kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Kurmaca hayat

Bir filmden bahsedeyim.
Film olarak muhtemelen çok parlak değil; ama tüm "kurgu"suna rağmen, hem bireylerin, hem toplumların ve devletlerin hayatına dair sahici bir şey var içinde.
Adı, "Final Cut - Son Kurgu".
Ürdünlü yönetmen Ömer Naim'in, başrolünde Robin Williams'ın bulunduğu filmi şu sırada gösterimde.


Kısaca "hikaye" şu:
Bu zamanda, şu zamanda, kimi aileler, genellikle varlıklılar, bebekleri doğar doğmaz beyinlerine organik bir "alıcı-kaydedici" yerleştirirler.
Gözün gördüğü her şey, bir ömür boyunca, oraya ses ve görüntü olarak nakşedilir. Kendi görüntünü yalnız ayna karşısındaki anlarında, gözlerinle kendini görebildiğin nadir sahnelerde kaydedebilirsin.
Çocuk bu arşivini yetişkin oluncaya kadar bilmez; ailesi açıklayıncaya kadar. O da açıklarsa.
Amaç, "ölümden sonra ölümsüzlük", yani tüm bir hayatın ölümsüzleştirilmesi ve her anıyla aktarılabilmesi gibi görünse de...
Esasında "hayat hikayesinin yeniden kurgulanması"dır.
Bunun için "kurgucular" mevcuttur.
Genellikle varlıklı olan ölünün ömrünü, ailenin, dostlarının talebi üzerine, kötülüklerden, kötü an ve hatıralardan arındırarak, o sahneleri silerek, "steril, parlak, iyilik, yiğitlik, sevgi, şefkat, sadakat, başarı, mutluluk dolu" bir hayat haline getirir ve " gerçek hayat "mış, bir ömür bunlardan ibaretmiş gibi kuşaktan kuşağa aktarır.
Ömrün karanlık, kötü, kötülük, ne bileyim, arsızlık, hırsızlık, ahlaksızlık dolu anları, hiç yaşanmamışçasına yok edilir.
Genellikle, hafızanın unutmak istediği, vicdanın ise direndiği, rahatsızlık verici, gizlenen, utanılan yahut utanmazlıkla aşılan anlar işte!


Gelecekte, hatta yarın böyle bir şey pekala mümkün.
Ne var ki, gelecek bir yana, tüm bir geçmiş böyle değil mi?
"Seçici" biçimde kendi hikayelerimizi nasıl yazıyor, ne kadar hatırlıyor, ne biçimde anlatıyoruz...
Hele hele durmadan kendini anlatanlar.
Bir an düşünün: Ne çok yalan, ne çok gizleme, ne çok silinmiş an.
Sevdiklerimizi, değer verdiklerimizi, taptıklarımızı nelerle hatırlayıp nelerle yücelttiğimizi... Nasıl kurgulardan geçip gönlümüze, aklımıza yerleştiklerini ve orada da hangi kurgularla ebedileştiklerini bir düşünün.
Sonra, dilerseniz, tüm bir tarih yazımına, tarihin "kurgulanmış" kayıtlarına ve hafızasına, kuşaklardan kuşaklara hangi biçimde aktarıldığına bakın.
Bütün ulusların, bütün devletlerin, bütün dinlerin, "kurgucular" elinden çıkmış büyük anlatıları, "kurgucular" tarafından silinmek istenmiş kara ve kaba defterleri yok mu?
Etnik, dini, milli intikam, nefret, hesaplaşma ateşleri, birinin unuttuğunu ötekinin şiddetle hatırlama arzusundan ve tam tersinden de kaynaklanmıyor mu?
Gururlar, kurgulanmış destanlar üstüne inşa edilmiyor mu?


Günün, güncelin, gündelik olanın kaydını tutan bizim meslek de...
Anında kurgulayarak, anında silerek yahut yücelterek, zaten her gün bu işi yapıyor.
Yani, filmin hiçbir "orijinal" fikri yok aslında.
Sadece, haliniz, niyetiniz filan varsa, kendinizle yüzleşmeye, hayatınızın perdelerini aralamaya bir davet daha, o kadar.
İcabet mecburiyetiniz de yok tabii ki!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Diyelim ki, güvendik!   / 29-05-2005
 Sizin neyiniz eksik!   / 27-05-2005
 Çiçekler, böcekler... Ona öyle demezler!   / 26-05-2005
 20 milyon vatandaş!   / 25-05-2005
 Akıllı olun!   / 24-05-2005
 Koşarken düşenler   / 23-05-2005
 Cenevre'nin donu   / 22-05-2005
 Önce siz Çinli olun!   / 20-05-2005
 "Gençlik" bayramı   / 19-05-2005
 Teşekkür... Tefekkür   / 18-05-2005
ERDAL ŞAFAK
Laisite ve sekülarizm
Farkında mısınız;...
UMUR TALU
Kurmaca hayat
Bir filmden bahsedeyim.
Film olarak...
ERGUN BABAHAN
"Etkin pişmanlık"
Bilmemiz gereken gerçek, bankacılık...
MEHMET ALTAN
AKP rahmetli mi oluyor?
Türkiye'nin AB üyeliğinin...
ÖMER LÜTFİ METE
Müzmin sevindirik ve lazımlık
Bazıları hiçbir zaman...
Non-Non-Non (Hayır-Hayır-Hayır)
Beklenen oldu... Fransa'da anayasa referandumunu ilk sonuçlara göre...
'Uzun vadede yararınıza'
Avrupa, bir aydır Fransa'daki referandumla yattı kalktı.
Hüzüncü yıl
Hüzüncü yıl
G.Saray 100. yılında futbolda Avrupa'da yoktu ve yine Şampiyonlar...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu