Bu ne durgunluk

Fenerbahçe iki hafta önce İngiltere Premier League takımlarından Everton'u evire çevire yenmişti. Geçen hafta lig başladı. Fenerbahçe G.Birliği önünde hem puan kaybetti hem de iyi oynamadı.
"G.Birliği oldukça iyi bir takım. Hem de Ziya Doğan fevkalade iyi bir taktikle oynattı" dedik. Ya dün geceye ne diyelim?
Seyircinin yokluğu bir handikap olabilir. Motivasyon eksikliği yaratabilir. Ama Fenerbahçe'nin dünkü futbolunun hiçbir mazereti olamaz. Bir oyuncu bile vasata ulaşamadı. Appiah ve Aurelio halı sahada oynar gibiydiler. Kanatları hiç kullanamadılar. Anelka var mı, yok mu belli değil. Nobre iki haftadır rakip defansın içine gömülüp kalıyor. Alex attığı gol dışında ne yaptı bilemiyoruz.
Tuncay çırpınıyor, bir şeyler yapmaya kalkıyor, golünü de atıyor ama hepsi bu. Çıktıktan sonra muhtemelen küfür ettiği için atılıyor. Haftaya yok. Üstelik Tuncay şimdiye kadar böyle şeyler yapmazdı. Fenerbahçe'de fizik ve mental olarak aksayan bir şeyler var. Ağır idmanlar oyuncuları hem fizikman hem de ruhen yormuş, yıpratmış olabilir. Daum'un yapması gereken bu kriz dönemini en çabuk atlatacak önlemleri alması. Daumlu Fenerbahçe lige iyi başlayamıyor. Ama bu demek değil ki önümüzdeki haftalar Fenerbahçe böyle gidecek. Elbette düzelecek ve yine en iddialı takımlardan biri olacak.

GOLDEN ÖNCE FAUL VAR
Diyarbakırspor çok iyi top oynadı. Yabancıları iyi. Biraz dikkatli olsalar, basit goller yemeseler ve kontratakla yakaladıkları pozisyonlarda daha becerikli olsalar evlerine rahatlıkla üç puanla dönerlerdi. Ama seyircisiz de olsa Kadıköy'de oynanan bir maçtan alınan her puan tüm takımlar için büyük başarıdır.
Hakem Serdar Tatlı için kolay maçtı. Çünkü seyirci yoktu. Oyun genelinde de iyiydi ama Fenerbahçe'nin yediği ikinci gol öncesi faulü kaçırdı. Diyarbakırsporlu Sinan fren yapan Serkan'ı arkasından itiverdi; topu kaptı ve gol geldi. Tatlı'nın yapmaması gereken bir hataydı. Luciano'ya gösterdiği sarı kartta ise haklıydı. Çünkü çapraz ve geriden koşan Fenerbahçeli oyuncu bariz gol şansını ortadan kaldırıyordu.