kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Manevi şahsiyet!

Şimdi, eski ceza kanunu yahut yeni ceza yasası, "Türklüğü, Cumhuriyeti, TBMM'yi, hükümetin manevi şahsiyetini, bakanlıkları, devletin askeri ve emniyet kuvvetlerini ve adliyenin manevi şahsiyetini" korumaya çalıştığında, her zaman, hakikaten, sadece onları koruduğunu zannediyor olabiliriz.
Eskiye göre daha yumuşatılarak, "Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz" diye bitse de o madde, o paragrafa gelinceye kadar iş bitebiliyor.
Hukuk da nihayetinde bir "yorum" olduğu için;
Kimi savcı, kimi hakim, özünde "eleştiri" bir "düşünce"yi "alenen aşağılama" sayabileceği gibi...
Bir milletvekili, bir başbakan, bir bakan, Genelkurmay, Emniyet Müdürlüğü ve "devletin çeşitli birimleri", kendileriyle ilgili eleştirileri de "aleni aşağılama" sayıp saydırma kudretine, imkanına sahipler.
Belli bir politika, bir icraat, bir tarihi dönem, bir sivil-asker kişi eleştirildiğinde dahi, bunu "Türklüğe, Cumhuriyet'e, Meclis'e, hükümetin manevi şahsiyetine, devletin kuvvetlerine" hakaret saymak, o kişinin kendisini "ırk, rejim, devlet" zırhı arkasında "dokunulmaz" kılması da mümkün.
Madde muğlak, top yuvarlak.


O yüzden de, muhtemelen birçok eleştiri "eleştiri" olarak görülürken dahi, kimi "rahatsız edici eleştiriler" ve sahipleri ise "hakaret" kapsamına sokularak art arda davalar sıralanıyor.
Şimdi şöyle cümleler kursak mesela:
"Türklerin bir kısmı çok iyiyken, bir kısmı katildir, hırsızdır, dolandırıcıdır, hortumcudur, düzenbazdır, vergi kaçırır, sahtekarlık yapar..."
Bu cümle, hem doğrudur -maalesef, bir kısmımız (Türk, Kürt, Çerkez, Laz, Arnavut, Ermeni, Musevi)- bu işleri yapmışızdır, yaparız.
Yanlıştır; çünkü bunlar, "ırka, etnisiteye bağlı" suçlar değildir. Yani öyle olmaması gerekir. O ırktan, etnisiteden olunduğu için işlenen suçlar olarak kabul edilmemesi, ilişkilendirilmemesi gerekir.
Lakin, siz "ırk, etnisite, üst kimlik" olarak "Türklük"ü özel korumaya aldığınızı sanırken, aslında daha da hassas, kırılgan hale getirirsiniz. Belli somut, tarihi, kişisel durumların eleştirisi karşısında bile, ırk, etnisite, vatandaşlık, millet olarak "çok kişinin kimliği"ni kendi elinizle tartışmanın göbeğine koyarsınız.


Diğerleri, zaten tuhaf durumlara gebedir.
Meclis ve hükümetlerin manevi (ve maddi) şahsiyetlerine en büyük aşağılama, bizzat "askeri darbeler"in kendisidir. Yanlış zamanlama ve silsilenin götürdüğü Aydemir ve arkadaşları dışında, kimse bundan yargılanmamıştır.
Bu ülkede, Cumhuriyet'e en büyük aşağılamalardan biri, onun adalet ve eşitlik, imtiyazsızlık ilkelerinin durmadan ırzına geçilmesidir. Mahkum, pek hatırlamıyorum.
Susurluk raporları, işkence soruşturmaları vesaire bizatihi "devletin kuvvetlerine sıkı eleştiriler" olup muhatapları bunları hak etmişlerdir. Biri isterse, pekala "aşağılama" sayabilir.
Elbette halkların, milletlerin, insanların, rejimlerin "manevi değerleri" vardır; korunmalıdır. Aşağılamaya maruz bırakılmamalıdır.
Ancak, kanunlar pratikte "manevi değer"den çok, o sıradaki somut, maddi durum ve kişilerin kalkanı haline gelir.
Kötü çalışan milletvekilleri, adaletsiz bir hükümet, yanlış işler yapan bir genelkurmay, terazisi yamulmuş bir adliye, halkın güvencesi değil iktidarın sopası olmuş polis, tarihin bir kesiti, Osmanlı'nın yahut Cumhuriyet'in somut bir dönemi eleştirilince...
Neden "manevi şahsiyet" e hakaret olsun!
Somut şahsiyetlerin bu tür kanunlar sayesinde "manevi şahsiyet" zırhı kuşanmaları hakka, hukuka, demokrasiye, insanlığa kökten aykırıdır.
Birileri kendilerini korumak için bunlara abandığında, sizi koruduklarını söylerler. Yalandır! Yoksa, Hrant değil Türklüğe, kimseye hakaret etmez; karınca bile incitmez.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Astsubay... Az-subay!   / 09-10-2005
 Ayna ayna söyle ona!   / 07-10-2005
 Ne deve, ne kuş!   / 06-10-2005
 Bir şey diyeceğim!   / 05-10-2005
 Avusturya'nın profesyonelliği!   / 04-10-2005
 Anelka kaleye Zafer taca attı!   / 03-10-2005
 İki gözüm, iki yüzüm!   / 02-10-2005
 Milli de, ne kadar milli?   / 30-09-2005
 Görüşmecim yeşil dolar getirmiş!   / 29-09-2005
 İsim vermeyeyim   / 28-09-2005
ÖMER LÜTFİ METE
Bush'un alın yazısı?
Bush'un Irak'a saldırmak için...
UMUR TALU
Manevi şahsiyet!
Şimdi, eski ceza kanunu yahut yeni ceza...
ERGUN BABAHAN
İniş-çıkışlı bir yol
Türkiye için asıl zorluk 32...
ERDAL ŞAFAK
Asya'nın güneyi Türkiye'nin güneyi
Güney Asya faciası...
MEHMET ALTAN
ABD Ankara'ya büyükelçi atamayacak mı?
Türkiye...
Kıyamet günü gibi
Pakistan'ı vuran 7.6'lık depremde ölü sayısı yaklaşık 20 bin
Güney...
Yardım ekibimize vize sorunu çıktı!
Türk ekibi İran'dan geçiş izni ve Pakistan'dan vize sorunları...
17 yıllık emek
17 yıllık emek
Kırşehir'in Kaman İlçesi, bundan yaklaşık 40 yıl öncesi... Şahin...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu