kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Medya meselesi

Kusura bakmayın, rahatsızdım, yoktum; az geciktim. Önemine binaen, sıcağı sıcağına olmasa da, sıcaklığını koruduğunu düşünerek, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ' un 19 Temmuz'da, gazetecilerle yaptığı " toplantı "yı değerlendireceğim.
Çıkış noktam konuşmanın tamamı olsa da, özel olarak, Orgeneral Başbuğ' un " Terör örgütü 1990'lardaki seviyeye gelir mi? Hayır, çünkü en büyük dayanağımız bölge halkının terörden bezmesi " deyişi... Bir de, " Silahlı Kuvvetler, terörle mücadelede masum halka karşı yapılan hataları kabul edemez " diye vurgulaması.
Sanırım, bir güne sığmayacak. Bugün, " Medya meselesi ".


Türkiye'de hükümet olanların, Silahlı Kuvvetler'in komuta kademesini oluşturanların, ama daha kötüsü, medya mensuplarının ve medya yöneticilerinin genellikle yanlış bir varsayımı var: " İşbirliği ". Bir seçimle, siyasi tercihlerle, siyasi farklılıklar taşıyarak seçilmiş hükümetler ile devletin savunma, güvenlik meselelerindeki icracı bir parçasını oluşturan askerler, " devlet politikaları "nın değişmez doğru olduğunu varsayıyor...
Toplumdaki çoğunluk yahut azınlık, ama çok çeşitli eğilimleri, sesleri, bakışları, ideolojileri, idealleri, siyasetleri, fikirleri yansıtması doğal olan medyadan, gazetecilerden de bu " doğru " etrafında işbirliği talep ediyor.
Bunu doğal sanıyorlar. Daha kötüsü, medyada ve gazeteciler içinde de, bunu " doğal, normal " sayıp talebe uyan, onu sorgulamayanlar ciddi ağırlık taşıyor.
Oysa gazetecilik; iktidarı, bürokrasiyi, devlet politikalarını " halk adına, halkla birlikte " değerlendirme, didikleme, aydınlatma, tartışma, destekleme veya eleştirme, bazen değiştirtme mesleği.
Halk da bir bütün olmadığına göre, farklılıklar içinde farklılıkları yansıtma, ortaya koyma işi.
Bir demokraside, seçim ortamı dışında, en önemli " kamusal tartışma alanı ".
Konu " terör " ise, gazetecilik; benimsenen, uygulanan, beyan edilen politikaları, terörle mücadele yöntemlerini de gereğinde masaya yatırma, tartışma kanalı.
Gazetecilik; kendisini masaya yatırtıp durmadan devlet ve hükümet eliyle estetik, cerrahi operasyonlara sokturma...
Bir alçı, bir çamur kütlesi gibi, onlar eliyle " hal ve şekil bulma " işi değil.
Gazeteci, ne sivil iktidarın ne de komutanların ortağı olmak zorunda.
Vicdani, insani, ahlaki, hukuki... bazen demokratik, bazen milli gerekçelerle " terör "e tavır alırken bile, " Devlet ne eylerse güzel eyler " diye hizaya gelme sanatı değil gazetecilik.


Bunları, aynı yanlış varsayım üzerine... Orgeneral Başbuğ' un, " toplantı "daki gazetecilere söyledikleri üzerine hatırlatmak istedim:
* " Konuyu sizlerle birlikte değerlendirmek ve görüşlerinizi almak istedik... "
* " Medyayla birlikte hareket edebilmemizin önemine inanmaktayız... "
* " Teröre karşı yürütülen topyekun mücadelede size de sorumluluk düşüyor... "
* " Basın brifingi olarak değil, toplantı olarak düzenlemeyi tercih ettik. "
Kısaca;
Medya ve gazeteciler, sivil ya da asker, hiçbir kişi ve kurumla, " açıkoturum, panel, konferans " dışında, " birlikte değerlendirme yapmak, görüş, öneri, politik tavır ve icraat paylaşmak "la yükümlü olamaz. Bu gazetecilik değildir.
Medyanın elbette sorumlulukları vardır; insanlara, okura, izleyiciye, topluma, ülkesine, mesleğine karşı sorumluluk ile belli bir zamanda belli bir politikayı uygulayanlara karşı sorumluluk aynı şey değildir.
Medya " birlikte hareket etmek " üzere değil, hareket edenler hakkında doğru bilgi iletmek ve hareket şekillerini değerlendirmek, yorumlamak, takdir etmek yahut eleştirmek üzere vardır! Mücadele biçimini doğru da bulabilirsiniz; yanlış da.
Bunlar elbette, Orgeneral Başbuğ'dan ziyade bizlerin meselesi.
Yarın: Halk meselesi
Not: Dünkü yazıda dikkat etmiş olanlar için düzeltme ve özür: a şıkkı değil, b olacaktı. Zaten öyle oldu.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 1.44 YTL ya da üç kuruşluk opera!   / 25-07-2005
 Başka türlü düşünmek   / 24-07-2005
 Arife tarif!   / 10-07-2005
 Merdiven kısaydı   / 08-07-2005
 Zenginin çenesi   / 07-07-2005
 Kimin çıkarlarıymış!   / 06-07-2005
 Anıtım ol benim!   / 05-07-2005
 Gelip geçerken...   / 04-07-2005
 Kuvvet, kudret, yargı   / 03-07-2005
 Kanserli hafıza   / 01-07-2005
ERDAL ŞAFAK
İmam-cemaat
Mustafa Özcan 20 Mayıs...
ÖMER LÜTFİ METE
Kurmay zekâya paşa yarası
Bazı paşaların arada bir...
UMUR TALU
Medya meselesi
Kusura bakmayın, rahatsızdım, yoktum; az...
YILMAZ ÖZDİL
Yık ama dinle...
Ben iddia ediyorum: Terör dünyanın her...
ABD'de "çift katlı" fobi
Londra'daki saldırılarda şehir içi çift katlı yolcu otobüslerinin...
İngiliz polisi beşinci bombacının peşinde
Başkent Londra'da düzenlenen ikinci bombalı saldırıda polis 4...
Ayşe tatile çıksın
Ayşe tatile çıksın
Türkiye, 20 Temmuz 1974'te bu parola ile başlayan harekât sonucunda...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu