kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Teknoloji
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Söylesem mi söylemesem mi?

Avrupa Parlamentosu'nun ' Ermeni soykırımını tanıyın' diyen karar tasarısını kabul ettiği için ' işte gördünüz mü?' desem bir türlü, demesem bir türlü.
Öyle diyecek olsam bir kere ' yükseltilen değer' tetikçilerinin cevabı hazır:
- Ee, olacağı buydu. Son zamanlarda o kadar kötü işler yaptık ki! Siz misiniz ' Ermeni soykırımını ' itiraf ettiği için Orhan Pamuk'a dava açan?! Buyurun bu karar tasarısı üzerine kına yakın!
Avrupa'da resmi çevreler ve halk ' Asla sizi üyeliğe almayız ama oyalamak zorundayız' diye ilan etseler dahi ' yükseltilen değer tetikçisi' için suçlu yine Türkiye'dir:
- Güvenilir bir aday görüntüsü veremedik; adamlar ne yapsın...
Ayrıca ' işte gördünüz ' dememi engelleyen bir başka gerçek var: Böyle fırsatlara mal bulmuş mağribi gibi sarılanlarla aynı çizgiye düşmek! Oysa AP'nin karar tasarısını kabulü ' hükümetin eksi hanesine yazılacak' diye asla sevinmem. İktidara dönüp ' nice tecrübeye rağmen Avrupa'nın samimiyetsizliğine neden bu kadar katlandınız, oh olsun' da demem! Onlara kızarım ama dış muzırlık yüzünden gizlice veya açıktan avuç ovuşturmam! Hasılı ' işte gördünüz ' demek de dert, dememek de.
Hazindir ki bu çıkmaza sık sık düşeriz. Aslında ' gözbebeğimiz' bile bizi böyle çıkmazlara zorladıktan sonra elin Haçlısı ' Ermeni soykırımını tanı yoksa karışmam' dese çok mu? Örnek mi? Gözbebeğimiz ordu adına konuşan Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt'ın ' tehdit değerlendirmesi' de böyle bir çıkmaz yaşatıyor mu insana? ' Birinci tehdit irtica, ikincisi bölücü terörü' diyebilecek kadar ürkütücü, şaşırtıcı ve akıl almaz bir sıralama yapan ' kurmay akıl' karşısında küçük dilimi yutmadan sorgulama yürütmek beynimin karşı durulmaz görevi! Lakin yürek isyan ediyor:
- Bari sen eksik kal. Batı'nın barbar sömürgeci irade merkezleri orduya yeteri kadar saldırıyor! İçeriden de, dünün ' İslamcı Enternasyonalci ' kadroları askeri vurmak için her fırsatı sonuna kadar kullanabiliyor.
Gelin görün ki gözbebeğimiz bize merhamet etmiyor. Hatta kendi kendisine bile merhamet etmiyor. Neden kendisine bile merhamet etmiyor? ' Birinci tehdit irtica' diyerek halkın büyük bir kesiminin ordu hakkında kötü düşüncelere sürüklenmesini adeta körükleyebiliyor! Böyle bir tehdit sıralamasının hiçbir askeri, siyasi, stratejik, diplomatik ve sosyal hayrı olamaz! Soyut ' irtica' kavramı ile bu toplumda ' tehdit algılaması' oluşturma ihtimali sıfır bile değildir! Öyleyse küpüne zarar veren keskin sirkeyi nasıl kurmay söylem sayabiliriz? Bu zihniyetin asıl vebali, en büyük gücümüzü oluşturan -şehitlik ülküsünü benimsemiş- 'Mehmetçik' karakterini mahvedici küresel-kültürel saldırıya katkıda bulunmaktır.
Olur olmaz yerde ' irtica' diyerek dindar aileleri zan altında bırakan her kurmay, doğal olarak Mehmetçik yetiştiren anne babaya hakaret etmekte, böylece dünyanın en etkili silahı ' şehitlik ülküsü'ne zarar vermektedir.
Bizde ' peşin şehit' karakterinde Mehmetçik yetiştirenler, genellikle orduya ' Peygamber Ocağı' diyenlerdir. Siz bu ailelerle aranıza 'irticasavar' duvarlar çekerseniz, Mehmetçik neslinin kökünü kurutur, en büyük düşmanınızın yapamayacağı tahribatın faili olursunuz! Bu soyut ' irtica' tehdidinden kastettikleriniz kimlerdir? İktidar partisi mi birinci tehdit saydığınız irtica cephesi? Öyleyse kendinizi ' irticacının emrindeki görevliler' ilan etmiş olmaz mısınız? Yoksa siz hükümetin emrinde değil misiniz? Dün de Erbakan ve takımı için böyle bir söylemde bulunuyordunuz. Şimdi ise mevcut iktidara karşı ' ulusçu' kesildiği için irticacı olmaktan çıktı mı? Yazık; askeri daha derinlemesine sorgulasam bu sefer de, milli stratejik duyarlılık açısından pek çok kusuru olan iktidar ' kendini mazur ve masum' hissedecek.
Söyleyeceğim çok şey var ama asker de benim, siyasetçi de. Onlar her ne kadar dış düşmandan çok birbirlerinden nefret etseler de; teröristi, gaddarı, aptalı, ruh hastası ve hırsızı ile hepsi benim, hepsi her yerde!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Çöp özelleştirmesi ve özelleştirme çöpü   / 27-09-2005
 Arkadan vuran yandan haykıran   / 26-09-2005
 Çetebaşına çevirmen başkan   / 23-09-2005
 Çağdaş fetvacı   / 22-09-2005
 Çapsız meleğin mumu   / 20-09-2005
 Baykal'la hasbıhalden   / 19-09-2005
 Yolsuzluk nasıl öğrenilir?   / 16-09-2005
 Ah bir de Ordu'yu özelleştirebilsek   / 15-09-2005
 Hasta Türk'ün töresi: Dosta şahin, düşmana güvercin   / 13-09-2005
 Ertuğrul Gazi huzurunda töreye ihanet   / 12-09-2005
YILMAZ ÖZDİL
AB marşı...
Bastığın yeri toprak diyerek geçme tanı,...
ALİ KIRCA
Yorumsuz
Son günlerde ana haber bültenleri,...
ÖMER LÜTFİ METE
Söylesem mi söylemesem mi?
Avrupa Parlamentosu'nun '...
UMUR TALU
Görüşmecim yeşil dolar getirmiş!
Özelleştirmeler...
FATİH ALTAYLI
Sorun piyasalar, AB değil
Avrupa Parlamentosu Türkiye'ye...
ERDAL ŞAFAK
Avrupa asla ihanet edemez
HERKES yürek çarpıntısıyla "AB...
Kızını görmek için çatıya çıktı
Kızını göremediğini söyleyen bir İngiliz, eşinden boşanan babaların...
Evdeki eşyanın kıymetini bilin
Kutu, anahtarlık, makara gibi eşyalar çocuğa daha yararlı. Kavraması...
Fener ligini buldu: 3-0
Fener ligini buldu: 3-0
Şampiyonlar Ligi'nin geçen sezonki yarı finalisti PSV Eindhoven'ı...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu