kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Cumhurbaşkanı "Yürütme"nin de başı değil mi?
Mahkeme ile adalet ilişkisi..
ŞAKA

Cumhurbaşkanı "Yürütme"nin de başı değil mi?

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yazılı olarak gönderdiği ve atanmasını uygun görmediği kişilerin bürokraside vekaleten göreve getirilmeleri konusundaki uyarısı, "Devlet" ve "Hükümet" ayrımını vurgulaması bakımından ilgi çekicidir.
Sezer uyarı yazısında şöyle demiştir:
- Devletin varlığını ilkeli biçimde sürdürmesi, ehil devlet memurlarıyla olanaklıdır. Devlet memuru hükümeti değil, devleti temsil etmektedir. Çünkü hükümetler geçici, devlet kalıcıdır.
Başbakan Erdoğan'ın bu ifadelere cevabı, İlçe Belediye Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşma ile geldi. Mealen şöyle dedi Başbakan:
- Devletin ve hükümetin başarısının hesabını, seçim meydanlarında hükümetler ve seçilmiş iktidarlar verir. Hesap vermek sorumluluğu olmayan kişilerin, icraattan sorumlu hükümetlerin kadrolarına müdahale etmesinin bir adı varsa, bu ad konulmalıdır.
Erdoğan ayrıca, korunmak istenen bürokratik kadroların başarılarının da, Türkiye'nin içinde bulunduğu duruma bakılarak ölçülebileceğini söyledi.
Bu noktada "Sezer mi, Erdoğan haklı" gibi bir soruya "Tarafsız Gözlemci" konumunda cevap aramak hem kolay değil hem de doğru değil. Çünkü "Devlet" ve "Hükümet" kavramları üzerindeki kargaşa, bize tarihten miras bir genetik bilgi konumunda. Bu iki kavramın bağlacının "Demokrasi" ve "Hukukun Üstünlüğü" olduğunu, henüz tam benimsemiş değiliz.
Cumhurbaşkanı Sezer'in siyasete bakış açısını artık biliyoruz.
Enflasyonun 35 yılın en düşük düzeyine inmiş olması, ihracatın tarihi rekorlar kırması, Türkiye'nin AB'den müzakere tarihi alması Sezer'in yaklaşımında "Devlet Açısından" vurgulanmaya değer konular gibi görünmüyor.
Ayrıca Siyasal İslam kökenli bir siyasal kadronun merkeze kaymasının Türk toplumundaki istikrara katkısı da, fazla değerlendirilmiyor bu yaklaşımda. AK Parti iktidarda değil muhalefette olsaydı, Irak Savaşı'nın tüm Müslüman ülkelerde sebep olduğu toplumsal tepkilerin kim bilir ne ölçüdeki yansımalarına tanık olurduk Türkiye'de. Oysa AK Parti iktidarının temel politikalarından biri de "ABD ile yakınlık"tır...
Anayasal açıdan Cumhurbaşkanlarının "Yürütme"nin de başı olmalarına karşın, Sezer kendini sadece Devlet'in başı" biçiminde görüyor. Bu bakış açısı sonucu, genel olarak "Devlet muhalefette"ymiş gibi gibi görüntüler de çıkıyor ortaya. Örneğin yasalar hazırlanırken Sezer uyarılarını seslendirmek yerine, adeta bunları veto etmek için bekliyor.
Son olarak Yeni Ceza Yasası'nın 3. maddesinde yer alan, yabancı ülkede işlenmiş suçlardan dolayı Türkiye'de yargılama yapılmasına Adalet Bakanı'nın kısmen yetkili kılınmasına ilişkin hükmü de 'siyasal ve öznel olarak kullanılabileceği' gerekçesiyle veto ederken haklıydı mesela. Gerçekten bir "Suçlu"nun yargılanıp yargılanmayacağına ait kararın bir siyasetçiye bırakılması, hukukun temel ilkelerine asla uymaz.
Böyle bir hatayı gördü ise, önceden de uyarabilirdi hükümeti.
Özetle kendisini "Yürütme"nin başarısından veya başarısızlığından topyekun soyutlayıp, sadece "Rejim"den sorumlu görmesi, Sezer'in eleştiri odağında bulunmasının ana nedenidir. Hatta bu nedenle, tarafsızlığı esas olan Sezer'i, CHP'ye yakın görenler de oldukça fazladır. Çünkü CHP de kendini "Muhalefetteki iktidar" gibi sunan bir yaklaşım içindedir.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bir dönemi tek bilen kişi olmanın dayanılmaz ağırlığı   / 04-06-2005
 "Ben sadece Başbakanım.. Sorun çözecek konumda değilim"   / 03-06-2005
 Hiçbir "Atlatma haber" gökten inmez ki..   / 02-06-2005
 Aklın yolu bir, saplantılı beynin ise bin bir..   / 01-06-2005
 Meğer koca AB'nin bir "B Planı" yokmuş   / 31-05-2005
 Ben Başbakan olsaydım ne yapardım..   / 30-05-2005
 Gerçek Kaçağı Japon askerleri bizde de yok mu?   / 29-05-2005
 Cemil Çiçek ve aydınlar ikilemi arasında   / 28-05-2005
 "Eli ve Beli Silahlı Kuvvetler" toplumu...   / 27-05-2005
 Google'sız bir yaşamı düşünebilir misiniz?   / 26-05-2005
MEHMET BARLAS
Cumhurbaşkanı "Yürütme"nin de başı değil...
NEBİL ÖZGENTÜRK
Yunanistan, Türk TV'lerine neden reklam verir?
Şimdi...
REFİK DURBAŞ
Melisa'nın güzel soruları
15.05.2005 tarihli SABAH...
SAVAŞ AY
Pantolon fermuarı bile 'Düüüt' yapıyor!..
Her dediği...
HINCAL ULUÇ
Telefonum çaldı, dün sabah!..
Telefonum çaldı, dün...
REHA MUHTAR
Tayyip Erdoğan'ın içindeki hıçkırıklar...
Bizim...
EMRE AKÖZ
Böyle bilim yapılmaz!
Önce haberi okuyalım: 12'nci...
İLKER SARIER
Vatan haini sinekler
200 milyon dolarlık ihracat...
Sistem çöktü uzman çağırın
Sistem çöktü uzman çağırın
Bilgisayar uzmanı Yanal'ın 'sistemi' bir kez daha arızaya uğradı. 51...
Fatura Yanal'a çıktı
Fatura Yanal'a çıktı
Federasyon Başkanvekili Mosturoğlu, "Başarı nasıl hocaya mal...
'Uzaydan getirmiyoruz'
620 belediye başkanı ile bir araya gelen Erdoğan, atama...
Karnesinde fazla zayıfı olanlar görevden alındı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın görevden aldığı üç bakanın...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu