kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Muharrem Sarikaya @ SABAH
 

Peçenek'teki mayın...

Acı haber o gün de aynı saatlerde gelmişti... Aynen, dün Mısır'ın, Şarm El Şeyh ve Nama Bay tatil beldelerinde patlayan bombaların gün ağarırken gelen haberi gibi;
Tek cümleden oluşuyordu:
"Çok sayıda ölü ve yaralı var..."
Tarih 9 Temmuz 1987...
Gecelemekte olduğumuz Diyarbakır Turist Oteli'nin lobisi dar gelmişti.
Biran önce Midyat'ın Yuvalı veya İdil'in Peçenek mezralarına ulaşmak istiyorduk.
Gezisini izlemek için Diyarbakır'a birlikte geldiğimiz, hemen yanımızdaki Ordu Evi'nde kalmakta olan Başbakan Turgut Özal'ı çoktan unutmuştuk.
Günün ilk saatlerinde ulaştığımız Yuvalı mezrasının girişine kadar uzanan anaların ağıtları yürekten geliyordu...
Yedisi bebek, 9 kişi kurşuna dizilmişti.

Cemsedeki
bedenler
Minik bedenler bir evin avlusunda son yolculukları için belenmişti...
Avlunun kapısına yanaşmış bir askeri cemsenin (GMC) ardına sırayla yatırıldılar.
Nutkumuz tutulmuştu.
Komutanın sesiyle irkildik;
"Cemsenin arkasından çekilin, mezarlığa gideceğiz..."
Otomobillerimizi geriye çektik.
Cansız bedenleriyle evlatlar öndeki cemsede, anneler, babaları ve yakınları da hemen ardındaki minibüste cenaze konvoyu mezarlığa doğru hareket etti.
Hemen arkalarından da biz gazetecilerin otomobilleri...
Mezranın çıkışına daha yeni gelmiştik.
Önce büyük bir toz bulutu kalktı.
Önümüzdeki minibüsün motoru, bulutun içinde havaya yükseldi.
Ardından gelen patlama sesi dev bir kütle gibi bedenimizi esir aldı.
Donup kalmıştık.

Mayına
basmak
O tarihte Cumhuriyet'in foto muhabirliğini yapan Rıza Ezer önümüzdeki otomobilden çoktan inmiş deklanşöre basmaya başlamıştı.
Kendimizi dışarı attık.
Havadan kan ve insan parçaları yağıyordu.
Mayının ne demek olduğunu o an öğrendik. Teröristler bebekleri öldürmekle kalmamış, daha çok can almak için giderken de yola mayın döşemişlerdi.
Terör, evlatlarını defnetmek için mezarlığa gitmekte olan 4 canı daha katletmeyi başarmıştı.
Telsizden, Peçenek'te de 9'u çocuk 16 canı aldıkları duyuruluyordu.
Savunmasız gençleri, çocukları, bebekleri "ilkeleri uğruna" öldürdüklerini açıklıyorlardı.
Aynen dün Mısır'da, daha önce de Londra, Madrid ve İstanbul'da yaptıkları gibi...
Hangi amaca hizmet ettiğini söylerse söylesin, teröristin ilkesi bu kadardı...
Dün Peçenek'te masum çocuklara kurşun sıkıp, minibüsün altında mayın patlatanla, metroya, otel önüne bomba koyanın hiçbir farkı yoktu.

Legalize
olmak
Yuvalı ve Peçenek'in üzerinden 18 yıl geçti. O gün bebeklere kurşun sıkan veya bunun emrini verenler 30'lu yaşlardaydı.
Bugün birçoğu 50'yi çoktan aştı.
Şimdi, kendilerine genel af çıkarılması için uğraş veriyorlar.
Hem de yine yollara mayın döşetip can alarak.
"Silahlı başkaldırı ile bağımsızlık hareketi dönemi dünyada bitti" dediği için bir zamanlar yandaşı olanları da öldürterek.
Daha ilerisi, elinde kan olup olmadığına bakmadan, geçmişte öldürdüğü bebeklerin anne, babalarından bir af dahi dilemeden.
Şimdi şu sorunun yanıtını arayalım;
Genel af taleplerinin gerisinde yatan sadece barış ortamı yaratmak mı? Yoksa, 50'yi çoktan aşıp yaşları kemale erdiği için, legalize olup bir kuzey ülkesinde ömrünün sonunu rahat geçirmek için mi?
Siyasi parti liderleri ne kadar karşı çıktıklarını söylerse söylesin...
İktidarıyla, muhalefetiyle partilerin yönetiminde affın çıkması gerektiğini düşünenlerin sayısı oldukça fazla.
Bu konuda mesafe alınması için liderlerini ikna etmek için uğraştıkları da bilinen bir gerçek.
Af tartışması durmayacak.
Bebek katillerinin, elinde kan olanların da kapsama girip girmeyeceğine gelince;
Geçmişte kader mahkûmları için çıkarılan affın sonucunda görüldüğü gibi, ölçüsünün nasıl tutturulacağını kimse bilemiyor.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Baykal'ın affa bakışı...   / 22-07-2005
 31'inci yılında Kıbrıs...   / 20-07-2005
 Fındığın 2 milyar dolarlık mucizesi   / 19-07-2005
 Karadeniz'in beklentisi...   / 17-07-2005
 Orta direk patronların uyarısı   / 15-07-2005
 Ankara akşamları...   / 13-07-2005
 Şener: Önce hukuk sonra ekonomi   / 12-07-2005
 Hesap sorulacaklar...   / 10-07-2005
 Erdoğan ve Arınç'ın açıklamaları...   / 08-07-2005
 Putin-Erdoğan Soçi Zirvesi...   / 06-07-2005
MUHARREM SARIKAYA
Peçenek'teki mayın...
Acı haber o gün de aynı saatlerde...
YAVUZ DONAT
Reel sektör
Onlar Türkiye Genç İşadamları...
Aslında ölmeyebilirlerdi
Üç yıl süren araştırma sonunda, bir yıl içinde hayatını kaybeden 430...
Polisin 'Olta'sına takıldılar
Bugüne kadar 20 bin kişiyi internet üzerinden trilyonlarca lira...
'Babamın gözü arkada kalmadı'
'Babamın gözü arkada kalmadı'
Çevre şehidi avukat Cihan Eren'in kızı Zeliha Eren, babasına yoğun...
Engelli çocuğa devlet güvencesi
Engelli çocuğa devlet güvencesi
Ümraniye'de hizmete giren özel bir merkez SSK, Bağ-Kur, Emekli...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu