kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

Dolaplar açılırken

Bir Fransız atasözü, "Her ailenin dolabında bir ceset gizlidir" der. Herkesin ortaya çıkmasından korktuğu bir sırrı olduğu anlamında.
Aileler gibi devletlerin de ceset saklı dolapları var. Ancak dünyanın her yerinde eskiyeni tüm toplu mezarların tek tek açıldığı bir dönemde, o mezarlarda ahlaki veya tarihi sorumluluğu olanların dolaplarının karıştırılmaması düşünülebilir mi?
O sırlarla yüzleşmekten kaçılabilir mi?
Çok taze iki olay, kaçılamayacağını gösterdi. Anlatalım.

Hollanda'nın
"ceset"i
İlk olay Hollanda'dan. Rotterdam'da önceki gün Frans van Anraat adında 62 yaşındaki işadamı mahkemeye çıkarıldı. Suçu: Soykırıma yardım etmek.
Anraat, 1980'lerde Saddam rejiminin hardal, sarin, tabun, VX gibi zehirli gazları üretmesini sağlayan kimyasal maddeleri tedarik etti. Bu gazlar 16 Mart 1988'de Halepçe'de kullanıldı. 5 bin kişinin öldüğü katliamda. Ayrıca İranIrak savaşı sırasında, binlerce İranlı sivili öldüren kimyasal bombalar da Anraat'ın yardımıyla üretildi.
Bağdat'ta yaşayan Anraat, 2003'te savaş başlayınca Hollanda'ya döndü. Geçen 2 Şubat'ta tutuklama emri çıkarıldı. Hollanda'dan kaçmaya çalışırken yakalandı.
Asıl önemlisi, Anraat davasıyla Hollanda'nın dolabındaki cesedin dışarı fırlaması. Çünkü işadamının 1989'da ABD'nin suç duyurusuyla Roma'da tutuklanıp sessiz sedasız salıverildiği anlaşıldı. 2003'te Irak'tan dönüşünden sonra Hollanda İçişleri Bakanlığı ile AIVD'nin (Hollanda gizli servisi) Anraat'a konut sağladığı, cep telefonu verdiği de ortaya çıktı. İşte bu gizli ilişkiler ağının tüm engellemeleri aşılıp "Kimyasal Ali'nin tüccarı" sonunda yargı önüne getirilebildi...
İkinci haberimiz Fransa'dan. "Le Monde" gazetesinde dün bir başyazı yayınlandı. Şöyle deniyordu: "İnkâr siyasetini terk etmenin zamanı geldi. Reddetmek, 'Karşı taraf da öldürdü' gerekçelerine sığınmak artık çözüm değil..."
Aklınıza birşey gelmesin, Fransa'nın Cezayir'de yaptığı katliamlardan söz ediyor.

Cezayir
defterleri
Fransa'nın, tarihinin o dönemiyle yüzleşme süreci 27 Şubat'ta bir "jest"le başladı: Fransa'nın Cezayir Büyükelçisi Hubert Colin de Verdiere, Setif kasabasını ziyaretinde, "8 Mayıs 1945'te burada yaşananlar, affedilmez bir trajedi, bir katliamdır" dedi.
Büyükelçi'nin sözünü ettiği "trajedi" şu: Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı'nın bittiği 8 Mayıs 1945'te Cezayir'de de zafer şenlikleri düzenlendi. Öyle ya, savaşta Fransa saflarında binlerce Cezayirli de canını vermişti. 10 bin kadar gösterici Cezayir bayrakları eşliğinde milliyetçi sloganlar atınca, güvenlik güçleri müdahale etti, olaylar büyüdü, öfkeli kalabalık Fransızlar'ın evlerine saldırdı. 109 Fransız öldü.
Misilleme korkunç oldu: Savaş gemileri kasabayı top ateşine tutarken, uçaklar da havadan bomba yağdırdı, birlikler önlerine çıkanı taradı. En az 10 bin Cezayirli öldü. Bazıları rakamı 45 bine kadar çıkarıyorlar.
Trajedinin 60'ıncı yılı yaklaşırken, şimdi Fransa'da sadece o vahşetin değil, Cezayir'in Fransız sömürgesi olduğu 1830-1962 dönemindeki tüm katliamların tanınması çağrıları yapılıyor.
"Le Monde"un başyazısı şöyle bitiyor: "Fransa, Cezayir'le ilişkilerinde yeni bir sayfa açmadan önce, tarihinin sorumluluğunu kabullenmek zorunda."
Anlattıklarımızın bizimle ilgisi olmadığını düşünebilirsiniz. Ancak Avrupa Parlamentosu'nun Fransız üyelerinden Pierre Moscovici'nin dün yaptığı açıklama can sıkıcı:
"Yüzlerini AB'ye çevirmiş ülkeler, önce geçmişlerindeki hataları kabullenip, gereğini yapmak zorundalar..."

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Parmak kanayınca   / 19-03-2005
 Niyete bağlı   / 18-03-2005
 Sezer ve Esat   / 17-03-2005
 Geçmişin tutsağı olmak   / 16-03-2005
 "İptal"in anlamı   / 15-03-2005
 Arap ilkbaharı   / 14-03-2005
 Eleştiri hakkı   / 13-03-2005
 Açlık ve egemenlik   / 12-03-2005
 Aslanlar   / 11-03-2005
 Domino teorisi   / 10-03-2005
ERDAL ŞAFAK
Dolaplar açılırken
Bir Fransız atasözü,...
UMUR TALU
Giden ve kalan
Gidenin ardından konuşulmaz... Henüz...
Müzakereler yine başlasın
Çözümü reddeden ve üzerindeki baskılar artan Rum liderden sürpriz...
İslam'da artık rönesans gerek
Dünyanın gündemine oturan "karma cemaate namaz kıldıran kadın"...
Kaptan kaptı kaçtı: 1-0
Kaptan kaptı kaçtı: 1-0
İki dev İnönü'de karşılaştı... Futbol vasattı. Maçı izleyenleri...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu