kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Reha Muhtar @ SABAH
 

Bir sauna iki masaj

Hani Antalya'ya turizm zirvesi yapmaya patronun oteli Lares Park'a gittik ya..
Giderken, ben biraz nezleyim..
Daha doğrusu hastalanacağım belli; a lnım, şakaklarım felaket ağrı yapıyor..
O tempoyla önce zirve, arkasından yazıyı yazmak için Antalya büroya gidip, dönme derken ben oldum tam püre..
Hani Amerikalılar'ın "smashed potatoes" dedikleri cinsten.. Yani "smashed" edilmiş patates durumundayım..
Beynim falan darmaduman..
Her an yıkılabilirim..
Otele geldiğimde, hemen kapıda bekleyen çocuklara "Felaket hastalanıyorum.. Sauna masaj ne varsa, acil iyi bir ter atmam lazım" dedim..
Zaten ben bu Lares Park'ı çok sevdim.. Gelişimi gidişimi, odaya çıkışımı asgari 3 personelle gerçekleştiriyorum..
Genelde her otelde 1 ya da 2 kişi verirler refakat etmeye bendenize..
Aman bunları bizim Yavuz Semerci'ye sakın söylemeyin felaket bunalım yapıyor çocuk.
Neyse efendim Lares Park'ta çifte kavrulmuş vaziyetteyim..
Hem bendenizim, hem de otel patronun olduğundan, bir nevi patron muamelesi yapıyorlar bana..
Onun için Antalya çevresinin yarısına yayılmış görünen tatil köyündeki her hareketimi 3 kişilik refakatçi eşliğinde gerçekleştiriyorum ki sormayın gitsin..


Çocuklar zaten gözümün içine bakıyorlar.
Bir şey istese de yapsak diye.. Odaya çıktım.. Hemen telefon çaldı..
"Geçmiş olsun Reha Bey rahatsızmışsınız.. Ne güne duruyoruz.. Şimdi sizi iyileştiririz.. Sağlık merkezine bekliyoruz.." İndim aşağıya beni hemen saunaya aldılar.. 10 dakika terlettiler..
Arkasından, Türk hamamında taşın üstüne serdiler beni battaniye gibi..
Tülbendi içi köpük dolu bir kovaya sokuyorlar, bir el hareketiyle torba yapıp, köpük çıkarıyorlar..
Üstünüze afiyet 8 kat köpüğü yiyorsunuz.
Siz köpüklerin ve sıcağın altında ezilirken, üstünüzdeki köpükle size masaj yapıyorlar..
Bu arada her tarafımdan terler boşanıyor.. Hani kalp krizinden de gider miyim diye düşünmüyor değilim..
Ölüme bak be..
Ne şehittir ne gazi.. Köpüklerin altında kaldı Niyazi..


Neyse.. 35-40 dakika da orada kaldık..
Artık musluk gibiyim maşallah.. Her taraftan ter akıyor..
Nezle değil, verem mikrobu olsa çıkmıştı vücuttan, yani öylesi bir durum.. "Sonunda" dediler
"Size Aycan masajı uygulayacağız.." Aycan, adı gibi ay yüzlü bir Kırgız kızı..
Hafif topluca.. Ben 45 dakikadır ter olup musluk gibi akmaktan, perişan haldeyim Beni o halde Aycan'a teslim ettiler.. Teslim ederken dedim ki, bakın davete yetişmem lazım..
En fazla 30 dakika.. Ne mümkün..
Aycan 40'dan aşağı olmaz diye diretiyor.
Nuh diyor, peygamber demiyor.. Beni yüzü koyun yatırdı.. Önce normal masaj yapıyor gibiydi.. Sonra gittikçe hareketlendi..
Yavaş yavaş ne kadar kas varsa sırtımda,
sağlı sollu darbeler yemeye başladı..
Aycan bir süre kenardan yeterince kuvvetli vuramadığına hükmetti, yattığım yerin köşesine çıktı oradan vurmaya başladı..
Kaç yılda yüzmeyle yaptığım zavallı kaslarım, ağlıyor haykırıyor bana bir şeyler yap diye.. Bense narkoz yemiş gibiyim..
Hani, narkozu aldığınızda doktorlar sizi kesmeye başlarlar..
Siz sanki başkasını kesiyor gibi seyredersiniz.. Hiçbir şey yapmazsınız..
Durumum aynen öyle.. Allah'tan beni kesmeye falan yeltenmiyor.. Onu bile tevekkülle seyredeceğim. Sonunda, kaslarım gevşemiş, içimdeki yol, su, elektrik, hepsinden arınmış biçimde çıktım sağlık merkezinden..
Davete icabet ettim.. Görenler bir acayip bakıyorlar.. Çünkü mavi gömleğim tam anlamıyla lacivert olmuş..
Hala, musluk gibi şarıl şarıl su atmaktayım.. Jeneratör gibiyim maşallah..
Düğmeyi kapatıyorsun, lakin makine harıl harıl çalışıyor..
Yaklaşık 2 litre su attıktan sonra..
Hiçbir nezle emaresi kalmadı hastada..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yemek..   / 23-06-2005
 Pota kurtuldu   / 22-06-2005
 Irkçılığa karşı takamadığım bileklik   / 21-06-2005
 Did you eat father?   / 19-06-2005
 Grup Hepsi Pepsi...   / 18-06-2005
 G.Saray'ın hukuk savaşı   / 17-06-2005
 FB-BJK-GS'yi mi bölüyorlar?..   / 16-06-2005
 Kartal ve Fener'in transferleri   / 15-06-2005
 Hıçkıran yapayalnız bir yürek...   / 14-06-2005
 Boğaz'ın lacivert geceleri...   / 12-06-2005
REHA MUHTAR
Bir sauna iki masaj
Hani Antalya'ya turizm zirvesi...
MANSUR FORUTAN
Salata!
Bir iki gündür doğama aykırı davranışlar...
MEHMET BARLAS
Başörtüsü, Kopenhag Kriterleri'ni örtmemeli
Ne...
SAVAŞ AY
Su 'AKSA' da akmasa da Bakan Bey elini...
Hücum-pres-zafer
Hücum-pres-zafer
Artık 'Milli Takım'ın yeni teknik direktörü' gözüyle bakılan Fatih...
Fener'in Souness kabusu
Fener'in Souness kabusu
İskoç çalıştırıcı, Fener'in başına bela oldu. Bayrak ve Emre'den...
Edelman'dan şaşırtan mektup
ABD eski Büyükelçisi Edelman'ın, Diyanet'ten sorumlu Bakan Aydın'a...
Mahkeme'de zor seçim için gözler Çankaya'da
Bumin emekli oldu ve Anayasa Mahkemesi'ne yeni başkan seçiminde...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu