kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Gazi Ercel @ SABAH
 

Hani Borsa özelleşecekti?

İMKB Genel Kurulu'nda Başkan Osman Birsen'in konuşması dikkat çekiciydi. Uluslararası düzeyde hizmet vermesi gereken bir kurum olan İMKB'nin, tasarruf genelgesi kapsamına alınarak nasıl aciz bir duruma düşürüldüğünü gözler önüne seriyordu.
Başkan Osman Birsen'in, "2002-2004 yılları arasında Maliye Bakanlığı'na 770 milyon dolar nakit ödeme yaptık. Ama üzerimize denetçiler yollanıyor" yakınması da, sıra dışı ve kaliteli hizmet veren bir kurumun başına nelerin geleceğini bize bir kez daha gösteriyordu.
Türkiye'de kuraldır. İyi iş yaparsanız, devlete para kazandırırsanız, kurumunuzu uluslararası düzeyde hizmet verebilen bir konuma sokarsanız başınıza gelmedik kalmaz. Ankara'nın dikkatini hemen çekersiniz. Sizi de alt düzeyde eşitlemeye çalışırlar. Masraflarınızı kısarlar, kaliteli eleman alımı için gerekli yüksek ücretlere takarlar, yatırımlarınıza çizik atarlar. İMKB de bundan nasibini alıyor.
Oysa yapısal ve yasal açıdan Borsa, 20 yıl önce özel ve özerk bir statüde kurulmuştu. Üyeleri bankalardan ve aracı kurumlardan seçildi. Yönetim Kurulu, Başkan hariç, özel sektörde çalışanlardan oluşturuldu. Kendi kendini yönetme ilkesi getirildi. İşin içeriğinin "kalite"yi gerektirmesi ve hata payının düşük olması için çalışanların maddi ve sosyal hakları devlet memurlarından farklı bir biçimde belirlendi.
Bu düzen son zamanlarda bozulmaya başladı. SPK idaresi, İMKB'nin koruyucu ve kollayıcısı olmak yerine denetleyiciliğine soyundu. İMKB'yi Ankara'dan direktiflerle yönetmeğe ve yönlendirmeye başladı. İMKB'nin özerk bir kurum olduğu bir kenara bırakıldı. "Oralarda neler oluyor?" kompleksine kapılındı.
Türkiye'de kaliteli kamu hizmeti veren kurumlar oluşturulacaksa, her şeyden önce, yönetenlerin düşünce sistemlerini değiştirilmeleri gerekir. Bu yapılamıyorsa istenen hizmetler için, ya özel sektör kurumlarına görev verilir ya da mevcutlar özelleştirilir. İMKB örneğinde olduğu gibi, özerk statüde bir kurum kurarsanız ve bu da başarılı olursa, özerkliği içine sindiremeyenler iş başına geldiklerinde farklı davranış biçimleri sergileyebilirler.
Hele politikacı ve yüksek bürokratların "istihdama yönelik istekleri" yerine gelmiyorsa, kurumda çalışanların yaşam tarzı göze batıyorsa ve başarı başka noktalarda aranıyorsa, özerk kurum yandı demektir. "Sende bankamatik memur var" diye tuttururlar. Bu tablo imzalı ya da imzasız ihbar mektupları ile de süslenirse, kurum denetçi akınına uğrar. Denetçi veya müfettiş mutlaka "bir şey" bulur. Sizin de işinizi kolaylaştırırlar. Sorumluları verirsiniz mahkemeye, onlar beş yıl uğraşırlarken, siz de isteklerinizi yerine getirmenin hazzını yaşarsınız.
İMKB'deki gelişmeler yukarıdaki çizdiğim resmin bir yansıması. Son zamanlarda sıkıntıları arttı. Çoğunluğu özel sektör kurumlarından gelen yönetim kurulu üyeleri zorlanmaya başladılar. Görevlerini yapamaz duruma düşmemek için çaba sarf ediyorlar. Pazartesi günü yapılan Genel Kurul'da Divan Başkalığı görevini üstlenen ve bu işin duayenlerinden Bedii Ensari'nin "İMKB sabah akşam dövülüyor. Bu kurum bunu hak etmiyor" diye yakınması, oluşan bu durumun yansımasından başka bir şey değil.
Eğer İMKB'den kaliteli hizmet alınması isteniyorsa iki seçenek var. Birincisi, hükümetin iş başına gelir gelmez ilan ettiği ve üzerinde çalıştığı İMKB'nin özelleştirilmesi sürecini tamamlaması. Bu konuda "tık" yok. İkincisi ise, kuruluşunda öngörüldüğü gibi Borsa'nın özerklik statüsünün korunması ve SPK'nın arka bahçesi olmasından çıkarılması.
Özelleştirilecek diye yola çıkılıp, özerkliğini kaybeden kurumlara örnek vermek isterseniz İMKB'yi gösterin. Tam uyuyor.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Fransa'nın 'Hayır'ı ve Türkiye   / 31-05-2005
 Denge kuru   / 30-05-2005
 Fransa değişime ayak sürüyor   / 28-05-2005
 Huntington'ın planı   / 27-05-2005
 Sıcak parayı önleme mönüsü   / 25-05-2005
 Parasal istikrar finansal istikrarı garanti eder mi?   / 21-05-2005
 Finansal istikrar   / 20-05-2005
 50 yıl vadeli borçlanmalar   / 18-05-2005
 2000 yılı rakamları 2004'e göre daha başarılı   / 16-05-2005
 Bilderberg Toplantıları   / 14-05-2005
GÜNTAY ŞİMŞEK
Formula forma girmeye çalışıyor
19-21 Ağustos tarihleri...
ŞELALE KADAK
Çapa: Ben hangi şirkete girersem orası...
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Özince: Ulusal sermaye ekonominin belkemiğidir
Son...
GAZİ ERÇEL
Hani Borsa özelleşecekti?
İMKB Genel Kurulu'nda Başkan...
Bir elmanın iki yarısı
Eşine doğum gününde böbreğini hediye eden Mehmet Arı Balcı kendine...
Numarayı çeviremedi
Otomobilinin içinde vurulan Ferhat Şahin evini aramak istedi. Ancak...
'Kıbrıslı Türkler için bir jest yapmak istedik'
'Kıbrıslı Türkler için bir jest yapmak istedik'
KKTC'yi Ercan Havalimanı'na inerek ziyaret eden ABD Kongresi...
Koç ödülü Dağlarca'ya
Koç ödülü Dağlarca'ya
Vehbi Koç Vakfı tarafından düzenlenen Vehbi Koç Ödülü'ne Fazıl Hüsnü...
IMKB
E: 25.236 D:% 1,04
DOLAR
S: 1,356 D:% -0,841
EURO
S: 1,672 D:% -1,965
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu