Beklentilerin umutsuzluğu
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ay başından bu yana Türkiye'yi dolaşıyor. Oda ve borsa üyeleri ile halkla yaptıkları görüşmelerdeki izlenimini şu cümlede özetledi: "Geçmişle kıyaslandığında, halk bekleyiş içinde, hükümete olan umutlarında ise büyük düşüş var." Aktardığına göre, bazı bölgelere de karamsarlık hakim. Bunları şöyle sıraladı: "Başbakan'ın son açılımıyla Güneydoğu'da beklenti hakim. Ancak Doğu'da durum tam tersine; karamsar..." TOBB Başkanı, ekledi: "Karamsarlık, İç Anadolu'ya da hakim olmuş." Nedenini, kendisine aktarılan şu sözle özetledi: "Güneydoğu'dan çok daha fakiriz, daha büyük sorunlarla yüz yüzeyiz." Daha bir yıl önce mahalli seçimde AKP'ye oy akıtan kitlelerdeki değişimin nedeni ne? Hisarcıklıoğlu'nun yaklaşımı kısa ve net: "Beklentiler, umutları karşılamıyor."
Anket sonucu TOBB Başkanı bunun sadece gezi izlenimi olmadığının vurguladı. Bir süre önce TOBB'un 9 bin Meclis üyesine gönderdikleri anketlerden 5 binine yanıt geldiğini belirtip şöyle dedi: "Tasnifi devam ediyor, ancak, anketlerden ilk çıkan sonuçlar da hükümetten beklentilerde, umutlarda düşme olduğunu gösteriyor." Özetle, AKP'yi hükümete taşıyan ve "ihtilali" gerçekleştiren "Anadolu Sermayesi" veya diğer bir tanımlanmasıyla "girişimci grubu" içinde bulunduğu durumdan hoşnut değil. 1991'den bu yana hükümetlerin belirlenmesinde etkin rol oynayan bu grubun farklı bir açılım arayışında olduğu da biliniyor. Şurası da kesin ki; "hükümetteki mevcut siyasi parti umut vermiyor" dese de yönelim gösterebileceği bir siyasi oluşumun olmadığını da kayda geçiriyor. Tersinden okunduğunda, demokrasinin vazgeçilmezi olan "alternatifsizliğe" bizzat kendileri katkı sağlıyor.
Mumcu'nun açılımı Birçok muhalefet lideri gibi, Anavatan lideri Erkan Mumcu da bundan yakınıyor. Daha da ilerisi hükümetin de muhalefeti yok sayan tutumunu eleştiriyor. Örnek olarak Erdoğan'ın "Kürt Sorunu" açılımıyla ilgili yaklaşımını gösteriyor. Erdoğan bu açılımı yapmadan üç hafta önce Mumcu, "PKK terörü ve bölgedeki sorunun farklı bir faza doğru kaydığını" belirterek, "TBMM'nin acilen toplanıp ortak bir tavır belirlemesi gerektiğini" vurgulamıştı. Bu sütunda yer alan sözlerinde Mumcu, Türkiye'nin teröre karşı hep "refleksleriyle hareket ettiğinin" altını da çizmişti. Bu kez de aynı tavrın gösterilmesi halinde daha kötü sonuçlar doğuracağını belirtmişti. Anavatan liderine göre, "Erdoğan iktidar sarhoşluğu içinde muhalefeti yok saydığı için Türkiye yine refleksleriyle hareket ediyor." Mumcu, "Hükümetin daha ileri adımla muhalefeti tasfiye eden sürecin önünü açmaya çalışacağı" kaygısını taşıyor. Örnek olarak, partilere hazine yardımının kaldırılmasını, grup kurma sayısının 20'den 40'a çıkarılması için iç tüzük değişikliği arayışlarını gösteriyor. Bir de Anayasa değişiklik çalışmasını.
Bürokratlara yasak Bu arada şu iddiayı gündeme taşıyor: "Bürokratlara muhalefet milletvekilleriyle görüşme yasağı da getirdiler..." Ardından ekliyor: "Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu temel meselelerin çözümünde yegane yöntem, demokratik siyaset alanının etkinleştirilmesi ve geliştirilmesidir. Bu tek başına iktidar alanından öte bir şeydir. Hükümet sorunları gündeme getirip çözümsüz ortada bırakmaktan medet uman tavır sergiliyor..." Geçmişte, bugünkü söylemlerden çok daha ileri düzeyde Kürt Raporu'nu hazırlayan TOBB idi. Sorunun çözümü için etkin çaba gösteren de bugün Mumcu'nun yolundan gittiğini söylediği Özal'ın ANAP'ı. Erdoğan'ın "Kürt" açılımına ilişkin yaklaşımları ise benzer: "Çözüme dönük, içi doldurulmadan atılan adımlar, daha büyük sorun yarattır."
|