Olli Rehn: "Tarama süreci 20 Ekim'de başlayacak"
AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, bu hafta Türkiye'yi ziyaret edebileceğini, Türkiye ile AB arasındaki müzakerelerin teknik sürecinin belirleneceğini ve tarama sürecinin 20 Ekim'de bilim ve araştırma dosyasıyla başlayacağını bildirdi.
Rehn, eğitim ve kültür dosyasıyla devam edecek tarama sürecinin bir yıl alabileceğini, ancak bunun müzakere dosyalarının açılmasını engellemeyeceğini belirtti.
Brüksel'de basın toplantısı düzenleyen Rehn, ''AB tarihi kararları geceleri alıyor'' diyerek söze başladı, Lüksemburg'da
geçen hareketli saatler hakkında bilgiler verdi ve Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin başlatılmasını ''tarihi bir karar'' olarak nitelendirdi.
''AB, Türkiye'ye ve Batı Balkanlar'a ellerini uzattı'' diyen Rehn, Türkiye ve Hırvatistan ile tam üyelik müzakerelerinin başlatıldığını, Sırbistan ile istikrar ve işbirliği sürecinin harekete geçirildiğini belirtti.
Rehn, Avrupa'nın güneydoğu ve Balkanlar bölgesinin stratejik ve ekonomik önemine değinirken, AB'nin menfaat ve sorumluluklarını bilincinde olması gereği üzerinde durdu.
Lüksemburg gelişmeleri çerçevesinde bütün bakanlara ve delegasyonlara ''bu başarılara katkıları için'' teşekkür eden Rehn, müzakereleri başlatacak ülkeleri de attıkları adımlar için kutladı, onlara başarılar diledi.
AB'nin ve Avrupa'nın sorunlarından da söz eden Olli Rehn, tam üyelik müzakerelerinin adil ve kararlı olacağı güvencesi verdi. Türkiye ile müzakerelerin hedefinin tam üyelik olduğunun oybirliğiyle belirlendiğini ve kararlaştırıldığını, ancak otomatik olmayan, ucu açık bir sürecin söz konusu olduğunu anlatan Rehn, ''AB'nin hazmetme kapasitesi'' konusuna işaret ederken, ''Konsey bu konunun da altını çizdi. Komisyon bu konuyu, düzeyini belirlenmiş kıstaslara göre izleyecek'' dedi.
AB vatandaşlarının görüş ve beklentilerinin önemine de değinen Rehn, genişlemenin kamuoylarında bezginliğe yol açtığını, işsizlik sorunun görmezden gelinemeyeceğini, ekonomik ve sosyal sorunlara çözüm aranması gerektiğini, ancak kıtanın istikrar ve güvenliği için stratejik konuların da önem taşıdığını, dünkü genişleme adımlarının bu çerçevede atıldığını söyledi.
''Yeni yükümlülükler üstlenmiyoruz, üstlenilmiş yükümlülükleri yerine getiriyoruz'' diyen Rehn, ''AB'nin hazmetme kapasitesinin ölçülmesini sağlayacak hesap ve aritmetik yöntemler bulunmadığını, kurumsal ve mali yeteneklerin izleneceğini'' belirtirken, ''Türkiye konusunda 10-15 yıllık bir takvim çerçevesi izlenebileceğini'' söyledi.
Kıbrıs konusunda AB deklarasyonunun çok net olduğunu söyleyen Rehn, ''Kıbrıs Cumhuriyeti''nin tanınmasının katılım sürecinin bir parçası olduğunu, bu sorunun müzakereler sırasında hassasiyetle izleneceğini, tarafların çözüm için cesaretlendirileceğini anlattı.
Çok yakında, muhtemelen bu hafta Türkiye'ye gideceğini ve müzakerelerin teknik sürecinin belirleneceğini, tarama sürecinin hemen, 20 Ekim'de bilim ve araştırma dosyasıyla başlayacağını, eğitim ve kültür dosyasıyla devam edeceğini bildiren Rehn, tarama sürecinin bir yıl alabileceğini, ancak bunun müzakere dosyalarının açılmasını engellemeyeceğini ifade etti.
Rehn, Komisyon'un 9 Kasım'da açıklanacak yıllık değerlendirme raporuyla Türkiye'de çeşitli konulara ilişkin görüşlerin yansıtılacağını hatırlattı.
(AA)
|