| |
|
|
Taşları bağlayıp, itleri salan Adalet ve.. Bakanı..
California eyaletinin Los Angeles kentinde bir genç bir dilim pizza çaldığı için ömür boyu hapse mahkum edildi. Cezanın gerekçesi bir dilim pizza değildi tabii. Eyaletteki "Üç" yasasıydı. Bir kişi üç suç işlediği zaman, suç ne olursa olsun, ömür boyu hapse mahkum oluyordu. Yasanın gerekçesi şuydu: "Üç suç işleyen kişi, suç işlemeyi adet haline getirmiş, toplum kuralları ile uyumsuz olduğu ortaya çıkmış birisidir. Böyle kişilerin o toplum içinde yaşama hakları yoktur." İstanbul'da hafta başında bir kişi, çaldığı otomobilin içinde yakalandı. Yanında kaçırıldığını söyleyen bir genç kız da vardı. Karakola gelindiğinde, adamın 29 oto hırsızlığı, 15 hırsızlık, 2 emniyeti suiistimal ve 3 tecavüz olmak üzere toplam 49 suçtan sabıkalı olduğu ortaya çıktı. Çaldığı otomobillerle kızları kandırıp kaçırıyor, arkadaşlık kurup tecavüz ediyordu. Örnekleri Türkiye ve Amerika'dan verdim.. Neden?.. ABD, "insan hakları" denince en önde gelen ülke.. Bayrağı kimselere bırakmaz. Dünyayı, bu arada Türkiye'yi de sorgular ve ülkemizde insan haklarına riayet konusundaki geri kalmışlığı her yıl, Dışişleri Raporu ile açıklar. En yenisi çarşamba günü açıklandı. Bu ne demek?. Bu şu demek?.. "İnsan Hakları" suçluların aramızda serbestçe dolaşmasına izin vermenin ve suçsuz insanları devamlı tehdit altında yaşamak zorunda bırakmanın gerekçesi olamaz. Başka insanların ve toplumun aleyhine kullanılacak hiçbir hak, en başta insan hakları olamaz. Başkalarının haklarına tecavüz hakkı diye bir hak yoktur. Başkalarının haklarına tecavüzü adet etmiş kişilerin başkaları ile birlikte yaşama hakları yoktur. İnsan hakları, suçluyu korumaya, suç işlemeye teşvik etmeye alet edilemez. O halde Türkiye'de "AB'ye uyum" diye çıkarılan ceza, muhakeme usulleri ve infaz yasalarında büyük bir yanlış var demektir. Sabah'ın çarşamba günkü "Meydan itlere kaldı" manşeti doğru ama eksikti. Yeni yasalarla taşlar bağlandığı için meydan itlere kalmıştı. Polis tarafından bin bir güçlükle yakalanan suçluların bir gece nezarette dahi kalmadan savcılar, olmadı, ilk duruşmada "Tutuksuz yargılanmak üzere" yargıçlar tarafından serbest bırakılmaları, toplum vicdanında derin yaralar açmakta, halkın adalete inancını sarsmaktadır. Adalet Bakanı, kamu vicdanını rahatlatacak açıklamalar yapmak zorundadır. Bu yanlış yasalarla, insanımızın can ve mal varlığı giderek daha da büyük tehditlere maruz kalmaya devam mı edecektir? Yasaların uygulanmasında ortaya çıkan feci tablo, bakanlık tarafından değerlendirilmekte ve gereken değişiklikler için çalışmalar yapılmakta mıdır? Ya da.. Daha açık, daha kısa, daha net.. Sayın Cemil Çiçek!.. Bu gelişmelerden, bu ülkenin Adalet Bakanı olarak memnun musunuz?.
|