kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Prof. Dr. Bengi Semerci @ SABAH
 
Kimlik duygusu
Milan Kundera ve Hilmi Yavuz

Kimlik duygusu

Doğduğumuz anda başlar kimlik bulma çabaları. Elbette aradığımız şey, anne babamızın verdiği isim ve kayıtlara geçtiğimiz nüfus belgesinden daha zor elde edilir. Annemiz, onunla ilişkilerimiz, sonra babamız ve diğerleri. Özdeşim yaparak, deneyerek, kendimizden getirdiklerimizi katarak oluştururuz. Oluşturduğumuz kimliğimiz, benliğimizi tanımlayan bir çekirdektir. Tam her şey oldu denilirken, ergenlik dönemi gelir çatar. Bu dönemde, hem kendimiz, hem de başkaları için kim olduğumuz sorusunun yanıtını ararız. Çünkü o zamana kadar elde ettiğimiz rollere ve o rollerin sorumluluklarına, yeni alınması gereken rollerle, yeni sorumluluklar eklenir.

ERGENLİK SINAVI
Toplumsal beklentilerle yeniden gözden geçirilir, getirdiklerimizle yenileri birbirine eklenir, becerebilirsek kimlik duygumuz tamamlanmış ve bunun getirdiği güvene kavuşmuşuz demektir. Yani, ben kimim, neyim sorularının karşısında, fazla bocalamadan kendi kimliğimizi tanıyabilmiş ve kabullenmiş oluruz. Kimlik duygumuz tek parçadan oluşmaz. Kimliğin, cinsel, mesleksel ve toplumsal öğeleri vardır. Çocukluğumuzda oluşan cinsel kimliğimiz, ergenlik döneminde sınamadan geçer. Cinsel kimliğimizi ve yeterliliğimizi başkalarıyla karşılaştırmaya başlarız. Bazen yetersiz bulur üzülürüz, hatta sorun olduğunu, hatta bu sorunla yaşamanın olanaksız olduğunu düşünürüz. Kimi zaman, bu karşılaştırmalar bizi yanıltır, başka cinsel kimlik seçimlerimiz olduğunu sanır, bundan sıkıntı duyarız. Gençliğimiz içinde, zamanla, kendi cinsel yapımızı ve yeterliliğini kabullanir ve cinsel kimlik duygumuza kavuşuruz.

BAZEN YİTİRİRİZ
Gençliğe kadar toplum içinde yer aramamız gerekmez. Ailemizin kimliği içinde varızdır. Ama ergenliğe gelince, kendi toplumsal rollerimizi, yerimizi, değerimizi bilmemiz ve başkalarına göstermemiz gerekir. Toplum içinde yer alabilme adına gruplara girer, bazen kimliğimizi bulmaktan öte yitiririz. Onlar tarafından kabul görme adına, adeta başkası oluruz. Acımasızlıkla tanışırız, başka olanı dışlama, uymayanı uzaklaştırma ve bunlara karşı koyup, 'beni' koruma sancılıdır. Bu dönemde aşklarımız, kendimizi anlatmanın yoludur. Kimliğimizi bir başkasına aktarma ve onun kabulünü alma çabası. Aşk, onun bizi nasıl algıladığını öğrenme ve onun bizden yansıttıklarıyla kendi kimliğimizi tanımanın yoludur. Eğer başarabilirsek, tümü bizi kendimizin toplumsal kimliğini tanıma ve başkalarına anlatarak, kendimizi kabul ettirmeye ulaştırır.

SORUN KAÇINILMAZ
Toplum içinde kim olduğunuzun yanıtlarından biri de, ne iş yaptığınızdır. Bu nedenle sağlanan eğitim ve iş olanaklarının kısıtlı olduğu ülkelerde, mesleki kimliğe ilişkin kargaşa ve sorun yaşamak kaçınılmazdır. Toplum içinde kullanacağınız mesleki kimliği seçmek başlı başına bir zorluk, bir uğraştır. Ne olacağınızın kararını verdiğinizde, yaşam boyu sunacağınız mesleki kimliği de seçmiş olursunuz. Ama sadece seçmek sorunu çözümlememekte, bizimki gibi toplumlarda seçiminizi kullanrak, mesleki kimliğinizi uygulama sıkıntısı olabilmektedir. Tabii ne olacağına hiçbir zaman karar veremeyerek, kimliklerinin bir parçasını hep eksik bırakanlar bunun dışındadır.

DOSTLUK GİBİ...
Kimlik duygumuz tüm bu öğeleri tamamladığımızda biter mi? Tabii ki hayır. Cinsel, toplumsal ve mesleki kimliğimizin yanı sıra, kendi benliğimizi bilinçli ya da bilinçsiz kabullenmiş olmamız, kimlik duygumuzun tamamlamamızı sağlayacaktır. Dediğimiz gibi, kimlik duygusunun tamamlanması ergenlik döneminde olur. Yetişkin dönem, kendi kimliğimizin, başkalarının kimlikleriyle birleştirmesi gereken dönemdir. Dostluk gibi, aşk gibi... Bunları başarabilmek için, kendi kimliğimizi bütünlemiş olmalıyız. Ayrıca, bireysel kimlik gelişimini tamamlayamayan, kim olduğu sorusuna yanıt veremeyen, sevemeyen bireylerin oluşturduğu bir toplumda, sağlıklı bir ulusal kimliğin oluşumunu beklemek ne kadar gerçekçi olur bilinmez.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Hermafrodit çocuklar ve cinsel kimlikleri   / 11-07-2005
 İş yerinde ilişki ve aldatma   / 09-07-2005
 Müstakbel alkolizm: DİPSOMANİ   / 07-07-2005
 Ruhsal hastalıkların olmadığını, ilaçların zararlı olduğunu söyleyenler   / 04-07-2005
 Eş (Evlilik) terapisinin temelleri (2)   / 02-07-2005
 Eş (evlilik) Terapisi nedir?   / 30-06-2005
 Ceza-ödül sistemi ve çocuk   / 27-06-2005
 Haz   / 25-06-2005
 Medya ve psikiyatri   / 23-06-2005
 Sünnet mevsimi   / 20-06-2005
RAHŞAN GÜLŞAN
Balaban Kebabı ve Şebnem Ferah
Geçen pazartesi günü...
HAKAN & UTKU
Rüyalarda buluşuruz
RÜYA: Rüyamda hayır olsun ama...
Prof. Dr. BENGİ SEMERCİ
Kimlik duygusu
Doğduğumuz anda başlar kimlik bulma...
AYŞE TÜTER
Keyifle Okuyun, Zevkle Pişirin, Afiyetle Yiyin
Erişteli...
Seks her yaşta yapılabilir, önemli olan vücut sağlığı
Seks her yaşta yapılabilir, önemli olan vücut sağlığı
Yaygın inanışın aksine, cinsel hayat yaşlılıkla birlikte sona...
Katkısız mama
Katkısız mama
Bebeklerin sağlıklı beslenmesine odaklı çalışan ve organik tarım ile...
27 Ağustos'ta evleniyorlar...
27 Ağustos'ta evleniyorlar...
Geçen hafta aile arasında söz kesen Süreyya Yalçın ile Kerem Dürüst,...
Gamgam İlk Damat
Gamgam İlk Damat
Geçen cumartesi günü Çırağan Sarayı'nda gerçekleşen görkemli...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.