|
|
Doğurmak zor işmiş
Kadınlara hep gıpta etmişimdir. İlle de doğurmaları şart değildir. Ancak bir canlıya hayat verebilme yetenekleri var ya; işte bu ayrıcalığın onlara olağanüstü bir üstünlük sağladığını düşünürüm. Bu temel farklılık yaşamın tüm alanlarını belirler sanki. Ben, ortadan kaldırılması mümkün olmayan bu temel farklılığın nasıl olup da azaltılabileceğini yeni keşfettim: Arkada kalıcı bir şeyler bırakarak... Doğum sancıları içinde kıvranan, doğurunca da esenlik duyan tüm gerçek sanatçıları, edebiyatçıları, yazarları ve bilim adamlarını şimdi daha iyi anlıyorum. Onların önünde saygıyla eğiliyorum... 3 yıl üzerine çalıştıktan sonra, 9 ayda -belki 10 günü de vardır- yazdığım kitap nihayet doğdu. Üniversitelerde verdiğim derslerde ve şirketlere verdiğim seminerlerde sorup duruyorlardı: "Bu anlattıklarını ne zaman yazacaksın?". En önemlisi, artık bu baskı kalktı üstümden. Algılama Yönetimi, bir bilim adamının eseri değil. Bir iletişim uygulamacısının bilgiye yaslanmaya çalışan 'denemesi'... İletişim de zaten fizik, kimya, biyoloji, psikoloji, sosyoloji, matematik, coğrafya, tıp gibi soy bir bilim değil. Uygulamalı bir bilim alanı. İletişimde, TİSK Başkanı sevgili dostum Tuğrul Kudatgobilik'in deyişiyle "Geçmişinizde hiçbir aslan vurmamışsanız" söyledikleriniz laf ebeliğinden öte gitmez. Ben de biraz vurduğum aslanlardan cesaret alarak boyumdan büyük bir işe kalkışmışım aslında. Bunu dört yıla yakın bir süre Algılama Yönetimi ile yatıp kalkarken keşfettim... İster Alman eğitimi almış olmamın titizliği deyin, ister akademik kariyer yapmamışlığın ezikliği; içimde hep bir şeyleri eksik bırakmış olmanın kaygısı vardı. Tek bir konuda ise hiçbir kaygı duymadım: Kitabın her satırına katmaya çalıştığım içtenlikten... Çocukluk yıllarımdan bu yana kendi oyuncağını kendisi yapmış biri olarak, hem üretmesini bilen hem de bayırdan aşağı kendini özgürce salıvermekten çekinmeyenlerle aramda her zaman sessiz ama sıkı bir bağ oluşmuştur. Kitapta da belirttiğim gibi, çoğunluğun arzularına uyarak farklı ve yeni şeyler ortaya koymak kesinlikle mümkün değildir. Bu nedenle, temkinsizliğimden yararlanmaya çalışacakların eleştirilerine kulak asmak niyetinde değilim. Görünüşe ve detaya değil işin özüne ilişkin her söyleneni ise en ince ayrıntısına kadar dikkate ve ikinci baskıya alacağım. Algılama Yönetimi, her türlü eleştiriye ve geliştirilmeye açık bir 'deneme' olarak çıktı ortaya. Daha iyisini yapacaklar için minik bir sıçrama taşı. Onun için her türden yergiyi de hak ediyor, övgüyü de. Bu arada kitabın web sitesi devreye girdi: www.algilamayonetimi.com. Görüşlerinizi yazarsanız sevinirim.
|