kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Her şeye düşman!

Şairin hiç olmazsa "manşetlerde öldüğü" bir ülkede umut vardır yine de. Her çocuk, her genç "birazcık şair" iken her büyüğün şiirden, duygudan nasıl böyle uzak yaşayabildiğine şaşarsın ya.
O çocukların nasıl bu büyükler olabildiğine filan.
Yine de umut vardır.
Attila İlhan' ı uğurlayan ülkeye, şair kalbinin daha çok yerleşmesi dileğiyle.


Lakin, umut kırılmak içindir.
"Şairin hiç olmazsa manşette öldüğü ülke" de, demokrasi kültürü dipte tek sütundur.
Demokrasi, demokratikleşme, diye koşturan bir başbakan, tepesi attı mı, "sermaye ırkçısı" diye azarlar.
"Matbaanın geçmişi" nden başlar da nedense başka geçmişleri unutur.
ABD'de birinin kalkıp iktidarı için "İslamo-faşist" demesinden irkilirken kendisi, başkasına "sermaye ırkçısı" diyebilmek hiç rahatsız etmez mi.
Ne acı ki, o başbakan kendilerini genellemeyle iğnelediğinde pek rahatsız olan koca bir medya grubu, koca bir gazete yöneticisi,
"Tamamen aynı fikirdeyim. Bunlar Yahudi sermayesi düşmanı" demez mi.
Bunlar, "Türkiye'de demokrasi" yi daha ileri götürmeyi vaat eden siyasi iktidar ile medya iktidarı.
Siyasinin "ırkçı", medyacının "antisemit" diye ucuz suçlamalara atladığı bir ülkede, sen de "Türklüğe hakaret" le yargılanırsın, Hrant kardeş; yarın ben de, bir başkası da "Manevi şahsiyeti aşağılama" ile.
Şartları gizlenen, kapalı kapılar ardında kotarılan, kayırmacı kokular çıkaran, kimi bakanı bile ayetlere sığınmaya zorlayan ihale mihaleler tartışıldığında neden ırkçı olunsun, neden Yahudi düşmanı haline gelinsin.


Şimdi ödüm kopuyor!
Beş can, beş asker şehit ve Dipsiz Kuyu ha babam de babam, "OYAK, adalet, imtiyazlar, subaylar, astsubaylar" diye yazıp duruyor.
Bunca yazı yılında böyle aktif bir okur kitlesi az gördüm.
Her bir yandan, abartmıyorum, o kadar çoklar ki, subaylar, astsubaylar, emekliler arıyor; yazıyor. Günlerdir telefon hiç susmuyor, mesajlar hiç kesilmiyor, mailler yağıyor.
Nedense çoğunun tebriki "cesaretim" e, çoğunun temennisi "cesaretimi sürdürmem".
Neden büyük bir yarı askeri holdingi, yönetim şeklini, askerlerden kesilen paraların akıbetini, ordudaki itilmişlikleri, kırıklıkları, adaletsizlikleri sorgulamak için "çok cesur" olmak gerekiyor bu ülkede.
Neden, aralarında Yüksekova, Silopi'den, ölümün hemen yanı başından arayan, herhalde şu anda birçoğumuzdan daha cesur olanlar dahi "böyle bir cesaret" i selamlıyor.
Neden, onca yıldır emir alan, emir veren onca insan, haksızlık, adaletsizliğe karşı, çoluğunun çocuğunun geleceği için daha çok şeffaflık, daha fazla demokrasi, daha yaygın adalet istiyor.
"Başta OYAK, haksızlıkları yazmaya devam edin" diyen birçoğuna şu soruyu sordum:
"Ya içinizden biri çıkıp beş şehitli bir günde orduyu rencide edici yayınla suçlarsa" diye.
Cevapları tek tek duymanızı isterdim. Şu ana kadar yüzlerce ses ve mesajdan bir tek "Albay Sabahattin" tehdit etti; bir emekli albay ile sadece bir emekli başçavuş OYAK'a minnettarlığını ifade etti. Belirtmek borcumdur!


Şimdi ödüm kopmuyor!
"Ordu Yardımlaşma Kurumu" nun belki birçok faydası, kimi kişilere çok büyük katkısı olmuştur ama...
Daha sonra yeni ayrıntılarla devam etmek üzere şunu söyleyeyim: Emekli subayların bir kısmı, astsubayların büyük çoğunluğu, yedek subayların neredeyse tamamı, OYAK sisteminin kendilerini "adeta sömürgeleştirdiği" kanısında.
Kimisi "kemirildik" diyor; yedek subaylar, görev süresinin kısaltılmamasını adeta her ay kendilerinden kesilen ve birikmişi asla iade edilmeyip OYAK'ta kalan 35 YTL (yılda 420 YTL çarpı mesela 20 bin asteğmen eşittir 8 milyon 400 bin YTL eşittir 8.5 trilyon TL) gibi bir meblağın varlığına bile bağlıyor.
Şimdi bunları yazıyoruz ya; Albayım dedi ki, "Siz milli sermaye düşmanısınız. Erdemir'i yabancılar alamadı diye sindiremediniz".
Bir de Başbakan, "yabancı sermaye düşmanı"... Ertuğrul Özkök de "Yahudi sermayesi düşmanı" olmakla suçlamıyor mu!
Ölürsün valla, Attila Ağabey!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Coşku ile kuşku   / 12-10-2005
 Yaralı subaylar...   / 11-10-2005
 Manevi şahsiyet!   / 10-10-2005
 Astsubay... Az-subay!   / 09-10-2005
 Ayna ayna söyle ona!   / 07-10-2005
 Ne deve, ne kuş!   / 06-10-2005
 Bir şey diyeceğim!   / 05-10-2005
 Avusturya'nın profesyonelliği!   / 04-10-2005
 Anelka kaleye Zafer taca attı!   / 03-10-2005
 İki gözüm, iki yüzüm!   / 02-10-2005
YILMAZ ÖZDİL
Aman balık yemeyin ha!
Danalar delirdi, tavuğa döndük.
ALİ KIRCA
Mahur beste
1925'te Menemen'de doğdu.. Ülkenin...
ÖMER LÜTFİ METE
Baykuş gribi ne olacak?
Siyasi hayatta rakipleri...
FATİH ALTAYLI
Topbaş'a kıran kırana sorular
İstanbul Büyükşehir...
UMUR TALU
Her şeye düşman!
Şairin hiç olmazsa "manşetlerde...
ERDAL ŞAFAK
Suriye'de kıyamet günü belirtileri
Birleşmiş...
'Bu son' dedi ve tetiği çekti
Eski Lübnan Başbakanı Hariri'nin öldürülmesiyle ilgili BM raporunun...
105 saat sonra kurtuldu
Pakistan ordusunda asker Muhammed Ahmet'in de depremde evi...
Ben sana mecburum
Ben sana mecburum
Fatih Terim maçtan bir gün önce basın toplantısında durumu en yalın...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu