kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Siyasetçinin ve gazetecinin en müptezeli

Klasik kültür ve terbiyemizin zaman zaman riayet edilen, çoğu zaman umursanmayan ince ve yüksek bir ilkesi vardı:
- Alimlerin en aşağılık olanları sultanların kapısını aşındıranlardır. Sultanların en aşağılık olanları da meclisinden ayağı kesenlerdir.
Dünün alimleri aynı zamanda kamuoyu ile idare arasında köprü durumunda bulunduklar için bir anlamda günümüzdeki gazetecinin işlevini de yerine getirirlerdi. Dolayısıyla günümüz için kültür ve terbiyemizde bu ilkenin herhalde şöyle olması lazım gelir:
- Gazetecilerin en müptezelleri iktidarın kapısını aşındıranlardır. İktidarın en müptezelleri de şerlerinden korktuğu veya uşaklıklarına ihtiyaç duyduğu için gazetecilerle fazla düşüp kalkanlardır.
Hiç kimseyi hedef aldığım yok.
Bazı sitem, eleştiri ve tehditlere toplu bir cevap mahiyetinde, ne olmaya değil, ne olmamaya çalıştığımı vurgulamak durumundayım.
Birincil öncelik, bu mesleğin en müptezeli durumuna düşmemek olmalı. Sadece zihni bir temenni olarak değil, yaşantılaştırılmış bir kültür ve terbiye olarak müptezel gazeteci tarifinin çerçevesine oturmamak
Ana mesele bu
Orayı aşabilirseniz pek çok artılar gelebilir.
Başarılı olmak, çok kazanmak, çok tanınmak, çok farklı bulunmak gibi
Kaldı ki bunların hiçbiri gelmese de olur; yeter ki en müptezel gazeteci tarifinin kaidesine oturtulan bir heykele dönüşme!


Elbette mesleki kalmak kaydıyla gazeteci iktidar sahiplerin çok yakın olabilir. Burada kasıt; daha fazla devlet, daha fazla servet, daha fazla şöhret, daha fazla şehvet emeline dayalı karşılıklı haysiyetsizliğin kurumlaşabildiği türden iktidargazeteci ilişkisi söz konusudur.
En müptezel iktidar ile en müptezel gazeteciyi bu ilişki üretir.
Üstelik bu hale düşenle düşmeyen arasında sadece incecik bir zar vardır. Kişi bütün iddialı tafralarına ve dürüstlük böbürlenmelerine rağmen bilerek veya bilmeyerek müptezel bir gazeteci haline gelebilir.
İki ağzı keskin bıçak gibi bir önekle meramı özetleyebiliriz:
Diyelim ki, sadece ve sadece 'mesleki aşk' gereği, iktidar erkini elinde tutan filancadan çok özel bir haber kopardınız. Eğer bunda, geliştirdiğiniz 'karşılıklı kullanılmaya açık ilişki' türü etken olduysa kaçınılmaz biçimde borçlanmış bir gazeteci durumundasınızdır. Üstelik muhatabınızın size kendi rızası ile verdiği veya sızdırdığı bomba haberi yayınladığınız zaman çifte diyet yüklenirsiniz. Zira yayınlamak suretiyle aslında kirli borcunuzu ödersiniz ama ayrıca bir de onurlu insanın taşımakta zorlanacağı minnet gebeliği yüzünden iktidara yönelik eleştiri merdivenine farz haline gelse bileçıkamazsınız; fikir namusunuzu rehin verme durumunda kalırsınız.
Büyük görevlere gelmiş çapsız siyasilerin en mahir oldukları zanaatlardan biri de kapıkulu gazeteci edinme hüneridir. Böyleleri daha işine 'bismillah' dediği gün gazetecinin gözünün içine bakarlar ve iç geçirmeye başlarlar:
- Ah benden haber dışında bir şey istese
Odacı tayininden, filanca patron için ihale kolaylığına kadar sayısız irili ufaklı ikramın bulunduğu iktidar menüsüne meyliniz hissedildiği an sen mesleğinin en müptezel temsilcileri sınıfına girmeye adaysındır. Aklından geçen talep gerçekleşmeyebilir; nihayet karşındaki bir sultandır, gökteki ayı indirip önünüze tepsi diye koyamaz. Fakat senin gönlünü çelecek bir ikram iktidar tepsisinin içinde mutlaka vardır. Kabul ettiğin an artık bir siyaset kuklasından başka anlam ve değerin yoktur. İsterse şöhretin galaksileri aşsın!
İktidar elbette seni mutlak bir tetikçi yapamayacağını bilir.
Onun için önemli olan, yeryüzünün tek delinmez zırhı olan namusluluğun güvencesiyle üstüne gelecek halk sözcülerinden birini daha eksiltmektir.
Sen artık zararsız bir eleştiren veya hiç eleştiremeyensindir!
Tabii bu müptezel kaideye oturmayacak kadar namuslu gazeteci ille de mübarek, ille de kahraman değildir. Sözgelimi eleştirmeyi şehvet edinen namuslu bir gazeteci de hem mesleğine, hem siyasete ağır zarar verebilir. Bütün söyledikleri doğru bile olsa şehvetle eleştiren kişi abartıcı yergi ve övgü kültürünü besler. Şehvetle eleştiren, saf algılamayı kirletip bulandıracağı için Hakk'a ve hakikate hizmet edemez.
Allah bu toplumu siyasetçi ile gazetecinin müptezel ittifakından kurtarsın!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Tek dişi kalmış Fehriye   / 24-06-2005
 Hangisi yapay gündem?   / 23-06-2005
 Türban testinde Erdoğan ve Mumcu   / 21-06-2005
 AB'nin derin bunalımı kimin bayramı?   / 20-06-2005
 50 yılda 'tahsis'ten kolpaya   / 17-06-2005
 Tek adamın kitabı   / 16-06-2005
 Köşk ve türban, yandım aman   / 14-06-2005
 Mumcu'nun iddialı deneyi   / 13-06-2005
 Korsan fıkıh musluğu   / 10-06-2005
 'ABD çıkarması'nın sağlaması   / 09-06-2005
ERDAL ŞAFAK
Afla çıkıp dağa gidenler
Elektronik posta...
ÖMER LÜTFİ METE
Siyasetçinin ve gazetecinin en müptezeli
Klasik kültür...
UMUR TALU
Bir akıl verin!
4 bini gencecik asker, 6 bin güvenlik...
ERGUN BABAHAN
Adalet duygusu zedelenmemeli
Adalet sisteminin...
MEHMET ALTAN
Blair modeli sizi ilgilendirir mi?
Cumartesi günkü...
Reformcuların istikameti Türkiye
İngiliz Times gazetesi: Ahmedinecad'ın seçilmesinden sonra ülkenin...
Guantanamo'da iyiler "beyaz" giyiyor
ABD'nin Küba'daki Guantanamo Üssü'nde tutuklular "iyi" ve "kötü...
Protestolu start
Protestolu start
Canaydın'ın istifasını isteyen ultraslanlar, sezon açılışında takımı...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu