kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

Brüksel berberi ve saçımızın rengi

İçeriği büyük ölçüde belli olmasına rağmen, yine de AB Komisyonu'nun yarından sonra açıklayacağı İlerleme Raporu ve Katılım Ortaklığı Belgesi uzun süre Türkiye gündemine damgasını vuracak. İki belgenin de ruhunu "Üç H" ile özetleyebiliriz: Haklar, Hürriyetler ve Hukuk...

Kasım yaklaştıkça, AB Komisyonu'ndan Türkiye İlerleme Raporu ve Katılım Ortaklığı Belgesi ile ilgili sızdırmalar da iyice arttı.
Amaç, belgelere son noktayı koymadan önce Ankara'nın sinirleriyle oynamaksa, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in çıkışı bile, hesabın tuttuğunu göstermeye yeterli:
"AB hep marjinalleri dinliyor. Ama içimizdeki marjinal grupların Türkiye'yi jurnallercesine yaptıkları beyanları mutlaka süratle dikkate alıp değerlendirmemiz gerekiyor."
Adres de gösteriyor Çiçek: İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Vakfı. Vur abalıya!
Ondan önce de, 29 Ekim resepsiyonunda Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer benzer yaklaşım sergilemişti: "AB işine geleni destekliyor, işine gelmeyeni desteklemiyor, görmezlikten geliyor."
Aslında devletin zirvelerinden yükselen bu öfkeli tepkileri hayıra yormak da mümkün: Bugüne kadar büyük ölçüde "sanal" kalan reformlar için artık kaçış yolu kalmadığını gösteriyor: Ya değişeceğiz, ya da vazgeçeceğiz. İkinci seçeneği -en azından bugün için- kimse işaretlemediğine göre, buyurun tepeden tırnağa değişim serüvenine. Ya da lunaparklardaki "Korku tüneli"ne girmeye.

Yargı etiğinin 7 ilkesi
AB'nin iki gün sonra yayınlanacak belgelerinde ne deniyor? "Türkiye'de yargı bağımsızlığı yok. Yargıyı hem güçlendirin, hem bağımsızlığını sağlayın. Demokrasinin ve yasaların üstünlüğünü gerçekleştirin."
Yanlış mı? Türkiye'de yargı gerçekten bağımsız ve tarafsız mı? Türkiye'de yargı gerçekten siyaset üstü ve dışı mı? Gerçekten demokrasinin (dikkat; cumhuriyetin değil) ve yasaların üstünlüğü var mı?
Daha da açarak sorarsak, takdir ettiğimiz hukukçu Fikret İlkiz'in geçenlerde üç bölüm halinde yayınladığı "Bangolar Yargı Etiği İlkeleri"ndeki koşulların kaçını bulabiliriz yargı sistemimizde?
Birleşmiş Milletler'in Hindistan'ın Bangolar kentinde düzenlendiği uluslararası hukuk konferansında belirlendiği için oranın adıyla anılan "Yargı etiği" ilkeleri şöyle sayılıyor:
Bağımsızlık, tarafsızlık, doğruluk, tutarlılık, dürüstlük, eşitlik, liyakat.
Ancak bu 7 ilke birarada olduğunda, hakların, hürriyetlerin ve hukukun egemen olduğu bir toplumdan sözedilebileceği vurgulanıyor. Ve birey haklarının devlet çıkarlarının önünde olduğu çağdaş demokrasiden.
Bu ilkelerin güvencesi ise ne yasama organı, ne de yürütme. Sadece ve sadece yargının kendisi. Yüksek mahkemeler.
Yazılı anayasası olmayan İngiltere'de hukuk tarihinin daha ilk dersinde öğrencilere şöyle seslenilir: "Gençler, yarının hukukçuları; şunu hayatınız boyunca unutmayın: İngiltere'de özgürlükleri genişleten tüm virajlar, Yüksek Mahkeme'nin kararlarıyla dönüldü."
Aynı şekilde, 230 yıllık anayasa ile yönetilen ABD'de de ırk eşitliğinden bireysel hak ve özgürlüklere kadar tüm devrimler yine Yüksek Mahkeme tarafından gerçekleştirildi.
Ya bizde? Yüksek yargının Türkiye'de özgürlükleri genişleten, bireysel hak ve özgürlükleri "Kamunun yüksek çıkarları"nın önüne koyan, kısacası Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk'un ifadesiyle, cumhuriyetten demokrasiye, hukuk devletinden hukukun üstünlüğü devletine geçiş için merdiven olacak bir kararını anımsıyor musunuz?
"İstimi arkadan gelsin" misali, gerekçenin karardan bir, hatta birkaç yıl sonra yazılabildiği yüksek yargımız var bizim. O nedenle, AB'nin, marjinallerin telkinlerine de dayalı olsa, eleştirileri -hatta dayatmaları- karşısında başımız öne eğik.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Azerbaycan ve kadife devrimler   / 06-11-2005
 Büyük oyunun yeni hamleleri   / 05-11-2005
 Reform sürecinde söylem ve eylem   / 04-11-2005
 Kamusal alanın yılmaz bekçisi   / 03-11-2005
 Güllük gülistanlık   / 02-11-2005
 Kaçınılmaz reform   / 01-11-2005
 Bir "tabu"nun daha kapağı açılıyor   / 31-10-2005
 Ankara'nın işi gerilim üretmek   / 30-10-2005
 Sadece önseziyle devrim yapılır mı?   / 29-10-2005
 Malatya'daki Ebu Gureyb   / 28-10-2005
ÖMER LÜTFİ METE
Cehennem 'Derin Şirket' kusar
Bir yayınevinin Profesör...
UMUR TALU
Sopalı demokrat
Hükümetin, AKP'nin ...
ERDAL ŞAFAK
Brüksel berberi ve saçımızın rengi
İçeriği büyük ölçüde...
ERGUN BABAHAN
Fransa ve Türkiye
Büyüklük düşüyle yaşayan Fransa...
MEHMET ALTAN
Almanya'nın neresindensiniz?
Siz bu satırları okurken,...
'O istifa edinceye kadar durmayacağız'
Bir Türk gencin yaralanması, iki Afrikalı'nın ölmesiyle çıkan olaylar...
Çalışanlarına 'Ahlâk Bilgisi' dersi şart koştu
Bir CIA ajanının adının basına sızdırılması skandalından sonra zor...
10'un adı Fener
10'un adı Fener
Schalke hüsranına rağmen, Sivas gibi diri ve istekli bir rakibe...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu