlük" sendromudur bu! Doktor karısı elbette "eş durumundan" onurlu bir mesleğin gururunu da yaşar. Bir de, evde her zaman tansiyonu ölçecek bir adam bulunmaktadır ek olarak.
Netice itibariyle, bir doktor hastalarıyla "evli"dir ve bu gerçek bir Katolik evliliğidir.
Bana, "Peki sen hangi mesleğe kız verirdin?" diye sorarsanız ona da bir soruyla cevap vereyim:
Türkiye'de "kız verilecek" meslek kaldı mı?
Hayırlı kutlamalar dostlar!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bayrak gibi bir hâkim!   / 14-03-2005
 İnsan, kanunun kölesi değildir   / 13-03-2005
 El şakası   / 11-03-2005
 Bilinçli gösterici   / 09-03-2005
 Nerede o eski saygın sahtekar?   / 06-03-2005
 Zararlı iptilalar   / 04-03-2005
 Önlemlerim   / 02-03-2005
 Abartı-yorum   / 28-02-2005
 Sayın Başbakan   / 27-02-2005
 Basın Konseyi   / 25-02-2005
İLKER SARIER
Tıp Bayramı (!)
Tıp Bayramı münasebetiyle,...
YAVUZ SEMERCİ
Üst düzey bürokratın aile dramı, Aksoy'u...
GÜNTAY ŞİMŞEK
Taslak böyle olursa
İki haftadır üzerinde durduğumuz,...
GAZİ ERÇEL
Arjantin'in borç silmesinin düşündürdükleri
Arjantin...
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Piyasalarda şişme dönemi bitti düzeltme dönemi...
ŞELALE KADAK
Mimar Topbaş'ın 10 bin mimar heyecanı
En son ne zaman...
O artık bir melek
Çocuk yuvalarında büyüyüp, hayalindeki yuvayı kuran Mustafa Ataklı'yı...
Dramları kitap oldu
Diyarbakır'da bulunan KA-MER kadın merkezi, ölüm tehdidi aldıkları...
Kaçak organ hattı çöktü
Kaçak organ hattı çöktü
Bulgar polisi, uzun süre takip ettikten sonra Şumnu-İstanbul hattında...
Psikolojik Nevruz
Psikolojik Nevruz
Her yıl 21 Mart'ta kutlanan Nevruz etkinliklerini bu yıl İçişleri...
IMKB
E: 25.332 D:% -4,58
DOLAR
S: 1,332 D:% 1,680
EURO
S: 1,787 D:% 2,614
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu