Martin Wolf ve döviz rejimi
Martin Wolf önemli bir yazardır . Küresel çapta düşünür. Görüşlerini okurlarına Financial Times gazetesindeki köşesinde yansıtır. Önemli think tank toplantılarına katılır. Yönün bulunmasına katkıda bulunur. 1980'li yılların başında ben Hazine'de, Martin Wolf ise Dünya Bankası'nda görev yaparken tanışmıştık. Türkiye'ye gelen heyetlerde yer alırdı. Sonra, Banka'dan ekonomi yazarı olmak için ayrıldı. Merkez Bankası'nda görev yaparken çeşitli toplantılarda tekrar bir araya geldik, Ankara'yı da ziyaret etti. Enflasyonu düşürmeyi hedefleyen 2000 yılı programına büyük destek verdi . Bu kez, Martin Wolf ile Ergun Babahan ve Sabah Ekonomi ekibi olarak İstanbul'da bir araya gelip, çeşitli konularda 3 saate yakın görüştük. Türkiye'nin Avrupa Birliği macerasından, dünya petrol fiyatlarına, oradan da Çin'in ekonomi politikalarına uzandık. Bunların detayı, Sabah Ekonomi'de yer alıyor. Bana önemli gelen döviz kuru rejimi konusundaki görüşlerini sizlerle paylaşmak istedim.
Müdahaleyi savunmuyor ama Martin Wolf, liberal görüşlere sahip bir kişi . Neo-klasik iktisat yaklaşımına daha yakın. Müdahale yanlısı değil. Piyasalara inanıyor. Bunu "Küreselleşme Çalışıyor" (Globalisation at Work) isimli, geçen yıl yayınlanan kitabında defalarca vurguluyor. Bu nedenle, dış ticaretin ve döviz kurlarının müdahale olmadan uygulanmasına inanan bir kişi. Ancak son zamanlarda, gelişen piyasalara sahip ülkelerde sağlıklı makroekonomik politikaların sürmesi için, döviz kuruna müdahale edilmesi gereğine inanmaya başlamış . Aşırı değerlenmiş döviz kurunun ortaya çıkaracağı risklerin fazla olduğunu düşünüyor. "Finansal piyasaları derin olmayan, spekülatif sıcak para hareketlerine mani olamayan, borcu yüksek ülkelerde, tam dalgalı döviz kuru rejimi faydasından çok zarar doğurur" diyor. Bu nedenle, merkez bankalarının kura müdahale etmesinin doğru olacağı fikrinde. Buradaki ikilem, müdahale sonucu oluşan kur düzeyinin "denge kuru" ile uyuşup uyuşmadığının nasıl test edileceği noktasında toplanıyor.
Yönlendirilmiş olanı iyi Ben ise başlangıçtan bu yana, "tam" değil, "yönlendirilmiş" döviz kuru rejimini savunduğum için Martin Wolf'un görüşlerine katılmadan edemedim. Denge döviz kuru konusunun nasıl çözümlenebileceği konusunda pragmatik yaklaşımımı yineledim. Tam dalgalı rejim uygulanırken oluşan kur düzeyini piyasalar belirlediği için, bunu esas alarak ve politikalarda da bir değişimin olmayacağını varsayarak, hedeflenen enflasyon oranı ile uyumlu gelişmeleri denge kuru çerçevesinde nitelendirebileceğimizi belirttim. Ona da uygun geldi. Öte yandan, kura müdahale için iyi bir kurgulama ve nedenin olması gerekiyordu. Kanımca, " neden konusu" Asya Krizi sonrası çözümlenmişti. Krizden sonra gelişen piyasalara sahip bir çok ülke, giderek daha fazla döviz rezervine sahip olmak istedi. Dolayısıyla, rezerv biriktirmek amacı ile müdahale piyasalarca da benimsenen bir politika haline dönüştü . Müdahalenin dozu ve zamanlaması, merkez bankalarına bırakıldı. Kanımca, Türkiye'de de, tam dalgalıdan yönlendirilmiş dalgalı döviz kuru rejimine geçiş için, başta IMF olmak üzere tüm ilgililerin bir kez daha düşünmesi gerekmektedir.
|