kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Türkiye'nin Irak politikasına dair

Talabani'nin Irak devlet başkanı seçilmesiyle Ankara'nın da rahatladığını, Ankara'dan çok Batı basını dile getiriyor. Doğrusu Türkiye'nin bu gelişme karşısında iyimser olmadığını söylemek de zor.
Ne var ki, Talabani'nin seçildiği gün Knight Ridder haber ajansının yansıttığı Kerkük haberi, Ankara'nın iyimserliğini tekzip ediyordu:
Amerikan ordusu Kerkük'te savaş ihtimalinden kaygılanıyor.
Amerikan ordusunun siyasetle iç içe olan katmanlarından değil, tamamen teknik rütbe düzeyinden gelen bu kaygı ifadesinin temel dayanağı belli:
30 Ocak seçimlerinden sonra Kerkük'ün Kürt bölgesine bağlanması amacıyla şehre Kürt göçü olanca hızıyla devam ediyor.
Öyleyse Ankara'nın iyimserliği neye dayanıyor? Hariciyemizin geleneksel ' Gerekli uyarıları yapıyoruz' edebiyatına mı? Yoksa düne kadar Türkiye'nin pasaportunu taşıyan Talabani'nin devlet başkanı seçilmesine mi? Böylece Irak'ın bölünme ihtimali ortadan kalktı mı? ABD'nin Kürtlere bol keseden verdiği ödüllerin öteki unsurlara yüklediği kindarca duygular hangi yöntemle yatıştırılacaktır? Bütün bu sorular askıdadır. Elbette durduk yerde karamsar olmak için gerekçe arıyor değiliz. Ancak bizzat işgalci ABD ordusu tarafından dile getirilen uyarılara rağmen bizim ' edilgin' duruşumuz, Türkiye'yi hak edemeyeceği kadar küçük düşürüyor.
Doğru durum değerlendirmesi yapamayan bir devletin kendisine onurlu bir yarın tasavvur etme hakkı olamaz. Durumu doğru değerlendirmenin alfabesi de Atatürk'ün ölümünden bu yana Türkiye'nin bir Irak politikası olmadığını tespit etmektir. (Ancak bir kuvvet komutanının bu politikasızlıktan yakınma hakkı yoktur. Zira düne kadar Türkiye'nin dış siyasetini belirlemede askerler sivil kadroların çok üzerinde bir etkinlik sahibi olabilmişlerdir.) Şimdiye kadar bir Irak politikası olmayan Türkiye, bu saatten sonra kendisine ABD ve İsrail yönelimlerinden bağımsız bir yol haritası belirlemeyi becerebilecekse hemen güneyinde biçimlenmiş bulunan ' Öncül Kürt Devleti' gerçeğini bölgenin en önemli dinamiklerinden biri saymak durumundadır. Talabani'nin Irak devlet başkanı seçilmesinden daha önemli olan gerçek budur. Türkiye artık güneyinde bir Kürt devleti yokmuş gibi davranma lüksüne sahip değildir. Üstelik bu devlet, Türkiye'nin daha düne kadar ' kırmızı çizgi' ilan ettiği Kerkük'ü kendine başkent yapabilmek için halen sıkı bir çalışma yürütmektedir. Bu başkent hülyası uğruna Kürt liderliklerinin şehirde yaptıkları taşkınlıklar yüzünden Şiiler de dahil Araplar ve Türkmenler silahlanmaya başladıkları halde Ankara Irak için nasıl iyimser olabilmektedir? Manzaraya bakan ' Türkiye'nin Irak politikası Kerkük meselesinin savaş yoluyla çözülmesi midir' diye sormaktan kendini alamaz. Oysa akılcı ve barışçı etkinliklerle bu fitneyi yatıştırmak bakımından hiçbir başkent Ankara'nın imkanlarına sahip değildir.


Knight Ridder'in haberine göre; ABD Kara Kuvvetleri'nin Kerkük'teki irtibat subayı Yarbay Anthony Wickham Türkmenlerin ve daha çok Arapların ayaklanmasından kaygı duyduklarını söylüyor. Bölgedeki üst yönetimin tamamen Kürtlerin eline geçmesi ile doğacak domino etkisine dikkat çeken yarbay Wickham Kürt tarafının zaten yeteri kadar silahlanmış peşmergeye sahip bulunduğunu kaydederek ' en kötü senaryo olarak savaş tehdidi ortada duruyor' diyor.
Kerkük'te büyük çatışmalar yaşanırsa bütün Irak'ın istikrarsızlaşacağını belirten yarbay Wickham'ın yanı sıra ABD'nin bölgedeki kuvvetlerine komuta eden Tümgeneral Joseph Taluto da çaresizliklerini gizlemiyor:
Etnik unsurların diyalog içinde olması lazım. Ancak, açık konuşmak gerekirse biz bu konuda hiçbir şey yapabilecek durumda değiliz.
Aynı ajans bölgede yaşayan Arap ve Türkmenlerin yakınmalarını da yansıtıyor:
Kürtler bizi kentten sürmek için zaman zaman güce başvuruyor. Peşmerge unsuru olmaktan çıkıp Irak ordusu ve polisine katılan Kürtler, bu konumlarını ' yıldırma ' amacıyla kullanıyorlar.
Bizzat işgalcinin ağzından Kerkük'teki, dolayısıyla Irak'taki durumun özeti bu. Öyle görünüyor ki, Ankara, Irak'taki işgal ordusunun karamsarlığına inat iyimserliğini sürdürüyor.
İnşallah karamsarlar haksız çıkar.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kayıkçı kavgasının mağlupları   / 07-04-2005
 Derin devlet ama kiminki?   / 05-04-2005
 İrtica-savar bölücülük türü   / 04-04-2005
 Karşı-milliyetçilik nöbeti   / 01-04-2005
 Ya Allah düğmeye basarsa   / 31-03-2005
 Asayiş Beypazarı   / 29-03-2005
 Karanlıkta 'Denksizce'ler   / 28-03-2005
 Bayrağı kafaya sarıp kuma gömmek   / 25-03-2005
 Misyonerlik demokratik hak mı?   / 24-03-2005
 Küresel devlet terörüne doğru   / 22-03-2005
ERDAL ŞAFAK
Bıçak ve kemik
Tekstil ve hazır giyim...
ÖMER LÜTFİ METE
Türkiye'nin Irak politikasına dair
Talabani'nin Irak...
UMUR TALU
Sağdan, soldan, polisten
Aynı yerde üst üste iki günde...
Amerika demokrasi tabiatını anlamıyor
İran nükleer kullanımdan vazgeçmeyecek..Saddam rejiminin yıkılması...
Saddam'a sakallarını yoldurdu!
Talabani dün yemin ederek göreve başladı. Hücresinde TV’den izleyen...
Dostluk Atina'da Kaldı!
Dostluk Atina'da Kaldı!
Türk-Yunan dostluğuna, fanatik Panathianikos'lu taraftarların Efes...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu