kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Yavuz Donat @ SABAH
 
2.5 yıl.. Yolun yarısı eder
DYP'de 14 Mayıs beklentisi
Taşar: Önce yürüyüşünü görelim
Artı ve eksi
Prof. İrfan Gündüz: Gündemi biz belirlemezsek başkaları belirler
YARIN:

2.5 yıl.. Yolun yarısı eder

Milletvekili genel seçimlerinin (3 Kasım 2002) üzerinden 2.5 yıl geçti. Geriye kaldı "ikinci 2.5 yıl." Ve bu "ikinci yarının" süresi de tartışmalı.
Yeni seçim gerçekten 2.5 yıl sonra mı yapılacak?
Yoksa "erkene" mi alınacak? "Rivayet" muhtelif.
Biz yine de seçimin "zamanında... Yani 2.5 yıl sonra" yapılacağını varsayalım.
Ayrıca...
Erken seçimin, bu iktidar için "riskler içerdiğini de" hatırlatalım.

SEÇİM, ZAMANINDA OLUR

Gidilecek bir erken seçimde, AK Parti "eski oyunu aynen korusa... Hatta biraz artırsa" bile...
CHP dışında bir iki partinin daha barajı aşması halinde...
AK Parti, 2002 aritmetiğinin (363 sandalye) gerisine düşebilir.
Erken seçim, iktidar için "tuzaktır... Kendi ayağına ateş etmektir."
AK Parti yönetimi de "bunu görecek kadar" deneyimli.

ÇANKAYA İŞİ
Erken seçim demek, Cumhurbaşkanlığı seçimini "yeni Meclis'e bırakmak" demektir ki...
İktidar "Çankaya işini" nasıl şekilleneceği bilinmeyen yeni aritmetiklere bırakmaz.
Zira, meşhur bir Kastamonu deyimi ile "taş düşebülü, ağaç devrilebülü, heyelan olabülü, ayı çıkabülü, her şey olabülü..."

KAPALI KAPILAR ARDINDA

Çankaya'ya kim çıkacak?
Tayyip bey çıkarsa, Başbakan kim olacak? Tayyip bey partiyi bırakmak istemezse, Çankaya'ya kim çıkarılacak?
İktidar açısından bunlar "günü gelmeden konuşulamayacak konular."
Ama kapalı kapılar ardında da her gün konuşulanlar.

GİZLİ MUTABAKAT GİBİ

İkinci 2.5 yıla girerken "görüntü" şu: Sanki Tayyip bey ile Abdullah Gül, aralarında Çankaya olayını "çözmüşler" gibi.
Açık açık mı konuştular?
Birbirlerinin gözlerinin içine bakarak mı uzlaştılar?
Karşılıklı "sadakat sözü" mü verdiler? Bunları kimse bilmiyor. Ama her şey sanki "Tayyip bey Çankaya'ya, Abdullah bey de Başbakanlığa" düzenlemesine göre inşa ediliyor.
Kabine üzerinde "Abdullah Gül etkisi" açık seçik belli oluyor.

DİĞER HEVESLİLER

Çankaya'ya "heveslenen" başka AK Partililer olabilir.
Başbakanlığa heveslenenler de. Ama "Tayyip bey ile Abdullah Gül uzlaşması" yürüdüğü sürece...
İkisinin anlaştığı "planı" bozmaya parti içinde pek kimsenin gücü yetmez.

AVANS SONA ERDİ

3 Kasım 2002 seçimlerinde, seçmen "linç duygusunu" dolu dolu tatmin etti.
"Hükümet partilerini" yere serdi. Ve AK Parti hükümetine büyük bir avans verdi.
İkinci 2.5 yıla girerken görüyoruz ki... Avansın süresi dolmuş. Hükümet "ilk 3 yıl benden bir şey istemeyin... Bu süre restorasyon süresi... 3 yıldan sonra toplum rahatlayacak" demişti.
3. yılın dolmasına da "fazla zaman kalmadı."
UYUM... İSTİKRAR "İstikrar" büyülü bir sözcük. Bunu bildiği içindir ki, Abdullah Gül de, Recep Tayyip Erdoğan da, hükümet programlarında "iki kavrama" sık sık vurgu yaptılar.
"İstikrar" ve "uyum."
Ama bugün "şu sorular" gündemde: n İktidar, kendi içinde istikrarlı ve uyumlu mu?
* Kurumlar arasında istikrar ve uyum var mı?
* Dış politikada çok başlılık yaşanıyor mu?

4 SÖYLEM

Şu son bir ayda (Nisan) peş peşe gelen "4 söylem" düşündürücü.
Önce Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok konuştu.
Sonra Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer.
Ardından Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök.
Ve son olarak da Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin.
"Uyum" olsa, bu söylemler olur muydu?

BOZULAN FİYAKA

Kimi dedi ki "konuşan, kişisel düşüncesini söyledi."
Kimi dedi ki "eksik konuştu... Yanlış konuştu... Önyargılı konuştu."
Kim ne derse desin... İsteyen derin devlet desin... İsteyen devletin zirvesindekiler desin... 4 kişi konuştu.
Bu konuşmaları yok saymak mümkün mü?
Ve iktidar açısından bakılacak olursa "2.5 yıl önceki havasını, fiyakasını" koruduğunu söylemek mümkün mü?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yıkan razı, yıktıran razı...   / 01-05-2005
 Ankara'nın başkenti Altındağ   / 30-04-2005
 Hüseyin Gazi'de bir gün   / 29-04-2005
 Çember daralıyor   / 28-04-2005
 Son dakika   / 27-04-2005
 Bergen'e çeyrek kala...   / 26-04-2005
 Bir politikanın iflası   / 25-04-2005
 Turpun büyüğü heybede   / 24-04-2005
 Maydanoz tarlasında   / 23-04-2005
 Aylin dün Başbakan oldu   / 22-04-2005
YAVUZ DONAT
2.5 yıl.. Yolun yarısı eder
Milletvekili genel...
Parmak deyip geçmedi
Prof. Demet Gürüz kopan parmağı için bir alışveriş merkezine 51...
Kapkaççıya yenilmedi
Öğrenim gördüğü İngiltere'den İstanbul'a gelen genç kızın çantasını...
Çiftçi ayakkabısıyla kral oldu
Çiftçi ayakkabısıyla kral oldu
Onlar bir rüyanın kahramanları, yaratıcılığın dünya devlerinin...
Karnaval havasında
Karnaval havasında
Yurt çapında 1 Mayıs kutlamaları birkaç küçük olayın dışında karnaval...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu