Aynı senaryo
İsviçre ile oynanan milli maçın ve ardından yaşanan olayların tüm ağırlığı Şükrü Saracoğlu Stadı'nın üstüne çökmüştü. Fenerbahçe seyircisi ilk kez bu kadar coşkusuz, biraz da umutsuzdu. Maç öncesi kadrolar açıklandığında kafalarda soru işaretleri uyandı. Teknik direktör Christoph Daum, takımının savunmasına güvenmediği için Ümit'i Servet ile Önder'in arasına sokarak defans güvenliği sağlamaya çalışmıştı. Bu tercih düşüncede, teoride doğru gibi görünse de özellikle Shevchenko gibi bir yıldızı durdurmanın imkanı olmadığı maç başlamadan önce bile belliydi. Dün gece Sheva'nın gecesi olacaktı; oldu da... A Milli Takımımız'ın Ukrayna'ya yine bu statta 3-0 yenildiği maçtaki senaryo yine Sheva tarafından aynı şekilde ortaya kondu. Karşısındaki aktör de yine Servet olunca senaryo sahaya kusursuz şekilde yansıdı. Çünkü o da rolünü iyi biliyordu. İlk devre Appiah ve Tuncay 50-55 metrelik deparlarla ofansif zenginlik yaratmaya çalışsalar da kolektif bir anlayış ortaya konamayınca bu hücumlar etkisiz kaldı. Maçın sonucunu tabii ki hücumlar belirliyor. Ama bu maçın şifresi iki takımın defans anlayışı ile defansta nasıl kapandığında, topu alınca nasıl açıldığında yatıyordu. Fenerbahçe defansı hem pozisyon alma, hem müdahele etme hem de diziliş olarak maçın hiçbir anında doğruyu bulamadı. Milan ise tam tersi özellikle savunmada her şeyi en doğru şekilde yaptı. Fenerbahçe, artık Avrupa'ya büyük ölçüde veda etti. PSV'yi Hollanda'da yenmek mümkün görünmüyor. Avrupa platformunda başarı için defans ve kolektif futbol çok önemli. Dünkü 11'den Appiah, Tuncay ve Anelka dışında bu platformda mücadele edecek oyuncular göremedik. Sivas, Malatya karşısında ortaya çıkmayan hatalar bu platformda hemen sırıtıyor. Şunu da unutmamak lazım ki, Fenerbahçe yaşayarak öğrenecek ; buralarda mücadele etmek ileriye yönelik doğru planlama için şart. Yeter ki burada ortaya çıkan gerçekleri doğru tespit edip, ona göre önlemler alınsın, dersler çıkarılsın.
|