kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Teknoloji
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Gerçeği yaratmak mı anlamak mı önemlidir?
İktidar mı ülke çıkarı mı öncelikli?
ŞAKA - Problem

Gerçeği yaratmak mı anlamak mı önemlidir?

Başkan Bush'un danışmanlarından Ron Suskind "Sadakatin Bedeli" kitabında, Beyaz Saray'da geçen bir konuşmayı şöyle anlatıyor:
-Başkanın yardımcılarından olan kişi "Sizler gerçek-dayanaklı cemaatin üyelerisiniz" derken, "Sizler çözümlerin, görünen gerçeklerin adilce araştırılması üzerinde oluşabileceğine inanırsınız" diye ekledi. Ben aydınlanmanın ve ampirik düşüncenin ilkelerini mırıldanmaya çalışırken sözümü kesti. "Artık dünyada işler böyle yürümüyor. Biz bir imparatorluğuz. Biz eyleme geçtiğimiz zaman kendi gerçeğimizi yaratırız. Siz gerçeği anlamaya çalışırken, sizin anlamaya çalışacağınız yeni gerçekleri yaratırız. Biz tarihin aktörleriyiz. Sizler bizim yaptıklarımız üzerinde çalışmak için varsınız" dedi. (The Price of Loyalty, Simon and Schuster, New York, 2004).
Yazarın naklettiği bu düşünceler, gücün merkezinde bulunan bir kadronun mantık yapısını çok güzel yansıtıyor. Onlara göre Amerikan İmparatorluğu'nun karar merkezinden atılan her adım şu anda "Global Gerçek" olmak durumunda.
Ama acaba "Tarih" ve "Gerçek" sadece imparatorluklar tarafından mı oluşturuluyor?
Ya da gerçeği anlamak, gerçeği yaratmaktan daha mı az önemli.
Gazeteci Bob Woodward, Başkan Bush'la yaptığı bir görüşmeyi şöyle anlatır kitabında:
-Başkan "Tarih" derken ellerini ceplerinden çıkardı, kollarını açıp, vücut diliyle tarihin çok uzaklarda olduğunu anlatmaya çalışırken "Tarihi bilmeyeceğiz. Hepimiz ölmüş olacağız" dedi. (Bush At war, Simon and Schuster, New York 2002)
Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde yeni bir dönüm noktasında bulunduğu şu sırada siyasete ve tarihe farklı bakış açıları getiren bu tür gözlemler beni çok etkiliyor.
Ama ben de biliyorum ki, güç kimin elinde olursa olsun, "Tarih" bu gücün sonunda nasıl yok olduğunu da hikaye eden sonsuz bir süreçtir. Bu sonsuzlukta, insanların ve toplumların yaşam sürelerinde gücün kötü kullanılmasından kaynaklanan mutsuzluklar ve hatta eziyetler de yaşanabilir.
Acaba asıl sorun bu gücün abartılı değerlendirilmesinden mi kaynaklanıyor?
Şu anda ABD gerçekleri yaratan bir ülke olabilir. Ama mesela "Irak'ın ve Ortadoğu'nun gerçekleri", Amerikan gerçeğine karşı direniyor. Veya "Kasırga Gerçeği", Amerikan gerçeğini yerle bir etmedi mi?
Yani bütün gerçekler inter-aktif olmak durumunda.
"Türkiye Gerçeği"ni dünya konjonktüründen soyutlayıp, "Ankara, Türkiye gerçeğini belirleyebilen kararların ve eylemlerin tek merkezidir" diyebilir miyiz?
Tarihin bir döneminde iktidarda bir kadronun bulunması, güncel siyasi rekabetler açısından önemli olsa bile, o sonsuz süreçte gerçekten fazla önemli değildir. Önemli olan dünyadaki uygar, ileri ve insancıl rüzgarlara ülkenin yelkenlerini açık tutmayı başarmaktır.
Bunu başaramayıp, sürekli dünyaya rest çeken, masaya yumruk vuran iktidar sahiplerinin, kendi toplumlarını nasıl mutsuz ettiklerinin öyküleriyle doludur tarih.
Kendi tarihini kendi yaşam süresinin ötesinde varsaymaya çalışan iktidar sahiplerinden Allah insanlığı korusun.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yeter artık temcit pilavını kendi kendinize yiyin!   / 02-10-2005
 Ezberi bozmak herkesin canını sıkmaz mı?   / 01-10-2005
 Kız sen Avrupa'nın neresindensin?   / 30-09-2005
 Ahmet Hakan bu defa hedefi yanlış seçti...   / 29-09-2005
 Doğalgazla çalışan teknoloji harikaları   / 28-09-2005
 Star TV'nin satışı üzerine medyada doğan yeni tablo...   / 27-09-2005
 "Padişahım"ı "Şivekârım" yaparsanız işin özü değişir...   / 26-09-2005
 Öfkeli siyasetçiler bitmez   / 25-09-2005
 Bu kadar fazla soruya cevap aramak gerekmez ki   / 24-09-2005
 CanWest'in Star TV'yi kimseye bırakmayacağı besbelli   / 23-09-2005
EMRE AKÖZ
Kızıl Elma ekonomisi (!)
Hazine Müsteşarlığı'nın...
MEHMET BARLAS
Gerçeği yaratmak mı anlamak mı önemlidir?
Başkan Bush'un...
İLKER SARIER
Kazın kazın heyecanlı oluyor
İnci dişli, kentli gülüşlü,...
MAHMUT ÖVÜR
'Bilgi Evleri'nden 'Bilgi Merkezleri'ne
İstanbul'da AK...
SAVAŞ AY
Dünyanın en mutsuz sporcusu Ali Deveci
Aslan gibi bir...
YAVUZ BAYDAR
Halkın sesi olmak
'Tarihi Uyarı' sayfası olumlu tepki...
www. cimbom. gol. tr
www. cimbom. gol. tr
Tromsö'ye elenip Avrupa'ya veda eden G.Saray, lige süper döndü.
Başkan yok Cimbom var
Başkan yok Cimbom var
Anelka'nın elle attığı golü protesto eden Canaydın maça gelmedi. Art...
'Rotamız değişmez'
AK Parti'nin Kızılcahamam kampında konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan...
Bahçeli 'Gitmeyin' dedi
MHP, son yıllarda Ankara'da yapılan en kalabalık siyasi mitingi dün...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu