Bankacılıkta yabancı payı sınırlı olmalı
Bankacılık sektöründe yabancı payının artması, "ulusal bankacılık yok mu oluyor" tartışmasını gündeme getirdi. Bankacılık sektöründe yabancı payı yılbaşında yüzde 3.6 idi. Bugün ise yüzde 10.6'ya ulaşmış. Bu kadar kısa süre içinde bu artış nasıl gerçekleşti? Türk Ekonomi Bankası'nın yüzde 50'sini BNP Paribas, Yapı Kredi Bankası'nın yüzde 57.4'ünü Koç-UniCredito satın aldı. Dışbank'ın tamamını Fortis Grubu ve Şekerbank'ın da çağrılı yüzde 51'ini Rabobank alınca sektördeki yabancı payı yüzde 13.4'e çıkmış olacak. Bankacılık sektöründeki yabancı payı bununla da kalmayacak. Halen Garanti Bankası, Denizbank ve daha bazılarının da yabancılara satışı konusunda görüşmele yaptığı biliniyor. Anlaşılan yabancıların pazar payı yüzde 20'lere dayanacak gibi. Dünyadaki bazı ülkelerin bankacılık sektörüne bakmakta yarar var. 1994 yılında Çek Cumhuriyeti'nde bankacılık sektöründeki yabancı payı yüzde 5.8 iken, 2001 yılında bu oran yüzde 90'a ulaşmış. Polonya'da yüzde 2.1'den yüzde 68.7'ye, Brezilya'da yüzde 8.4'ten yüzde 30'a, Meksika'da yüzde 1'den yüzde 82.7'ye Kore'de binde 8'den yüzde 29.5'e ulaştı. AB ülkelerindeki ortalama ise yüzde 17'ler düzeyinde. Bankacılık sektöründeki yabancı pazar payı artan ülkelere baktığımızda genellikle 2001 krizinin etkilerini görüyoruz. Ulusal bankacılık sistemimizde de 2001 krizi ile başlayan kanama yabancı payını arttırmıştır. Her ne kadar sektörde iyileşme başladıysa da yabancı bankacıların ilgi odağı olmaya devam ediyoruz. Bankacılık sektörü başka sektörlere benzemez. Bir ülkede ulusal bankacık sistemi yerini uluslararası bankacılık sektörüne bırakırsa en ufak bir krizde dahi sanayi ve ticaret büyük darbe alır. Yabancı bankaların önemli bir kısmı ülkede topladığı mevduatları, yurt dışındaki merkezlerine aktarır, daha sonra da ülkemizden toplanan bu paralar yüksek faizlerle ülkeye kredi olarak geri döner. Yabancı bankalar güçlü oldukları için, müşterilerine istediklerini kabul ettirme şansına sahip. Yerli bankaların mali yapıları daha zayıf olduğu için bunlarla rekabette zorlanırlar. Yabancı bankaların elbette olumlu katkıları da var. Yeni teknolojilerle sektöre hız kazandırıyor, ulusal bankaların kendilerine ayak uydurabilmelerine katkı sağlıyorlar. Yurtdışı fonları daha düşük maliyetlerle ülkeye kazandırdıkları gibi, dış ticaret alanında işadamlarımıza aracılık hizmeti vererek katkı sağlıyorlar. Yabancı bankalar olmalı, ancak belli bir sınırda olunmasına dikkat edilmelidir.
|